AA
Kalaycı, Türkiye Madenciler Derneği (TMD) tarafından düzenlenen "İkinci Maden Kurtarma Yarışması" kapsamında basın mensuplarının madencilik sektörüne ilişkin sorularını yanıtladı.
Madenlerin günlük hayatın her alanında çokça kullanıldığına işaret eden Kalaycı, şunları kaydetti: "Madenleri hayatımızdan çıkarıp alalım, inanın insanoğlu 'taş devrine' döner. Bugünkü çağdaş medeniyet seviyesine gelirken, madenleri işleyerek gelmişiz. İnsanoğlu madenlerin adını devirlere vermiş. Türkiye'nin en büyük problemi, ekonomik anlamda 'cari açık' diye açıklanır. Türkiye'de 2000'de altın üretimi yok. 2001'de 1,4 ton. Altın, Türkiye'de üretimi yeni olan bir maden. Altın üretimi 2020'de 42 ton, 2021'de 39 ton oldu. Bu yılki hedefimiz salgın koşullarına rağmen 40'lı rakamları geçmek." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni bir "Maden Yasası" taslağı üzerinde çalıştıklarını aktaran Kalaycı, "Altın madeni, bakır madeni olsun fark etmiyor. Toprağı delelim, sondaj yapalım, numune alalım, ekonomik bir değer elde edelim. O bölge insanını harekete geçirmek çok zor, çünkü madencilik algısı çok negatif. Maden sahalarının işlem bittikten sonra rehabilite edilmesi gerekiyor. Hazırladığımız yeni maden yasasında rehabilitasyona daha çok önem verdik. Söz konusu yasa taslağını bu aşamada meclise sevk etmek pek kolay olmaz. Ancak, orada maden sahalarının rehabilitasyonu konusunu bir fon oluşturularak fonun madencilik işlemlerinden sonra şirketlerin rehabilitasyonda kullanmasını amaçlamıştık." diye konuştu.
Kalaycı, Türkiye'nin potansiyelinin madencilikten kaynaklı cari açığı kapatacak büyüklükte olduğunu vurgulayarak, ocakta açılacak bor karbür fabrikası hakkında bilgi verdi.
Çin ve Hindistan'da işçilik maliyetlerinin Türkiye'den çok daha düşük olduğunu anlatan Kalaycı, "Türkiye'den çıkarılan doğal taş dediğimiz mermer, blok şekilde ihraç edilebiliyor. Bunları işlemeye kalktığınızda oradaki rekabet gücünüzü kaybediyorsunuz. Bu doğal taşlar için geçerli. Diğer madenleri, en azından ara ürünlere dönüştürerek işleyip ekonomiye kazandırıp ihraç ediyoruz. Bordaki mesele ise biraz daha farklı. Bor, Türkiye'de uzun yıllar cevher olarak yani çıkarıldığı gibi ihraç edilmiş. Sonra borik asite dönüştürülerek ihraç edilmiş. Borik asitin tonu 800 dolar civarında. Boru, borik asite, daha sonra da karbüre dönüştürüyoruz. Bununla ilgili fabrikamız ocak ayında açılıyor. Bor karbür fabrikası. Bor karbürün tonu 40 bin dolar. Sorumuzun cevabı da bu. Cevher olarak 200 dolar." ifadelerini kullandı.
Kalaycı, zeytinlik alanlarında maden aranmasına ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'de 1939 yılında çıkmış 'Zeytin Yasası' var. Buna göre zeytinlik alanlarda madencilik faaliyeti yapamıyorsunuz. Bırakın madencilik faaliyetini, herhangi bir sınai faaliyet de yapamıyorsunuz. Zeytinin olduğu alana 3 kilometreden fazla yaklaşamıyorsunuz. Sadece zeytin ve zeytincilik ile ilgili işler yapabilirsiniz. Zeytinliklerle ilgili çok önemli düzenlemeye ihtiyacımız var, çünkü bu yasa da bazı şeyleri engeller noktaya geldi. Bununla ilgili herkesin kabul edeceği bir düzenleme yapılması lazım. Mevcut maden yasası çok cezalarla dolu bir yasa. Onu daha makul bir noktaya getirdik taslağımızda. Daha caydırıcı ancak daha kabul edilebilir bir noktaya getirdi. Mevcut durumda cezaların altından kalkmak zor."