AA
Gerede OSB'de Halavet Gıda Jelatin Fabrikasının açılış töreninde konuşan Varank, son dönemde sanayiden tarıma hatta turizme kadar birçok sektörde açılışlar gerçekleştirdiklerini söyledi.
Varank, her gittikleri şehirde coşkuyla karşılaştıklarını dile getirerek, "Bu teveccühe layık olabilmek için ülkemizin kalkınma ve refahı yolunda memleketin her bir metrekaresini arşınlıyoruz. Sanayicimizle omuz omuza gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya devam ediyoruz. Bolu'nun neresine bakarsanız bakın bizim hizmetlerimizi görebilirsiniz. Patates deposu yapılmak istenen Bolu Tüneli tek başına adeta bir hizmet öyküsü olarak aslında saatlerce anlatmaya değer." diye konuştu.
Halavet Gıda'nın vizyoner bakış açısıyla tasarlayıp hayata geçirdiği, gıda jelatini üretim kapasitesi bakımından Avrupa'nın en büyük fabrikasının resmi açılışını gerçekleştirdiklerini belirten Varank, "Türkiye'deki ilk kolajen üretimi 2012'de Halavet Gıda tarafından yapılmıştı. Sığır jelatini ve kolajen üretimiyle ithalat ve ihracat oranlarını ters düz eden firmamız, inşallah bu yeni tesisiyle Türkiye'nin dünya ihracatından çok daha fazla pay almasını da sağlamış olacaktır." ifadelerini kullandı.
Varank, 2020'de elde ettiği 56 milyon dolarlık cironun yüzde 60'ını ihraç eden firmanın Tuzla'daki fabrikasının 60 ülkeye ihracat yaptığını, 25 milyon dolar yatırımla kurulan bu fabrikanın da firmanın gücüne, Türkiye'nin ekonomisine güç katacağını anlattı.
İlaç, gıda, sağlık ve kozmetik sektörlerine yönelik üretim yapacak fabrikanın, başlangıç olarak 80 kişiye istihdam sağlayacak yıllık 7 bin ton yenilebilir jelatin üretim kapasitesiyle start verdiğini belirten Varank, 2022'de de yıllık 5 bin ton kapasiteli yeni kolajen hatlarını devreye sokacağını, hedefin üretimin yüzde 90'ının ihraç edilmesi olduğunu kaydetti.
Varank, fabrikayla 2021 cirosunun 80 milyon doların üzerine, toplam istihdamının da 180'nin üzerine çıkmasını beklediklerine işaret ederek şunları söyledi:
"Böyle başarılı firmalarımızı, Bakanlık olarak hiçbir zaman yalnız bırakmıyoruz. Halavet Gıda'nın Tuzla'daki fabrikası için olduğu gibi bu fabrikamıza yönelik de yatırım teşvik belgesini daha önce düzenledik. Türkiye'nin gündemini yatırım, istihdam, üretim ve ihracatta tutmakta hükümet olarak kararlıyız. İşte bunun en güzel örneklerinden birinin de açılışını gerçekleştiriyoruz. Peki yeterli mi? Bence değil. Yaptığı Ar-Ge çalışmalarıyla jelatin serüvenine başlayan Halavet Gıda'ya bakanlığımız desteğiyle bir de Ar-Ge merkezinin yakışacağına inanıyorum. İcra Kurulu Başkanı Yusuf Bey'e çağrımı yapmış olayım."
Varank, Halavet Gıda'nın, Tuzla'daki fabrikasında başta TSE olmak üzere birçok uluslararası kuruluştan helal sertifikasyon belgesine sahip olduğunu belirterek, "Açılışını yaptığımız bu tesis de üretim süreçlerinin tamamlanıp incelenebilir arşiv kaydının oluşmasıyla inşallah helal sertifikasını almış olacak." dedi.
Bakan Varank, 2008 krizi, bölgesel çatışmalar, küresel ısınma ve salgın nedeniyle dünya ticaretinin büyük sınamalardan geçtiğine dikkati çekerek, "Biz ülkemiz adına umutluyuz. İşte aşılama sayılarını görüyorsunuz. Ülkemiz aşılama oranında en önde gelen ülkelerden biri. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğindeki başarılı yönetimimiz sayesinde turizm noktasında ülkeler bir bir kapılarını açmaya başladı. Dünyadaki olumsuz iklime rağmen 2020'yi pozitif büyümeyle kapatmayı başardık. 2021'in ilk çeyreğinde yüzde 7 gibi ciddi bir büyüme oranını yakaladık. OECD'nin yayımladığı son raporlarda da ekonomimiz, en güçlü toparlanmayı gösterecek ekonomilerden biri olarak öngörülüyor." dedi.
Varank, dün açıklanan üretimin ve büyümenin öncü göstergesi İSO Satın Alma Yöneticileri Endeksi'nin haziranda 2 puan artarak tekrar eşik değerin üzerinde 51,3 oranına yükseldiğini söyledi.
Tüm bu neticelerin oturarak değil, çalışarak elde edildiğini vurgulayan Varank, göreve geldikleri günden beri politikalarını "Sanayicimizin, girişimcimizin nasıl daha fazla yanında olabiliriz, bu ülkenin katma değerli üretimini nasıl yükseltiriz" derdiyle şekillendirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.
Varank, milli teknoloji hamlesi vizyonu ışığında ve "Onbirinci Kalkınma Planı" hedefleri doğrultusunda 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisini hazırladıklarını belirterek, "Bilhassa orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin üretimini, Türkiye'nin orta gelir tuzağından çıkması noktasında bir anahtar olarak görüyoruz. Bu bağlamda gıda, kozmetik, ilaç, boya ve sağlık sektörlerinde pazar payı giderek artan jelatinin yerli üretimi, ülkemizde önemli bir boşluğu dolduruyor." diye konuştu.
Bu alanda, 2027'ye kadar ciddi bir talep artışı beklendiğine, jelatin kullanımında dünya genelinde yaklaşık 7 milyar dolarlık bir talep oluşmasının ileriki dönemde öngörüldüğüne işaret eden Varank, "Bu sektördeki lider firmalar genel olarak Avrupa'da. Ancak bu firmaların üretim süreçlerinde maalesef domuz mamulleri ve derisi kullanılıyor. Bu noktada helal sertifikasıyla sığır derisinden üretim yapan Halavet Gıda gibi firmalar büyük bir avantaja sahip. Özellikle Müslüman ülkelere yapılan ihracatta Türk Standartları Enstitümüz tarafından verilen helal sertifikalı sığır atıklarını kullanmamız bizi öne geçirecek. Diğer bir avantajımız da Avrupa'nın bu alanda en büyük tüketicilerden biri olması. Pazar hemen yanı başımızda, stratejik konumumuz sayesinde bu alanda da Avrupa'ya satış yapma anlamında önemli bir üstünlük yakalayabiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Varank, Türkiye'nin jelatin ihracatının 2015-2019 yıllarında yaklaşık 205 bin ton olarak gerçekleştiğini, burada ümit verici olanın da bu 5 yıllık süreçte ihracatın kademeli olarak artması olduğunu ancak fotoğrafın geneline bakıldığında bu rakamların hala yeterli olmadığını gördüklerini kaydetti.
Geçen yılın rakamlarına göre dünyada 2 milyar dolarlık jelatin ihracatı yapıldığını ve Türkiye'nin 46 milyon dolarla bu ihracattan yalnızca yüzde 2,3 pay alabildiğini belirten Varank, şöyle konuştu:
"Şüphesiz yeni yatırımlarla ve daha fazla katma değer oluşturarak bu miktarı daha da yukarılara çekmeye çalışacağız. Bunun için kamu, üniversite, özel sektör ve diğer tüm paydaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Hem jelatin üretimine hem de bir bütün olarak gıda sektörüne kapsamlı teşvikler veriyoruz. Jelatin üretimini orta-yüksek teknolojili yatırımlar kapsamına aldık, 4. bölge desteklerimizden faydalandırıyoruz. TÜBİTAK aracılığıyla yenilebilir jelatin ve protein üretimi başta olmak üzere gıda sektöründe 100 projeye şimdiye kadar 55 milyon lira kaynak aktardık. TÜBİTAK MAM Gıda Enstitüsünde, katma değerli üretim ve teknoloji transferi konularında Ar-Ge projeleri yürütüyoruz. İnşallah kamu, üniversite ve özel sektör arasında yaşanan bu güç birliğiyle büyük ve güçlü Türkiye hedefimize emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz."
Varank, her alanda olduğu gibi gıda sektöründe de katma değerli yerli üretimle Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler grubuna sokmakta kararlı olduklarını bildirdi.
Teknolojik dönüşüm sürecinde yetişmiş insanın kaynağının en önemli husus olduğuna dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:
"Bu manada bizim gençlerimizin de potansiyeli çok yüksek. Fırsat verildiğinde, yol gösterildiğinde inanılmaz işlere imza atabiliyorlar. Daha dün ülkemizin yeni bir 'unicorn'u biz onlara 'Turcorn' diyoruz, yani milyar dolar değerlemenin üstüne çıkan bir oyun şirketimiz ilan edildi. Bunlar gençlerimizin başarısı. Bu manada insana yatırım yapmayı çok önemsiyoruz. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu bilim ve teknoloji yıldızlarını özel olarak yetiştirmek istiyoruz. Bu manada bu geçlerimizi yetiştirebileceğimiz TÜBİTAK Fen Lisesini eğitim sistemimize katmanın da mutluluğunu yaşıyoruz. Burada bilgi ve teknoloji üretimiyle ülkemizin gelişmesine katkı sağlayacak, analitik düşünen, toplum ve çevre bilinci gelişmiş geleceğin lider insanlarını yetiştirmeyi hedefliyoruz. LGS'de yüzde 1'lik dilime giren öğrencilerimiz, TÜBİTAK Fen Lisesinin giriş sınavı başvurularını 2-4 Temmuz tarihlerinde e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi üzerinden yapabilirler. Geleceğin bilim insanları arasında yer almak isteyen tüm geçlerimizi ve ailelerini, TÜBİTAK Fen Lisesine başvuru yapmaya davet ediyorum. İnşallah orada yetiştireceğimiz bilim insanlarımız ileride en güçlü Nobel adaylarımız olacak, ben buna yürekten inanıyorum."
Varank, son 19 yıldır her alanda sanayicinin, üreticinin, emekçinin yanında yer aldıklarını, Türkiye'nin dört bir yanında çarklar dönsün, istihdam oluşsun diye büyük gayret içinde olduklarını vurguladı.
Gerede'de önemli bir sanayi birikimi olduğuna işaret eden Varank, "Gerede Organize Sanayi Bölgesi'nin 2003'te altyapısı, 2016'da da eksik kalan imalatları Bakanlığımız desteğiyle tamamlandı. Proje için bugüne kadar yaklaşık 27 milyon liralık kredi kullandık. Bu bölgede yer alan 38 sanayi parselinin tamamı sanayicilerimize tahsis edilmiş durumda. Üretime geçen 20 parselde 1000 kişilik istihdam sağlandı, diğer parsellerde de inşaatlar devam ediyor. Gerede Deri OSB'nin Arıtma Tesisinin ihalesini geçtiğimiz yıl gerçekleştirmiştik, şu anda yapımı sürüyor. Gerede bu manada önemli bir potansiyele sahip. Burada savunma sanayimizin önemli firmalarından biri ASSA'nın da önemli bir yatırımı olacak. Rahmetli Erbakan hocamızın açtığı GERKONSAN'ı inşallah tekrar sanayimize kazandıracağız. Orada da yatırım çalışmaları devam ediyor. Projeye ait depolama tesisi yapım işi de bu yıl içinde tamamlanacak. Gerede bizden ne talep ettiyse yerine getirdik, bundan sonra da Gerede'nin yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Programa, Bolu Valisi Ahmet Ümit, AK Parti Bolu milletvekilleri Arzu Aydın, Fehmi Küpçü, AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, Halavet Gıda İcra Kurulu Başkanı Yusuf Aydemir, Gerede Belediye Başkanı Mustafa Allar, AK Parti Bolu İl Başkanı Suat Güner ve diğer ilgililer katıldı.
Konuşmaların ardından fabrikayı gezen Varank, daha sonra kentten ayrıldı.