DHA
Tuzlugöl Mahallesi'nde yaşayan 33 yıllık evli Günay ve Hüsne Büyükkaya çiftinin evlendikten bir yıl sonra dünyaya gelen ilk çocukları ölü doğdu. Çiftin 15 yıl önceki ikinci denemelerinde ise bebek anne karnında 1,5 aylıkken öldü. Yıllarca çocukları olmayan ve denemelerden sonuç alamayan Büyükkaya çifti koruyucu aile olmaya karar verdi. Geçen yıl şubat ayında Sivas Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne başvuran çift, aynı yılın eylül ayında Sevgi Evleri'nde kalan Afganistan uyruklu R.S.'ye (6) koruyucu aile oldu. R.S.'nin ağabeyi A.S.'nin (10) de Sevgi Evleri'nde olduğunu bilen çift, kızlarının doğum gününde onu da kurumdan izin alarak eve getirdi. R.S.'nin ağabeyini özlediğini gören Büyükkaya çifti, kardeşleri birbirinden ayırmamak adına ocak ayında A.S.'ye de koruyucu aile oldu.
Yıllar sonra çocuk sahibi olmanın inanılmaz bir duygu olduğunu dile getiren Büyükkaya çifti, imkanı olan herkesi koruyucu aile olmaya çağırdı. Annelik duygusunun tarifsiz olduğunu söyleyen Hüsne Büyükkaya, "33 senelik evliyiz, ilk çocuğum ölü dünyaya geldi. Senelerce çocuğumuz olur ümidiyle bekledik ama olmadı. Ben çok istedim ve beyime söyledim. İlk başta beyim yaşımızdan dolayı sorumluluğu yerine getirip getirememe konusunda düşünürken müracaatımızı yaparak ilk adımımızı attık. İlk süreçte kızımızı aldık 3 ay sonra da ağabeyini aldık. İyi ki almışız ve iyi ki de bizim oğlumuz ve kızımız olmuşlar" dedi.
Annelik duygusunun tarif edilemeyeceğini belirten Hüsne Büyükkaya, "O çocukları ben dünyaya getirdim. Evlat sevgisi ve kokusu olsun, onların sana 'anne' diyerek gelmesi olsun çok farklı. Onlara sarılıp onları öperken, onların kendine has o kokuları değişik bir şey. Annelik ve evlat sevgisini yaşattı Rabbim. Dünyaya ben getirsem bu duygularım olurdu. Annelik özlemi çok vardı bende ve bunu çocuklarımda yaşadım. Çocuğu olan da çocuk sahiplensin, koruyucu aile olsun istiyorum. Aile ortamı ve sıcaklığı çok farklı oluyor. Ben 51 yaşındayım ama çocuklarımla birlikte ruhum çok gençleşti. Kızımızı aldıktan sonra bize ağabeyi olduğunu söyledi. Babasını karşısına aldı ve 'baba benim bir ağabeyim var ve ben onu çok özledim' dedi. Oğlumuzu kızımızın doğum gününde kurumdan izin alarak evimize getirdik. Oğlumun geri kuruma döneceği gün çantasını hazırlarken bir defter buldum. Defterde bizimle ne kadar mutlu olduğu yazıyordu. Ve eşimle benden hep anne ve baba olarak bizlerden aile olarak bahsetmişti. O yazılar beni çok etkiledi. Sonra oğlumuzu da yanımıza aldık" diye konuştu.
Afganistan uyruklu çocuklarının ilk defa Türk kültürleriyle bayram geçirdiği belirten emekli Günay Büyükkaya ise, "Çocuklarımızla birlikte ben yeniden gençleştim ve doğdum. Evimize güneş doğdu, iyi ki çocuklarımızı almışız. 33 yıllık evlilik hayatımızda ve 56 yıllık dünya hayatımda ilk defa evlatlı bir bayram yaşadım. Çok duygulandım. Çocuklarım ilk kez anne ve babalı, Türk kültürüne göre bir bayram geçirdi. Biz ise ilk kez çocuklu bir bayram geçirdik. Bu duygunun ifadesi olmaz. Bundan sonra Allah bana ömür verirse her bayramım mutlu geçecek. Biz çocuklarımızı örfümüze ve adetimize uygun yetiştirmek istiyoruz. Bu doğrultuda çocuklarımıza 'büyüklerin eli öpülür, güzel giyinilir ve harçlık verilir' dedik. Oğlumuz ve kızımız da elimizi öptü, bayramlaştılar. İmkanı olan herkes koruyucu aile olsun istiyorum. Yuvadaki çocuklara kol kanat germek hakikaten farklı bir duygu. Eğer bu duygularımı yaşayacağımı bilseydim belki 10 sene önce bile evlat edinmiştim. Herkese tavsiyemdir, bu mükemmel duyguyu evladı olanlar bile yaşasın" ifadelerini kullandı.