Yağma, kundaklama, saldırı... Bu yıkımın arkasında sadece George Floyd'un öldürülmesi mi var?

ABD'de polis şiddeti sonucu ölen George Floyd için düzenlenen gösteriler, barışçıl eylemlerden sıyrılarak, 140 ABD kentinin alev alev yanmasına neden olan protestolara dönüştü. Peki tüm bu şiddet olaylarının arkasındaki neden sadece 'George Floyd'un öldürülmesi mi?'

5 Haziran 2020 Cuma 11:09
Dünya Haberleri

star.com.tr



Tüm dünyayı etkisi altına alan ve en çok ABD'yi kötü etkileyen yeni tip koronavirüs pandemisinin ortasında, Minneapolis'te yaşanan bir olay tüm ülkeyi karıştırdı. ABD'li siyahi George Floyd, gözaltına alınırken bir polisin uzun süre diziyle ensesine basması sonucu boğularak hayatını kaybetti.

Floyd'un öldürülmesi, Minnesota başlayıp neredeyse tüm ülkeyi kasıp kavuran şiddetli protestolara neden oldu. Göstericilerin başta düzenledikleri ve polislerin tutuklanmasını talep ettikleri barışçıl protestolar yerini, yağma, ateşe verme ve polise saldırma gibi eylemlere bıraktı.

Protestolar onuncu güne girerken, 10 binden fazla kişi tutuklandı, en az 13 kişi öldü ve hem protestocular hem de polis memurlarından olmak üzere çok sayıda kişi yaralandı.

ABD'de polisin şiddet uygulaması ilk olmamasına rağmen, halkın aşırı tepkisi uzmanlar tarafından yorumlandı. Uzmanlara göre bu aşırı tepkinin arkasında sadece Floyd cinayeti yok...

Amerikalı klinik psikolog Erlanger Turner'ın, Sputnik English'te yer alan görüşlerine göre, insanların hayal kırıklığını ve öfkesini besleyen başka şeyler var.

ABD İÇİN AYAKLANMA OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM DEĞİL

Bazı uzmanlar, ABD'deki şiddet olaylarını COVID-19 pandemisi nedeniyle yaşanan ekonomik sıkıntılar ve strese de bağlıyor.

Turner'a göre tarih, isyanların genellikle karantinaların öngörülebilir bir sonucu olduğunu gösteriyor. ABD'de, çiçek hastalığı izolasyonu nedeniyle 1900'lerde protestolar ve ayaklanmalar yaşandı ve daha yakın zamanda, 2009'da Meksika'da domuz gribi salgını nedenyile hapishanelerde ayaklanmaları yaşandı. Ancak, 46 yaşındaki siyahi George Floyd'un öldürülmesini takip eden protesto dalgası, COVID-19'un neden olduğu strese daha az ilişkili.

Turner, "Bence bu tepki, tekrarlanan adaletsizlik vakalarına ve kolluk kuvvetlerinin ABD'deki ırksal ve diğer azınlıklara mensup kişilere karşı davranışlarından sorumlu tutulmamasına, güçlü bir şekilde bağlı. Psikolojik bir bakış açısıyla, insanlar genellikle öfkelerini yansıtmak için saldırganlıkla tepki vererek öfkesini ifade ediyor. Öfke evrensel bir duygudur ve genellikle hayal kırıklığına veya tehdide psikolojik bir yanıttır. İnsanların yaşamları tehdit altındadır ve doğal tepkileri öfkedir.' diyor.

Son birkaç gün içinde bazı protestoların ayaklanmalara nasıl dönüştüğünü hatırlatan Turner, George Floyd eylemleri sırasında başlayan şiddetli protestoların, ABD protesto kültürü için yeni veya benzersiz bir şey olmadığını da söyledi. Turner, "ABD tarihi boyunca isyanlar, genellikle halkın duyulmadığı veya ciddiye alınmadığı hissi sonucu ortaya çıktı.' dedi.

Turner, Amerikalıların temsil edilmemeden ve vergilendirme nedeniyle duydukları öfkenin, İngiliz yönetimine karşı protesto ve ayaklanmalara yol açtığını hatırlattı. Turner, 'Boston Çay partisi' ile sonuçlanan isyanın, politikalarda değişikliklere neden olduğunu belirtti.

ABD'li siyahi genç Michael Brown'un polis tarafından öldürülmesi sonucu, 2014'te Ferguson huzursuzluğuna benzer olaylar yaşanmıştı. Şubat 2012'de başka bir siyahi Amerikalı genç Trayvon Martin'in ölümü, 'Siyahi Yaşam' hareketini tetiklemişti.

star.com.tr