Fransa'da 27 Haziran'da polisin açtığı ateş sonucu 17 yaşındaki Nahel M. isimli genç sürücü hayatını kaybetti.
Gencin öldürülmesi sonrası ise Fransa sokakları savaş alanına döndü.
Genç sürücünün hayatını kaybetmesinden bu yana düzenlenen gösterilerde polisle protestocular arasındaki çatışmanın dozu artarken; karakolların, kamu binalarının, araçların kundaklandığı ülkede 10 kentte geceleri sokağa çıkma yasağı getirildi, ülke genelinde otobüs ve tramvay seferleri iptal edildi, protestoları bastırmak için devreye zırhlı araçlar girdi. Fransa'nın kuzeyindeki Nord-Pas-de-Calais bölgesinin Belçika sınırında bulunan Lille'de birçok kamu malı ve dükkan olaylar sırasında zarar gördü.
Ülkede protestoların şiddeti gün geçtikçe artarken Fransa hükümeti internet kullanımına ilişkin çok tartışılan bir karara imza attı.
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, 3 Temmuz'dan itibaren geçici bir internet kısıtlamasının uygulanacağını duyurdu. Protestolarda Fransız polisinin göstericilere sert müdahalesi dünya kamuoyuna sosyal medya üzerinden yansırken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetiminin geçici internet kısıtlamaları kararı büyük tartışmalara neden oldu.
Türkiye'nin terör ve şiddeti önleyici sosyal medya düzenlemeleri Avrupa tarafından "ifade özgürlüğüne saldırı" olarak yansıtılıyordu.
Gezi olayları esnasında yaşananları canlı olarak paylaşan Batı basını, polisi ve hükümeti karalayarak algı operasyonuna girişmişti. Gerçekliği yansıtmayan fotoğraflar üzerinden yapılan paylaşımlarla birçok kez manipülasyona imza atılmıştı.
Gezi kalkışmasının başladığı ilk tarihlerde bazı protestocuların taktığı kasklarda ve giydikleri tişörtlerde "#OccupyTurkey" yazısı yer almış ve söz konusu etiket üzerinden Twitter'da örgütlenmişlerdi.