AA
Fransa bölgedeki müttefiklerini tek tek kaybederken Rusya, sık sık bu ülkelere askeri ekipman gönderirken diplomatik teması da ihmal etmiyor.
Mali, Burkina Faso ve Nijer, Fransa ile sonlandırdığı savunma işbirliği anlaşmaları sonrasında Moskova yönetimiyle yakınlaşmaya başladı.
Fransız askerlerinin bu 3 ülkeden çekilmesiyle Wagner paralı askerlerinin Mali, Burkina Faso ve Nijer'de sahada olduğu biliniyor.
Rusya'nın yanı sıra birçok ülke Afrika'da etkinlik alanını genişletmek istiyor.
Çin ve ABD'nin Afrika'yla ilişkilerini güçlendirmeye başladığı dönemde, Joe Biden, Angola'yı ziyaret eden ilk ABD başkanı oldu.
Güney Afrika Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü Kurucusu ve eski İcra Direktörü Jakkie Cilliers, "Afrika ülkelerinin birlikte durması ve Afrika'nın müttefiki olan Rusya'dan istikrarsızlık yaratmaktan ve Ukrayna'daki savaşını Afrika'ya taşımaktan vazgeçmesini istemesi gerekiyor." dedi.
Cilliers, Afrika'nın Sahel ülkeleri söz konusu olduğunda, kendisini büyük ölçüde bir güç mücadelesinin ortasında bulduğunu belirterek, Rusya'nın Batı ile vekalet savaşı sürdürmesinin Afrika'ya ve Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğunun (ECOWAS) bölgesel güvenliğine büyük zarar verdiğini söyledi.
Fransa'nın bölgede büyük bir gerileme yaşamasını, "Fransa'ya karşı büyük bir hayal kırıklığının yansıması" olarak niteleyen Cilliers, Fransa'nın kıta için önemli bir yatırımcı ve ortak olduğunu, Afrika'nın şartlarına uygun ilişkileri yeniden tesis etmek için yeni temeller bulunması gerektiğini dile getirdi.
Cilliers, Afrika'nın önceliğinin kalkınmaya odaklanmak olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Afrika'nın, ABD'ye ihtiyacı var. Çin'e ihtiyacı var. Avrupa'ya ihtiyacı var. Bir seçim yapamaz. Yapması gereken şey kendi kalkınma çıkarlarını gözetmek, iyi ilişkilere öncelik vermek ve ister Tayvan ister Ukrayna konusunda olsun taraf tutmaya zorlanmamaktır."
- "AFRİKA KENDİ ROLÜNÜ OYNAMAK İSTİYOR"
Avrupa Üniversitesi Enstitüsü Göç Politikaları Merkezinden Profesör Mehari Taddele Maru, bazı Afrika ülkeleri ile Rusya arasındaki ortaklığın ciddi sonuçları olduğunu ifade etti.
Maru, bazı özel askeri güvenlik şirketlerinin insan hakları ihlallerine karıştığına dair çok sayıda rapor olduğunu aktararak, iç siyaset ve yönetim durumunun, dış aktörlerin gelip olumlu ya da olumsuz bir rol oynamasını etkilediğini söyledi.
Bölgesel güçlerin, Afrika kıtasını "çimenler" gibi kullandığını kaydeden Maru, "Filler, özellikle de büyük filler oynadığında, çimenler zarar gören taraf oluyor. Afrika, sömürgecilik ve kölelik döneminde olduğu gibi çim olmak istemiyor. Kendi rolünü oynamak istiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Maru, Fransa'nın bölgeden çekilmesiyle ilgili olarak da "Fransa ile Frank Afrika arasındaki ilişkinin gözden geçirilmesinin, tüm dünyayı yöneten merkez-çevre teorisinin artık değiştiğinin önemli bir göstergesi olduğu" yorumunu yaptı.
- "RUSYA, BATI AFRİKA'DA DARBE GİRİŞİMLERİ YAŞAMIŞ ÜLKELERİN GÜVENSİZLİK SORUNUNA GÜVENLİK ÇÖZÜMÜ SUNUYOR"
Düşünce kuruluşu Chatham House bünyesinde Afrika Programı Genel Müdür Yardımcısı Tighisti Amare, Rusya'nın Afrika'daki angajmanının oldukça spesifik olduğunu kaydederek "Rusya'nın gerçekten iyi yaptığı şey, kendisini Batı'ya alternatif olarak konumlandırmak ve insan hakları ve yönetim konularında herhangi bir koşula bağlı olmaksızın silah satmaktan mutlu olduğunu açıkça göstermek oldu." diye konuştu.
Afrika'daki güvenlik sorununu ortadan kaldırmanın yolunun uzun vadeli kalkınmadan geçtiğini vurgulayan Amare, şunları ifade etti:
"Rusya, Batı Afrika'da darbe girişimleri yaşamış ülkelerin uzun vadeli güvensizlik sorununa bir güvenlik çözümü sunuyor. Yani temelde daha önce sunulandan farklı bir güvenlik çözümü sunuyor ve aynı zamanda daha önce sahip oldukları güvenlik desteğini hissediyorlar. Dolayısıyla bunun uzun vadeli bir güvenlik sağlayıp sağlamayacağı konusunda şüphelerim var. Rusya'nın şu anda onlara sunduğu şey, çözümün bir parçası değil."
Amare, Fransa'nın Sahel bölgesindeki ülkelerden çekilmesinin tüm kıta üzerinde daha geniş bir etkisi olup olmayacağının hala belirsiz olduğunu ifade ederek, "Kıta çok büyük ve bu da bir bölgede olanların kıtanın başka bir bölgesini aynı şekilde etkilemeyeceği anlamına geliyor. Dolayısıyla Fransa ile ilişkiler çok uzun bir süredir son derece karmaşık." değerlendirmesinde bulundu.
Fransa ile ilişkilerin askeri liderler tarafından siyasi kazanç için kullanıldığını da unutmamak gerektiğini belirten Amare, "Bu ülkelerde iktidarı ele geçiren bazı askeri liderlerin gerçekten değişim getirmek isteyip istemedikleri henüz belli değil. Bütün darbeler birbirinden farklıdır. Gerçekleşen darbelerin hepsinde tutarlı olan şey, darbe gerçekleştikten sonra halkın desteğini almak için Fransız karşıtı duyguları siyasi kazanç için kullanmaları. Yani bu etkili bir araç oldu." şeklinde konuştu.
Amare, Afrika'nın nüfus ve kaynaklar nedeniyle cezbedici bir bölge olduğunu söyleyerek kıtayla işbirliğine çok fazla ilgi ve Afrika ülkelerinin istedikleri türden küresel reformlar arayan ülkelerle uluslararası sahnede yapacakları işbirliğinin önemli bir fırsat olduğunu dile getirdi.
Britanya'nın eski Güney Afrika Yüksek Komiseri ve Birleşik Krallık Lordlar Kamarası Üyesi Paul Boateng, sömürge mirasının yıllardır Afrika'da olduğunu vurgulayarak, "Afrika, gücünü desteklemek için bağımsızlığa ihtiyaç duyuyor ve şu anda alternatif ittifak arayışında olan bu ülkeler, kendi kaynaklarını kullanabilmek ve yatırım yapabilmek için bundan faydalanabilir." ifadelerini kullandı.
Fransa'nın bölgeden çekilmesiyle dengelerin değişeceğini kaydeden Boateng, "Dengeler değişecek. Tabii ki boşluk olmayacak. Birileri yerini dolduracak. Ayrıca Türkiye'nin son 20 yıldır Afrika'da çok iyi işler yaptığına inanıyorum, Afrikalılar için çok iyi bir favori formülü var: Kazan kazan. Bu nedenle, Batı Afrika ve Doğu Afrika ülkelerine, özellikle Türkiye ve Somali modelinde görüldüğü gibi çok faydalı ve çok iyi olduğu kanıtlanan bu modelle daha fazla yatırım yapılacağını düşünüyorum." dedi.
Boateng, artık sözün Afrika halkında olduğuna inandığını belirterek "Bence Somali'de, Batı Afrika'da yaşananlar, Afrika'daki kaynaklara erişmeye çalışan güçlerin bu ülkelerin halkları tarafından nasıl muamele göreceğini gerçekten yansıtacaktır. Artık sözün halkta olduğuna inanıyorum, Somali'deki, Nijerya'daki insanlar, bu ülkeler diğer güçlerin rolünü ve etkisini değerlendirecek ve sonra kabul edip etmeyeceğimize karar vereceğiz." diye konuştu.