AA
Günlük basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendiren Price, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran raporuna değinerek İran'ın 2015'te imzalanan Ortak Kapsamlı Eylem Planı (OKEP) anlaşmasında belirlenen uranyum zenginleştirme sınırlarını aşmaya devam ettiğini belirtti.
İran'ın yakın zamanda Güvenlik Denetim Anlaşması Ek Protokolü dahil UAEA ile iş birliğini azaltmaya yönelik adımlar attığını hatırlatan Price, "İran'ın yanlış yöne gittiğine dair kaygımızı yineledik. İran nükleer yükümlülüklerinden uzaklaşıyor. Bizim amacımız ise ABD ile İran'ı OKEP kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirecek bir sonuç elde etmektir. Ancak atılan adımlar yanlış yöne doğru gidiyor." dedi.
UAEA'nın İran'a yönelik başta beyan edilmemiş nükleer stok olmak üzere birçok ciddi konuyu daha incelediğini belirten Price, "İran'ın bir an önce UAEA ile bu konularda iş birliği yapması konusunda ısrar ediyoruz." dedi.
İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Daimi Temsilcisi Büyükelçi Kazım Garibabadi, dün yaptığı açıklamada, "Yaptırımların Kaldırılması için Stratejik Eylem Planı yasası kapsamında UAEA'ya verilen tüm ek denetimler askıya alındı." diye konuşmuştu.
Garibabadi, "Bundan sonra Güvenlik Denetim Anlaşması'nın ötesinde herhangi bir yükümlülük yok. Nükleer tesislere de gerekli talimatlar verildi." ifadelerini kullanmıştı.
Ek Protokol, UAEA müfettişlerinin nükleer tesislerini istedikleri zaman aniden denetlemelerine izin veriyordu.
E3 olarak adlandırılan Almanya, İngiltere ve Fransa ise bugün İran'ı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerine özel denetim izinleri verdiği Ek Protokol'ü askıya alma kararından vazgeçmeye çağırmıştı.
Gürcistan'da devam eden siyasi krize yönelik açıklamada da bulunan Price, "ABD Gürcistan muhalefet lideri Nika Melia ve diğer muhalefet mensuplarının gözaltına almasından derin rahatsızlık duymaktadır." dedi.
Price, Gürcistan'daki olayların demokrasi ve hukukun üstünlüğü esası üzerinden çözülmesi çağrısında bulunarak ülkede yaşananların Gürcistan'ın Avro-Atlantik hedefleri ile uyuşmadığını kaydetti.
Gürcistan'da 20 Haziran 2019'da 26. Ortodoks Parlamentolar Arası Genel Asamblesi'nin oturumunda, Rusya heyetinde yer alan Rus Komünist Partisi Üyesi ve Rusya Devlet Duması Milletvekili Sergei Gavrilov'un Parlamento Başkanı'nın koltuğuna oturması, binlerce kişi tarafından protesto edilmişti.
Melia, protestocuları kışkırttığı gerekçesiyle gözaltına alınmış, sonrasında kefaletle serbest bırakılmıştı. Fakat kefaleti ödemeyen Melia hakkında yeniden gözaltı kararı alınmıştı.
Başsavcılığın talebi üzerine, önceki gün yapılan olağanüstü parlamento oturumunda, çoğunluğa sahip iktidardaki Gürcü Hayali Partisi, Melia'nın vekilliğinin düşürülmesi yönünde oy kullanmıştı.
Tiflis Şehir Mahkemesi de Melia hakkında gözaltı kararı almış ancak ana muhalefet lideri, polise teslim olmamıştı.
Melia, sabah saatlerinde partisinin merkez ofisine düzenlenen ve yüzlerce polisin katıldığı operasyonla gözaltına alınmıştı.
(Joe) Biden yönetimin Çin'e atayacağı yeni büyükelçiye ilişkin detay vermekten kaçınan Price, başta Sincan bölgesindeki Uygur Türklerine yönelik faaliyetler olmak üzere yeni büyükelçinin elinde kabarık bir dosya olacağını ifade etti.
Price, Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın "Sincan'da yaşananların bir soykırım olduğunu" söylediğini hatırlatarak "Aynı zamanda insanlığa karşı suçların da işlendiği konusunda da açık olduk. Başka ülkeler de bununla yakından ilgileniyor. Farklı başkentlerde devam eden süreçler var." dedi.
Blinken'ın Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ile yaptığı telefon görüşmesinde insan haklarının iki ülke ilişkilerindeki önemine vurgu yapmasına ilişkin bir soruya yanıt veren Price, Joe Biden yönetiminin "menfaatleri için Amerikan değerlerinden asla vazgeçmeyeceğini" iddia etti.
Demokrasi ve insan hakları konusunun, Amerikan dış politikasının önemli önceliği olduğunu savunan Price, "Dışişleri Bakanlığı Mısır hükümeti ile sürekli olarak ifade ve toplanma özgürlüğü dahil Mısır'da insan haklarına saygının olmadığına yönelik kaygımızı iletiyor." dedi.
Blinken'ın, Şükri ile görüşmesinde, "ABD ile Mısır ikili ilişkilerinin merkezinde olacağına vurgu yaptığı Mısır'daki insan hakları konusuna ve Mısır'ın Rusya'dan Su-35 alma ihtimaline ilişkin kaygılarını" gündeme getirdiği belirtilmişti.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İran'ın yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş 17,6 kilogram uranyum ürettiğini bildirdi.
UAEA, üye ülkelerle paylaştığı 16 Şubat tarihli raporda, Tahran yönetiminin daha önce duyurduğu gibi yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum ürettiğini belirtti.
Rapora göre İran, zenginleştirilmiş uranyum stokunu 2 Kasım'da bildirilen yaklaşık 2 bin 442 kilogramdan 2 bin 968 kilograma yükseltti.
Raporda, "Ajans, İran tarafından bildirilmemiş bir noktada, kuruma deklare edilmemiş nükleer materyallerin olabileceği hususunda derin kaygı içinde. Söz konusu nükleer materyalin İran'ın güvenlik denetimi anlaşması kapsamında bildirilmesi gerekir." ifadesine yer verildi.
Kapsamlı Ortak Eylem Planı olarak adlandırılan ve 2015'te imzalanan nükleer anlaşma, İran'ın, 202,8 kilogramlık uranyum stoku bulundurmasına ve yüzde 3,67'ye kadar uranyum zenginleştirmesine izin veriyor.
Böylelikle İran, nükleer anlaşmanın izin verdiği zenginleştirilmiş uranyum stokunun yaklaşık 15 kat fazlasına sahip oldu.
İran, ülkede onaylanan "nükleer yasa" kapsamında 5 Ocak'ta yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum ürettiğini açıklamıştı.
Muhafazakarların çoğunlukta olduğu İran Meclisi, nükleer bilimci Muhsin Fahrizade'nin 27 Kasım 2020'de öldürülmesinden kısa süre sonra nükleer faaliyetleri hızlandırmayı hedefleyen "Yaptırımların Kaldırılması ve İran Ulusunun Çıkarlarının Korunması İçin Stratejik Eylem Planı" yasasını çıkarmıştı.
İran Atom Enerjisi Kurumunun uranyumu en az yüzde 20 zenginleştirmeye başlamasını ve düşük düzeyli zenginleştirilmiş uranyum stoklarını artırmasını zorunlu kılan yasa, nükleer anlaşmanın taraflarının 21 Şubat'a kadar Tahran'ın bankacılık ilişkilerini ve petrol ihracatını normale döndürecek adımlar atmaması halinde İran'ın NPT kapsamında 2016'dan bu yana gönüllü olarak uyguladığı Ek Protokol'den ayrılmasını gerektiriyor.
Tahran yönetimi, Ek Protokol uyarınca UAEA müfettişlerinin nükleer tesislerini istedikleri anda aniden denetlemelerine izin vermişti. İran'ın Ek Protokol'den ayrılması, Ajans müfettişlerinin denetimlerinin sınırlandırılacağı anlamına geliyor.
E3 olarak adlandırılan Almanya, İngiltere ve Fransa, İran'ı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerine özel denetim izinleri verdiği Ek Protokol'ü askıya alma kararından vazgeçmeye çağırdı.
Almanya, İngiltere ve Fransa'nın ortak açıklamasında, İran'ın nükleer tesislerinde ani denetimlere imkan veren Ek Protokol'ü askıya almasından büyük üzüntü duyulduğu belirtildi.
İran'ın adımının, Tahran'ın nükleer faaliyetlerine ilişkin Kapsamlı Ortak Eylem Planı kapsamındaki taahhütlerinin bir başka ihlali olduğu ve UAEA'nın güvenlik önlemlerinin gözetimini önemli ölçüde azaltacağı ifade edildi.
Bunun aynı zamanda UAEA'nın İran'ın nükleer programı ve ilgili faaliyetlerini izleme ve doğrulama yeteneğini de kısıtlayacağı belirtilen metinde, "İran'ı şeffaflığı azaltan tüm önlemleri durdurmaya ve tersine çevirmeye, UAEA ile tam ve zamanlamaya uygun olarak işbirliği yapmaya çağırıyoruz." ifadesi kullanıldı.
Grubunun hedefinin, Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nı korumak ve İran ile ABD'nin plan kapsamındaki taahhütlerine tam olarak uymasını sağlayacak bir çözüme ulaşılması amacıyla yapılan diplomatik çabaları desteklemek olduğu kaydedildi.
İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Daimi Temsilcisi Büyükelçi Kazım Garibabadi, bugün yaptığı açıklamada, "Yaptırımların Kaldırılması için Stratejik Eylem Planı yasası kapsamında UAEA'ya verilen tüm ek denetimler askıya alındı." demişti.
Garibabadi, "Bundan sonra Güvenlik Denetim Anlaşması'nın ötesinde herhangi bir yükümlülük yok. Nükleer tesislere de gerekli talimatlar verildi." ifadelerini kullanmıştı.
Ek Protokol, UAEA müfettişlerinin nükleer tesislerini istedikleri zaman aniden denetlemelerine izin veriyordu.