Sabah
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İsrail vatandaşlarının KKTC'den gayrimenkul edindiğine yönelik iddialar ve Güney Kıbrıs'taki İngiliz üsleri vasıtasıyla İsrail'e destek sağlanması başta olmak üzere KKTC politikalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sabah'a konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Devletimiz Türkiye ile istişare içinde. Rakamlara bakıyoruz, gerekli tedbirler de alınacaktır. Yasalarımıza göre bir yabancı KKTC'den mülk alabilmesi için ciddi bir güvenlik soruşturmasından geçmelidir. Türkiye ile de istişare edilir. Ondan sonra Bakanlar Kurulu karar verir" dedi.
İNŞAATLARA SINIRLAMA GELEBİLİR
Özellikle Ukrayna savaşından sonra Kıbrıs'a gelip taşınmaz alan çok sayıda insan var. Bunlar KKTC'nin ilgili makamlarının bilgisi dahilindedir. Bir yoğunluk oldu ve bunlar izleniyor. Kıbrıs Türkü ata geleneği olarak toprağına her zaman sahip çıkmıştır. Tarımsal arazilere inşaatların yapılmaması yönünde çalışmalarımız var. Özellikle İskele ve Girne sahillerinde inşaat yoğunluğu oldu. Belli bölgelerde yoğunluğa bağlı olarak sınırlamalar getirilebilir. İçişleri Bakanlığımız ve Türkiye ile istişare halinde çalışıyor.
HUKUKİ DAYANAĞI YOK
Sözleşmelerle bazı kişilerin gayrimenkul aldığı bilgimize sunuldu. Bir KKTC vatandaşı, dilediği kadar mal-mülk alabilir. O alıyor, ama bir sözleşme yapıyor ve başka birinin adına onları tutuyor. Bunlar hukuki dayanağı olan işlemler değil, dolayısıyla o mal da o yabancılara ait değildir. Çünkü tapuda kaydı yapılmamıştır. Ama hoş değildir. Çünkü neticede bir sözleşme var, yapılan bir iş var. Hükümet bunları gözden geçiriyor. Cumhurbaşkanı olarak takip ediyorum.
İSRAİL'E GKRY'DEKİ İNGİLİZ ÜSLERİNDEN VERİLEN DESTEK
İngiltere Kıbrıs'tan çekilme karşılığında 2 egemen üs aldı. Adanın yüzde 3'üne tekabül ediyor. Egemen üs olduğu zaman İngiltere orada istediği gibi faaliyette bulunabiliyor. ABD ve İngiltere birlikte hareket etmek suretiyle İsrail lehine Kıbrıs'tan müdahale yapabiliyor. Bize göre yanlışlar da yapabiliyorlar. Kıbrıs'ı da zora sokabiliyorlar. Kıbrıs'tan müdahale olduğunda Kıbrıs için tehlike arz edebilir. Çünkü karşılığı olabilir. O karşılığı nereye gelecek? Kıbrıs'a geldiğinde biz de zarar görürüz. Böyle bir sıkıntı var. Kendilerine açıklamalarımızla Kıbrıs'ın böyle emeller için kullanılmaması gerektiğini iletiyoruz. Çünkü Kıbrıs Doğu Akdeniz'de bir barış ve huzur adası. 1974'ten sonra güven, barış ve istikrara tesis edilmiştir. Bu, Kıbrıs'ın geleceği için çok önemlidir.
ADADAKİ SİYASİ DURUM
GKRY ile bir anlaşma olabilir. Türkiye'nin Yunanistan ile ilişkileri bağlamında bunlar da gündeme gelebilir. Türkiye Kıbrıs konusunun ayrı bir mesele ve milli bir dava olduğunu ifade ediyor. Kıbrıs'ta iki devletli çözüm siyaseti devam ediyor. Benim siyasi duruşum da bu yöndedir. İsteğimiz Kıbrıs'ta barışın devam etmesi, müreffeh bir ada olarak geleceğe yürümesi. Sadece enerji kaynakları değil, balıkçılık, marina gibi alanlarda potansiyel var. Hem Türkiye hem KKTC'nin hak ve menfaatleri için elimizdeki imkanları kullanmak, istikrar ve ekonomik dönüşümü sağlamak önemli. Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'e bu çerçevede baktığımızda Kıbrıs'ın ve Doğu Akdeniz'in farklı emeller için kullanılması beni elbette rahatsız eder.
MARAŞ'A REKOR ZİYARET
Başbakan olduğum dönemde Kapalı Maraş'ın açılmasını gündeme getirdi. Sn Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tam desteğiyle –ki Türkiye'nin tam desteğini almadan böyle bir işe asla girişemezdim- Maraş'ı açtık. Ondan sonraki süreçte orada park alanları, plaj, tarihi binalar vatandaşa ve turistlere açıldı. Maraş öylesine popüler bir destinasyon haline geldi ki dünyanın farklı yerlerinden Maraş'ı bu şekliyle görmek için gelenler var. Açıldığında bu yana ziyaretçi sayısı 1.5 milyonu aştı, 2 milyona gidiyor. Bu Kıbrıs turizmi için büyük potansiyeli gösterir, büyük bir değerdir.
VAKIFLAR İDARESİNİN HAKKI GÖRMEZDEN GELİNEMEZ
Maraş'ta mülkiyet konusunun hukuki boyutu var. Osmanlı arşivlerinden bulunan Vakıflar idaresi belgelerine göre Maraş Abdullah Paşa, Lala Mustafa Paşa, Bilal Ağa vakıflarına ait. İngiliz sömürge döneminde vakıflara ait tapu ve belgeler yabancılara peşkeş çekildi. Onlar da gelip binaları yaptı. Vakıflar idaresinin hakkı ve hukuku görmezden gelinemez. Hukukumuza ve Vakıflar idaresinin haklı kayıtlarına göre toprak vakıflar idaresinindir, üstündeki bina yabancının. Burada ihtilaf doğdu. Önümüzdeki dönemde farklı gelişmeler olabilir.
ÇİFT KABLOLU ELEKTRİK HATTI
Kıbrıs çift yönlü kabloyla Türkiye'ye Türkiye üzerinden iletim hatlarıyla Avrupa Birliği'ne bağlanacak. Bu mükemmel bir proje. Bu projeden Güney Kıbrıs'ı da faydalandırmak isteriz. GKRY'nin AB'ye bağlanması mümkün değil, binlerce km uzaklıkta, denizin dibi 3 bin metre. Bizim güzergahımızda denizin dibi 1000 metre. Kıbrıs'ta Kuzey ve Güney enterkonnekte bağlıdır. Elektrik onlarda fazlaysa biz, bizde fazlaysa onlar alır. Kablo sistemiyle bağlandıktan sonra güneş enerjisinin önü açılacak. Adada güneş enerjisine yatırımlar yapılabilecek. Kıbrıs dünyada en fazla güneş alan yer. Güneş enerjisi hem Kıbrıs ekonomisine hem çevreyi korumaya katkı sunar. Rumlar sağduyu gösterip projeye ortak olursa bu, Kıbrıs'ın geleceğine hizmet eder. İki devletin işbirliği çözüm anlayışımıza katkı sağlar.