Star Gazetesi
The National internet sitenin Türkiye ve Doğu Akdeniz meseleleri uzmanı David Lepeska bugün kaleme aldığı yazısında Türkiye'nin savunma sanayisine değindi. Lepeska, 'Türkiye'nin Kıbrıs harekâtı savunma sanayisinin yükselişini nasıl teşvik etti?' başlıklı yazısında, "Türkiye, kendi kendine yetmeye yemin etti ve yerel kalkınmayı benimsedi" dedi.
Türk kuvvetlerinin adada Atina destekli darbeyi engellemek için Kuzey Kıbrıs'a asker gönderdiğini belirten Lepeska, bu gelişmenin ardından ABD ve birkaç batılı müttefikin Türkiye'ye silah satışını engellediğini ifade etti.
Ambargoların uzun vadede ters teptiğini açıklayan yazar, bu kararın Ankara'yı dünyanın en güçlü savunma endüstrilerinden birini geliştirme yoluna soktuğunu ve Türkiye'nin kendi kendine yetmeye yemin ettiğini belirtti.
1987'de Türk Silahlı Kuvvetleri Vakfı'nın kurulması, Türkiye'nin savunma sanayisinin çekirdeği olan Aselsan, Havelsan, Tusaş, Aspilsan ve Roketsan'ın gelişimini finanse ettiğini vurgulayan Lepeska, "Türkiye, benzer bir gelişme zaman çizelgesindeki diğer çoğu devletten daha erken bir zamanda savunma ve endüstriyel üretici olarak ortaya çıkmaya başladı. AK Parti 2002'de iktidara geldiğinde Türkiye büyük bir sıçramaya hazırdı" dedi.
2008'de Altay ana muharebe tankı, 2014'te ülkenin ilk saldırı helikopteri T129, bir dizi yeni füze, torpido ve sensör ekipmanı ile 2018'de Barbaros firkateynine atıfta bulunan köşe yazarı, listenin uzayıp gittiğini ifade etti.
"NATO'nun ikinci büyük ordusu gereken iç desteğe sahip ve savunma sanayisi yurtiçinde ve yurtdışında hatırı sayılır bir saygı görüyor" diyen Lepeska, "Türkiye'nin savunma ihracatı son on yılda neredeyse üç katına çıktı ve 2014'teki 1,9 milyar dolardan geçen yıl 5,5 milyar dolara yükseldi. Dünyanın 19. büyük ekonomisi artık ilk 10 küresel savunma ihracatçısının hemen ardından 11. sırada yer alıyor" dedi.
Yazısında Selçuk Bayraktar'a da yer veren Lepeska, Bayraktar'ın yerel bir kahraman haline geldiğini ifade ederek, Mayıs ayında İran dağlarında helikopteri düşen İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin düşen helikopterinin BAYKAR üretimi Akıncı olduğunu ifade etti.
Yazar son olarak, söz konusu gelişmelerin Güney Kıbrıslılar için 'hoş olmayan bir haber' olduğunu dile getirirken, Türkiye'nin ise Kıbrıs'taki çıkarlarını ve pozisyonlarını savunmak için 1974'ten daha iyi bir konumda olduğunu vurguladı.