AA
Rusya'nın belgelendirme kuruluşu RusQuality Başkanı Maxim Protasov, Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu "Rusya-İslam Dünyası: KazanForum 2024"te Rusya'nın helal pazardaki çalışmalarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Rusya'daki nüfusun yüzde 15'inden fazlasının Müslüman olduğunu kaydeden Protasov, piyasada helal mal ve hizmetlerin payının arttığını anlattı.
Dünyada genç Müslüman nüfusun arttığını ve bu sebeple helal pazarın da büyüdüğünü dile getiren Protasov, "Helal pazar, birkaç trilyon doları geçti, bu çok büyük bir piyasa çünkü dünya nüfusunun büyük kısmı Müslüman. Bu yüzden birçok ülke ve Rusya bu pazara girmeye odaklanıyor. Bu Rus hükümeti ve RusQuality için oldukça önemli." diye konuştu.
Helal pazara olan eğilimi yakından takip ettiklerine dikkati çeken Protasov, "Araştırma ekibimiz, her yıl pazarın yüzde 3 ila 4 büyüdüğünü gözlemledi. Örneğin, helal turizm hizmetleri harcamaları dünyadaki harcamaların yüzde 9 ila 10'unu oluşturuyor. Bunlar büyük rakamlar ve her geçen yıl bu yüzdeler artıyor." ifadelerini kullandı.
Protasov, RusQuality'nin temel amaçlarından birinin ihraç edilen Rus mal ve hizmetlerinin sayısını arttırmak ve genişletmek olduğunu ifade ederek, "Türkiye bizim dost ülkemiz ve RusQuality ile Türk belgelendirme kuruluşları arasında sertifikaların karşılıklı tanınması üzerinde çalışıyoruz. Standartlarımız, İslam İşbirliği Teşkilatının standardizasyon organizasyonu olan İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsünün standartlarını temel aldığı için Türkiye ile aynı çerçevede çalışıyoruz." dedi.
Türkiye'de uygulanan helal standartlarının Rusya'da da uygulandığına işaret eden Protasov, "İthal ve ihraç edeceğimiz ürünlerde birlikte çalışabileceğimiz pek çok ortak noktamız var. Rusya'dan Türkiye'ye, aynı şekilde Türkiye'den Rusya'ya turist akışımız var." diye konuştu.
Protasov, Rusya'nın, Türk şirketleri ve belgelendirme kuruluşlarıyla helal piyasasındaki işbirliğini genişletme konusunda çok istekli olduğuna dikkati çekerek, RusQuality'nin Helal Akreditasyon Kurumu (HAK) ile bir anlaşma üzerinde çalıştığını ve HAK'ın kendilerini tanıyacağına inandığını kaydetti.