AA
Tunç, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, kadına yönelik şiddetin, insanlık onuruna yöneltilmiş en karanlık ve çirkin saldırılardan biri olduğunu belirtti.
Şiddetin hiçbir türlüsünü kabul etmedikleri gibi kadına yönelik şiddeti de amasız, fakatsız ve tartışmasız bir şekilde reddettiklerini vurgulayan Tunç, kadına yönelik şiddeti insanlığa yöneltilmiş bir ihanet olarak gördüklerini ifade etti.
Tunç, kadınların haysiyetine dokunan her türlü şiddetin karşısında durmak için "sıfır tolerans" ilkesiyle bugüne kadar birçok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini aktararak, şu bilgileri verdi:
"Aile hukukundan doğan davalar için ihtisaslaşmış aile mahkemelerinin kurulmasını sağladık. Kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu ve kadınlara pozitif ayrımcılık düzenlemesini anayasal güvenceye kavuşturduk. 6284 sayılı Kanun'la şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesini amaçladık. Mağdurun hayati tehlikesinin bulunması halinde talebi beklenilmeksizin mülki amire bilgi verilerek geçici olarak koruma altına alınması gerekliliğini düzenledik."
- "KADINLARA YÖNELİK KORUMA KALKANINI DAHA DA GÜÇLENDİRDİK"
Tunç, Bakanlık bünyesinde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığını kurduklarını belirterek, kadına yönelik şiddetle ilgili soruşturmaların daha etkin yapılabilmesi için sadece belirli Cumhuriyet savcılarının görev aldığı özel soruşturma büroları ile tedbir mahkemelerinin kurulmasını sağladıklarını kaydetti.
Eşe karşı işlenen "kasten öldürme", "kasten yaralama", "eziyet" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarının kadına karşı işlenmesi halini, cezada ağırlaştırıcı neden olarak kabul ettiklerini anlatan Tunç, şunları kaydetti:
"Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçunu, kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde tutuklama nedeni varsayılan suçlar arasına aldık. Israrlı takip eylemini müstakil, ayrı bir suç şeklinde düzenledik. Böylece kadınlara yönelik koruma kalkanını daha da güçlendirdik. İyi hal indirimi alabilmek için kravat indirimi olarak anılan failin duruşmada mahkemeyi etkilemeye yönelik tutum ve davranışların, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin düzenlemeyi hayata geçirdik. Suç mağduru kadınlara talepleri halinde ücretsiz olarak avukat görevlendirilmesiyle kadınların adalete erişimini güçlendirdik.
Kadın haklarının güçlendirilmesi ve şiddete karşı mücadelede kararlılığımızı daima koruyacağız. Bir kadının dahi haksızlığa, ayrımcılığa, şiddete uğramaması için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çalışmaya devam edeceğiz."