AA
Suriye'nin önde gelen alimlerinden Muhammed Ratib en-Nabulsi, 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından 13 yılın sonunda döndüğü Şam'da AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Devrimi Allah'ın yardımıyla halkın gerçekleştirdiğini söyleyen Nabulsi, "Firavun da zamanında yeryüzünün önde gelen kafirlerindendi ve 'Tanrınız benim' diyen kişiydi ama o da yok oldu." diye konuştu.
Nabulsi, Esed rejiminin alaşağı edilmesine ilişkin şunları söyledi:
"Doğudan, batıya dünyanın büyük bir kısmı Esed'i ve iktidarını destekliyordu. Bunlara tek bir söz söyleyebiliriz, 'Allah var ve O, her şeyi değiştirmeye gücü yetendir."
Şam'ın geçmişini hatırlatan Nabulsi, kendisinin Allah'ın izniyle Şam'da özgür bir şekilde artık hutbe verebildiğini vurguladı.
- "SURİYE HALKI DEVRİMİ KORUMALI"
Nabulsi, Suriye'de devrimin başarıya ulaşmasında medyanın rolüne değinerek, iç savaş sürecinde bazı medya kurumlarının adil bir tavır sergilemediğini, İslam dünyası ve Batı dünyasındaki gelişmelerle ilgili çifte standart takındığını aktardı.
Suriye'deki devrimin korunmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Nabulsi, "Bir ülke özgürleşip batı hegemonyasından kurtulduğunda birileri de devrim ateşini söndürmek için devreye girecektir. Kahramanlık, tutarlı ve istikrarlı olmaktır. Eğer plan ve programlı olmazsan başkaları sana plan yapar. Suriye halkı devrimi korumalı." şeklinde konuştu.
Nabulsi, İslam kaynaklarında Şam ve çevresinin "mübarek" kabul edildiğine dikkati çekerek, Suriye halkının bu devrimi sahiplenmesi ve koruması gerektiğinin altını çizdi.
- MEDİNE SÖZLEŞMESİ MODELİ ÇAĞRISI
Nabulsi, Suriye'nin yeni dönemde birlik ve beraberliğe daha çok ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, dönemindeki Medine Sözleşmesi'ne dikkati çekti. Nabulsi, farklı kabilelerden ve dinlerden insanların bir arada yaşadığı Medine'de, Hazreti Muhammed'in önderliğinde oluşturulan bu sözleşmenin, farklılıkların ötesinde bir birlik ve kardeşlik örneği olduğunu belirterek, "Suriyeliler Hazreti Peygamber'in Medine Sözleşmesi modelinden ilham alarak farklılıklar içinde birlik oluşturmalı." ifadelerini kullandı.
"Yesrib'de (Medine) farklı kabileler ve dinlere mensup insanlar yaşamasına rağmen, herkesin ortak bir amacı ve birliği vardı. Bu durum, Suriye'nin de farklılıkların ötesinde bir araya gelerek ortak bir gelecek inşa etmesi gerektiğini gösteriyor." diyen Nabulsi, Suriye halkına Medine Sözleşmesi'ni örnek almaları çağrısında bulundu.
Nabulsi, "Medine'de Evs, Hazrec, Yahudiler ve Araplar bir aradaydı. Ancak onlar, barışta ve savaşta birlik içinde yaşamayı başardılar. Bugün bizim de böyle bir ulusal dayanışmaya ihtiyacımız var." diye konuştu.
Suriye'de farklı etnik, dini ve mezhebi grupların olduğunu belirten Nabulsi, farklılıkların Suriye'nin güzelliklerinden olduğunu ve korunması gerektiğini aktardı.
Gençlerin hem dünya hem de ahiret mutluluğu için ilme önem vermeleri gerektiğini anlatan Nabulsi, "Gençler, bir toplumun motorudur. Alimler ise bu motoru yönlendirenlerdir. Şeriat ise bu motorun yol haritasıdır. İlimsiz bir başarı olmaz." şeklinde konuştu.
Gençlerin ümmetin geleceği ve umudu olduğunu vurgulayan Nabulsi, "Gençlere iyi bir eğitim verilerek, ahlaklı yetiştirilmelidirler. Gençlerin evlenme ve yuva kurma gibi temel ihtiyaçları karşılanırsa, din ve toplum hizmetinde daha verimli olabilirler." ifadelerini kullandı.
- "TÜRKİYE'NİN DESTEĞİ ÇOK KIYMETLİYDİ"
Türkiye'nin örnek bir Müslüman toplum olduğunu ve bu ülkeyi çok sevdiğini dile getiren Nabulsi, "Türkiye'nin iç savaş boyunca Suriye halkına desteği çok kıymetliydi." dedi.
Nabulsi, "Türkiye, iç savaşın en zorlu dönemlerinde kapılarını açarak milyonlarca Suriyeliye kucak açtı. Bu durum, Türkiye'yi İslam dünyasında örnek bir devlet haline getirdi." diye konuştu.
Türkiye'deki Suriyelilerin Türkçe öğrenmeleriyle iki ülke arasındaki kültürel bağların güçlendiğini vurgulayan Nabulsi, "Türk ve Arap kültürlerinin bir araya gelmesi, İslam dünyası için büyük bir fırsat. Bu durum, hem ekonomik hem de sosyal alanda işbirliklerinin artmasına katkı sağlayacaktır." şeklinde konuştu.