Türkiye'nin ilk ‘Avrupa ve UNESCO Jeoparkı’ olma özelliği taşıyan Kula Global Jeoparkı, UNESCO heyetine ev sahipliği yaptı. Jeopark Denetçileri bölgede 4 gün süren incelemelerde bulundu. Kula Global Jeoparkı’nın, UNESCO tarafından 2014 yılında verilen sertifikası, denetlemeler sonrası hazırlanacak rapora göre uygun görüldüğü takdirde yenilenecek. Kula Global Jeoparkı ile ilgili kararın gelecek yıl açıklanması bekleniyor. UNESCO Jeopark Denetçisi Alessandra Cassini, jeoparkların taş veya kayadan ibaret olmadığını söyledi. Jeoparkların, topyekun bir proje olduğunu belirten Cassini, “Türkiye’de bulunmaktan, buradaki insanlarla tanışmaktan mutlu oldum. Jeopark, içerisinde bir çok unsuru barından çok kapsamlı projedir. Kadın kooperatifinde kadınların turizme olan heyecanını gördük. Burada belediyelerin kadın kooperatiflerine olan desteği de bizleri memnun etti” diye konuştu.
DOĞAL BİR MİRAS
Zoltan Barnabas Korbely ise Kula Global Jeoparkı’nın önemli bir potansiyeli barındırdığına dikkati çekti. Antik Çağ Coğrafyacısı Strabon’un ‘Geographika’ eserinde ‘Katakekaumene-Yanık Ülke’ olarak tanımladığı Kula, yaklaşık 900 kilometrekarelik alanda 80’den fazla volkan konisi ile peri bacaları, karstik mağaralar, kanyonlar, kaya mezarları, taş köprüler ve tarihi evlerin yanı sıra bir çok jeolojik, jeomorfolojik ve doğal mirası bünyesinde barındırıyor. Kula Global Jeoparkı’nın alanı, Salihli sınırları da dahil edilerek 2 bin 320 kilometrekareye çıkarıldı. Bu sayede Salihli’de bulunan Adala Kanyonu, Sart Harabeleri, Bin Tepeler Höyük Mezarları, Kurşunlu Kaplıcaları, Artemis Tapınağı ve Gölmarmara Gölü de jeopark ağına dahil olacak.