ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatı ile düzenlenen operasyonda İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin öldürüldüğünü açıkladı. M5 Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ceyhun Bozkurt, bölgeden gelen sıcak gelişmeleri değerlendiren bir yazı kaleme aldı.
Ceyhun Bozkurt, Süleymani'nin öldürülmesine misilleme olarak İran'ın İsrail’e yönelik Lübnan’daki Hizbullah üzerinden bir taarruz gerçekleştirebileceğini, vekalet unsurları aracılığıyla çok yoğun bir şekilde cepheyi genişletip saldırılar düzenleyebileceğini, ARAMCO saldırısı örneğinde olduğu gibi Suudi Arabistan’a yönelik ekonomik saldırılar gerçekleştirebileceğini ifade etti.
Bölgede artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını belirten Bozkurt, şunları kaydetti:
Dün TV100’de katıldığım programın sonunda Orta Doğu ile ilgili “Bölge savaşa gidiyor. Yeni bir Avusturya-Macaristan Veliaht Prensi’nin öldürülmesi mi bekleniyor bilmiyorum” demiştim. Kasım Süleymani’nin olayını duyunca aklıma doğrudan bu cümlem geldi. Süleymani’nin öldürülmesi, bu şekilde bir dünya savaşını tetikleyebilecek bir olay mıdır elbette kestiremeyiz, ancak bölgedeki tüm dengeleri sarsacak, deyim yerindeyse macunu tüpten çıkartacak bir gelişme olduğu kesin.İran’ın, yurtdışındaki bütün askeri ve özel harp operasyonlarını yürüten Devrim Muhafızları Kudüs Gücü’nün Komutanı olan Kasım Süleymani yıllardır ABD ve İsrail’in hedefindeki isimdi. Bu iki ülke istihbarat birimleri CIA ve MOSSAD, daha önce de suikast için çalışmalar yapmış, hatta İsrail basınında çıkan haberlere göre, bir suikast girişimi Obama yönetimi tarafından İran’a bildirilerek engellenmişti.Süleymani, Suriye’deki sivillere yönelik bazı saldırılardan dolayı, Türkiye’nin de tepki gösterdiği isimlerden biriydi.Kısaca hatırlatalım… Irak’ın işgali sonrasında, Süleymani’nin komutasındaki Kudüs Gücü, Irak, Suriye ve Lübnan’daki etkisini yoğun bir şekilde artırdı. Lübnan’daki Hizbullah-İsrail savaşı, Arap Baharı’nda Suriye’nin durumu da Kudüs Gücü’nün, dolayısıyla Süleymani’nin önünü açtı. Süleymani’nin bir diğer özelliği, İran’da Devrim Muhafızları Genel Komutanı da dahil olmak üzere hiçbir resmi kişi veya kuruma değil, doğrudan dini lider Ali Hamaney’e bağlı çalışmasıydı. Yani İran’daki sistemin en önemli adamıydı. Hamaney’in, ilk açıklamasının da “İntikamı alınacaktır” şeklinde olduğunu not etmek gerekir.Peki, bu güne nasıl gelindi?