Sabah
Nevşehir Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi'nde iki yıllık Tıbbi Tanıtım ve Pazarlama bölümünü bitiren Rabia Sütçü ikinci üniversite olarak Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde çocuk gelişimi okumaya başladı. Bir yandan eğitimine devam ederken diğer yandan daha önce de birkaç kez yaptığı gibi yarı zamanlı bir işte çalışarak harçlığını çıkarmak isteyen Rabia eczacı kalfalığı için bir ajansın iş ilanına başvurdu. Ancak tesettürlü olması gerekçe gösterilerek iş başvurusu reddedilen 28 yaşındaki Rabia büyük şok yaşadı. Tepkisini sosyal medyadan 'Zihniyetiniz batsın sizin' mesajıyla gösteren Rabia, aynı hastalıklı zihniyetin linçine uğradı. Yaşadıklarının kurgu olduğunu iddia edenlere ajans görevlisinin kendisine gönderdiği 'Eczanelere kıyafetlerden dolayı tesettürlü istemediler. Kıyafetler senin giyebileceğin gibi değil' mesajını paylaşarak cevap veren Rabia Sütçü duygularını Sabah'a anlattı:
Hâlâ bu ülkede 28 Şubat'ın kırıntılarının olmasından ötürü çok derin bir üzüntü duyuyorum. Günümüzde hâlâ bu zihniyeti konuşuyor olmak beni gerçekten çok incitti. '28 Şubat süreci bitti' diyorlar ya hâlâ varlar ve var olmaya ve fırsatını bulduklarında başörtüsüne karşı yasakçı bir tutum almaya devam edecekler.
Ankara'da ailemin yanında yaşıyorum. Birkaç kez çalıştığım bir ajansın WhatsApp'taki iş grubuna gelen bir ilana başvurdum. Daha önce de bu işi yaptığım için ısrarla bu işte çalışmak istedim. Ama ajans bana tesettürlü olduğum için işe uygun olmadığımı ve çalışamayacaklarını söyledi. Doğal olarak buna karar veren firmanın hangi firma olduğunu sordum ama söylemediler. Yıl olmuş 2023 ve hâlâ böyle bir ayrımcılık yaşanıyor olması beni incitti. Ajans tarafından da çok rahatsız edildim, tehdit mesajları ve tehdit aramaları oldu. Beni pasifize etmeye çalıştılar.
Ailem bu durumdan dolayı büyük bir üzüntü yaşadı. Benim ailem de arkadaşlarım da tesettürlü. Böyle ayrımcılık yaşayan başka arkadaşlarım da var ama herhalde bunu Twitter'a döktüğüm için benimkisi hem olumlu hem de olumsuz tepki aldı. Evet, ben şu an ses çıkardım ama ses çıkaramayan arkadaşlarımız da var. Bu mobbing'e uğrayan çok arkadaşlarımız var; iş yerinde, okulda, sokakta dahi bu lince uğruyoruz. Bu son bulmayacak ama son bulmasını umut ediyorum.
Avukat Muhammed Türkoğlu: Ajansın, Rabia'dan bu zorbalık nedeniyle özür dilemesini beklerken gönderdikleri tehditvari sözler ve ithamlar bizi şaşırttı. Ülkemizde bir hanımefendinin en temel özgürlüklerinden birisi bahane gösterilerek çalışma hürriyetine engel olunmaıs karşısında hukuk mücadelemizi layıkıyla vereceğiz.
Türk demokrasi tarihinin kara lekelerinden biri olan 28 Şubat postmodern darbe girişimi AK Parti'nin 3 Kasım 2002'de iktidara geldiği seçimlerde, bir 'Anadolu İhtilâli' ile son buldu. 1997'nin 28 Şubat'ındaki Milli Güvenlik Kurulu kararlarının açıklanmasından sonra başlayan darbeyle kurulan düzen için süreçte Genelkurmay Başkanlığı yapan ikinci isim olan Hüseyin Kıvrıkoğlu, "28 Şubat gerekirse bin yıl sürecek" demişti. Milli iradeyi yok sayan o dönemin 'kudretli paşaları'nın aldığı kararlarla milyonlarca insan mağdur edildi. Sincan'da tankları sokağa çıkaranlar milletin iradesini de çiğnedi. Dönemin Genelkurmay ikinci başkanı Çevik Bir 'Sincan'da demokrasiye balans ayarı yaptık' dedi. Necmettin Erbakan darbe tehditleriyle istifaya zorlandı. Gelecekleri ve hayalleri ellerinden alınan insanlar büyük travmalar yaşadı. Kimi mimar, kimi akademisyen, kimi eğitimci, kimi doktor kimi ise öğretmen olan, geleceğin pırıl pırıl insanları bir anda 28 ŞUBAT mağdurlarına dönüştü. Dönemin darbe şakşakçısı medyası başörtüsünün mesclis oylamasıyla serbest bırakılmasını '411 El Kaosa Kalktı' manşetiyle duyurdu. Başörtüsü taktığı için eğitim hakkı elinden alınan, ikna odalarına sokulan, katsayı zulmü nedeniyle ülkesinden gitmek zorunda kalan mağdurlar o kara günlerin izini unutamıyor.