AA
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Türkevi'nde düzenlenen panelde, Türk ve Amerikan akademisyenler ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerin son yıllarda geldiği durum ve kültürel bağlamda ilişkilerin geleceğini değerlendirdi.
"Kültürel Bağları Güçlendirmek: Türk-Amerikan İlişkilerinde Yeni Bir Vizyon" konulu panelde Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Sedat Önal, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız, İletişim Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Çağatay Özdemir, Türkiye'nin New York Başkonsolosu Reyhan Özgür ile diplomatik misyonların temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda katılımcı yer aldı.
Panel için bir video mesaj gönderen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Türkiye-ABD ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık anlayışına saygı çerçevesinde bölgesel ve küresel meselelere barış, güvenlik ve refah odaklı yaklaşımlar geliştirme potansiyeline olan inancımızı koruyoruz." dedi.
Katılımcılara, Türk-Amerikan ilişkilerinin tarihi ve mevcut durumu hakkında bir video gösterimi yapıldı.
- "AMERİKA'DAKİ EN ÜNLÜ ŞAİR MEVLANA VE HALA MESAJLARI GEÇERLİ"
Panelin "Transatlantik İlişkilerin Zeminini Güçlendirmek: Geçmiş ve Bugün" başlıklı ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Washington Araştırma Direktörü Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat moderatörlüğündeki ilk kısmında söz alan Küresel Güvenlik Enstitüsü Başkanı Jonathan Granoff, Amerika'daki en ünlü "şairin" Mevlana Celaleddin Rumi olduğunu belirterek, iki ülke arasındaki kültürel bağların gücüne işaret etti.
Ulusal kimliklerin ya köprü kurmak ya da duvar inşa etmek için kullanılabileceğini ifade eden Granoff, Mevlana'nın insanlığın kalbine hitap ettiğini, temel mesajlarının hala bugün geçerli olduğunu söyledi.
Ulusal Savunma Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gawdat Bahgat, ABD yönetiminde resmi bir görevi olduğunu ancak görüşlerinin ABD yönetimini temsil etmediğini vurgulayarak, "Türkiye ve ABD'nin birbirine ihtiyacı var." diye konuştu.
İran ve İsrail'in Orta Doğu'da kilit rol oynayamayacağını ancak Türkiye'nin bu gücü olduğunu aktaran Bahgat, Türkiye ve ABD'nin Orta Doğu'da birçok alanda benzer görüşe sahip olduğunu, iki ülkenin de bölgede savaş istemediğini anlattı.
Bahgat, iki ülke arasındaki anlayışı artırmak için öğrenci değişim programlarının önemine işaret etti.
- "EĞİTİM BARIŞ İNŞA EDER"
Küresel Politikalar Enstitüsü Başkanı Paolo von Schirach, "Eğitim barış inşa eder." şeklinde konuşarak, iki ülkenin eğitim ilişkilerini geliştirmesinin öneminin altını çizdi.
ABD'nin birçok ülkeyle eğitim ilişkilerini geliştirmek istediğini ancak öğrencilerin sıklıkla vize engeline takıldığını söyleyen von Schirach, bunun ABD'nin genel politikasıyla çakıştığını ve çözülmesi gereken bir sorun olduğunu kaydetti.
Von Schirach, Türkiye ve ABD'nin dünya genelindeki gelişmelerden etkilendiğini, uluslararası ilişkilerin "türbülans" döneminden geçtiğini, bunun temelinde ise ABD-Çin ilişkilerinin olduğunu anlattı.
ABD-Çin ilişkilerinin "varoluşsal bir mücadeleye" dönüştüğüne işaret eden von Schirach, Çin yönetiminin genelinde Batı'nın üstünlüğünü kaybettiği görüşünün hakim olduğunu savundu.
Von Schirach, bu çerçevede "ABD'nin dostu kim?" sorusunun gündemde olduğunu, bunun ise ABD'nin ikili ilişkilerini etkileyeceğini ifade etti.
- "YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ OLUŞUYOR"
Marmara Üniversitesinden Prof. Dr. Gonca Oğuz Gök, Türkiye-ABD ilişkileri çerçevesinde BM'nin rolüne ilişkin konuştu.
BM'nin bir "meşruiyet krizi" yaşadığını dile getiren Gök, yeni bir dünya düzeni oluştuğuna ancak "neye benzeyeceğini" kimsenin bilmediğine dikkati çekti.
Gök, Türkiye'nin bir nevi hem Batı'da hem de Batı'nın dışında bir ülke olarak özel bir konumu olduğunu, BM nezdinde önemli rol oynayabileceğini vurguladı.
Türkiye-ABD ilişkilerinin tüm sınamalara rağmen dirençli olduğunu ifade eden Gök, çok sayıda işbirliği alanının sürdüğünü dile getirdi.
- "FARKLILIKLAR YERİNE BENZERLİKLERE ODAKLANILMALI"
Amerika Katolik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Herbert R. Reginbogin, ABD yönetiminin dış politikasının oluşturulması anlamında önemli bir görev yaptığını bildirdi.
Reginbogin, Türkiye ve ABD'nin yük paylaşımı konusunun önemini giderek daha fazla anladığına işaret etti.
Dünyanın "büyük rekabet ve sınamalar" döneminde olduğunu kaydeden Reginbogin, "Gazze'ye yardım etmek için neden 7 aydır bekliyoruz?" sorusunu yöneltti.
Reginbogin, farklılıklar yerine benzerlikler ve ortak çıkarlara odaklanılması gerektiğinin altını çizdi.
- "TÜRK DİPLOMASİSİ GAZZE KONUSUNDA DA ÖNEMLİ ROL OYNAYACAK"
Panelin Ankara Hacı Bayram Üniversitesi'nden Doç. Dr. Erman Akıllı moderatörlüğünde yapılan ikinci kısmında ise "Türkiye-Amerikan İlişkilerinde Geleceğe Yönelik Olasılıklar ve Perspektifler" konusu ele alındı.
Newsweek dergisinin Yardımcı Editörü Tom O'Connor burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok özgün bir konumu olduğuna ve çıkarlarına sahip çıkan bir ülke olduğuna dikkati çekti.
Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında gerçek anlamda uzlaşıcı rol oynayan tek ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden O'Connor, "Türk diplomasinin Gazze konusunda da önemli rol oynayacağını düşünüyorum." dedi.