Enerji alanındaki atılım sürerken, bir yandan da hizmete hazır hale gelen eserler sırayla açılıyor. Yerli ve yenilenebilir kaynaklara yönelik enerji yatırımlarının karşılığını almaya başlayan Türkiye’de 52 hidroelektrik santral (HES) hizmete girdi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tokat'ta düzenlenen "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Tarafından İşletmeye Alınan Hidroelektrik Santrallerinin Toplu Açılış Töreni"ne Vahdettin Köşkü'nden canlı bağlantıyla katıldı.
Konuşmasının başında Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e Türkiye'nin kurulu gücünü sordu. Dönmez, Türkiye'nin 2002 sonu itibarıyla tüm kurulu gücünün 31 bin megavat olduğunu, şu anda 91 bin megavatı aştığı kaydetti. Erdoğan, bunun üzerine, "Bunun, özellikle milletim tarafından bilinmesi çok büyük önem arz ediyor. 31 bin megavattan 91 bin megavata 18 yılda hamdolsun kurulu gücümüzü yükselttik." diye konuştu.
Erdoğan, açılışı yapılan hidroelektrik santrallerinin hayırlı olmasını diledi, yapımlarında emeği geçen kurumları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, mühendisleri, işçileri ve yüklenici firmaları tebrik etti.
Türkiye'nin enerjisine enerji katacağına inandığı santrallerin, kalkınmanın, gelişmenin ve büyümenin de sembolleri olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bunlar, bizler için medeni olmanın adeta sıçrama tahtalarıdır. Salgın döneminde sağlık hizmetleri yanında hemen her alandaki yatırımlarını devam ettiren Türkiye, böylece 2023 hedeflerine ulaşmaktaki kararlılığını ortaya koymuştur. Enerjisi olmayan bir ülkenin medeni olmaktan bahsetmesi mümkün değildir, kalkınmadan bahsetmesi mümkün değildir, sanayileşmeden bahsetmesi mümkün değildir. Tüm dünyanın kendi içine kapandığı bir dönemde, yatırımı, üretimi, istihdamı destekleyerek sergilediğimiz olumlu yöndeki ayrışma ile salgına teslim olmadığımızı gösterdik." diye konuştu.
"Kimlerin zafiyeti olduğunu önce mülteci krizinde ardından salgın döneminde gördük"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün İstanbul'da bir hastanenin ve Gelir İdaresi Başkanlığının hizmet binalarının, önceki gün Konya Ovası Projesi'nin 1-2-3 numaralı sulamalarının açılışlarının yapıldığını, önceki haftalarda Ergene Havzası Tüneli'nin, Kars Barajı'nın, Ilısu Barajı'nın, çeşitli hastanelerin, İstanbul Havalimanı'nın üçüncü pistinin ve diğer tesislerin hizmete girme törenlerinin yapıldığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü
"Önümüzde yapımını tamamladığımız eserlerle ilgili oldukça yoğun bir açılış programı var. Türkiye'nin her zaman ama özellikle de şu içinden geçtiğimiz kritik dönemde en büyük ihtiyacının işte bu eser siyaseti, hizmet siyaseti, inşa siyaseti olduğuna inanıyoruz. Bunun için tüm bakanlıklarımızdan, tüm kurumlarımızdan, özel sektörümüz dahil tüm kuruluşlarımızdan gündemlerindeki yatırım ve üretim programlarını hızlandırmalarını istedik. Hamdolsun bu çağrımız karşılıksız kalmadı. Bakanlıklarımızın çalışmalarını zaten yakından takip ediyoruz. Özel sektörümüz de sadece organize sanayi bölgelerinde son 6 ayda 10 milyar liralık yatırımla 583 yeni fabrikayı tamamlayarak üretime geçirdi. Verilen yeni teşvik belgeleriyle 129 bin istihdamı öngören yatırımların önü açıldı. Diğer verilerin yanı sıra sanayide kullanılan elektrik tüketiminin yükselmeye başlaması üretim çarklarının hızlandığına işaret ediyor. İhracatçılarımızın dünyanın dört bir yanıyla yoğun bir görüşme yaptığını görüyoruz."
Türkiye'nin hedeflediği seviyeye ulaşabilmesi için Türkiye'yle birlikte dünyanın geri kalanında da normalleşme sürecinin belli bir seviyeye gelmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Avrupa Birliği'nin şeffaflık sorunu olan ülkeleri Türkiye'nin önüne koyarak uyguladığı çifte standardın gerisindeki niyet açıkça ortadadır. Türkiye olarak bugüne kadar mücadelesiz hiçbir kazanım elde etmedik. Anlaşılan o ki bu süreçte de zaten hakkımız olan hususları mücadele ederek, adeta söke söke alacağız. Esasen bu şekilde mücadeleyle mesafe katetmek ülkemizi kamu kuruluşları ve özel sektörüyle krizlere karşı daha güçlü, daha bağışık, daha esnek hale getiriyor. Biz, sağlıktan ekonomiye, diplomasiden güvenliğe kadar her konuda kendimize güveniyoruz. Bu konuda kimlerin zafiyeti olduğunu önce mülteci krizinde ardından salgın döneminde hep birlikte gördük. Gücümüzün haklılığımızından geldiğini, sonunda mutlaka başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz. Bugünkü açılışlarımıza da işte bu yolda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyorum."
'Milletimizi hak ettiği seviyeye çıkartacağız'
Son 18 yılda özellikle Türkiye'ye kazandırılan eserler ve hizmetlerle iki önemli hedefi birlikte gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, "Öncelikle geçmiş 79 yılın eksiklerini tamamladık. Eğitimde okul sayımızı 87 bine, öğretmen sayımızı 965 bine çıkartarak 132 yeni üniversite kurmak suretiyle yükseköğrenimi yaygınlaştırarak fırsat eşitliği sağladık. Sağlıkta inşa ettiğimiz ve ambulansından cihazına kadar en modern şekilde donattığımız her seviyedeki 8 bin 500 sağlık kurumumuz, tüm dünyanın gıpta ile baktığı genel sağlık sigortamız, yeni istihdam ettiğimiz 723 bin sağlık personelimiz ile tarihi bir reformu hayata geçirdik. Ulaşımda inşa ettiğimiz 21 bin kilometre yeni bölünmüş yol, 1400 kilometre yeni otoyol, 473 kilometre yeni tünel, yakında uzunluğu 2 bin kilometreyi bulacak yüksek hızlı tren hattı, hizmete açtığımız 30 yeni havalimanı ile sadece mesafeleri kısaltmakla kalmadık, gönülleri de birbirine yakınlaştırdık." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 yılda hayata geçirilen projeler hakkında şunları kaydetti:
"Sanayide KOBİ'leri ve organize sanayi bölgelerini destekleyerek, yüksek teknolojiye bağlı üretimi teşvik ederek, kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde ihracatımızın gücünü artırdık. Savunma sanayisinde mevcut 62 savunma sanayisi projesinin üzerine bütçesi 60 milyar doları bulan 700 proje daha ekleyerek kendi kendimize yeterlilik oranımızı yüzde 20'lerden yüzde 70'ler seviyesine çıkardık. TOKİ vasıtasıyla vatandaşlarımızın hesaplı, hızlı ve güvenilir şekilde ev sahibi olmasına öncülük ederken, millet bahçeleri ve millet kıraathaneleriyle şehirlerimizdeki hayat kalitesini yükselttik. Şu an itibarıyla bakınız bu yıl 120 bin TOKİ konutu hızla hayata geçirmenin gayreti içerisinde.
Otomobilde aynı şekilde şu an yoğun otomobil satışı var. Tarımda kapsamlı destekleme ödemeriyle çiftçimizin alın terinin karşılığını almasını sağlarken bu sektördeki üretim ve ihracatımızın değerini yaklaşık 5 kat artırdık. Her alanda hamdolsun benzer başarı tablolarıyla karşı karşıyayız. Bütün bunlar cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların katbekat üzerinde yatırımları eserleri hizmetleri ifade ediyor. Aynı zamanda bu çalışmalar, ülkemizin gelecek yarım asırda yapacağı atılımların da altyapısıdır. Bir başka ifadeyle evlatlarımız, 2053, 2071 vizyonlarını işte bu temel üzerinde inşa edecekler, yükselteceklerdir. Şayet biz 2002'de böyle bir Türkiye devralmış olsaydık bugün nerede bulunabileceğimizi tahayyül dahi edemiyoruz. İnşallah bizim bugüne kadar yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımız ve bizden sonra ülkenin yönetimini devredeceğimiz evlatlarımızın gayretleriyle milletimizi hak ettiği seviyeye çıkartacaktır."
"Doğu Akdeniz'de kurulmaya çalışılan oyun ve tuzakları yerle bir ettik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük mücadeleler ve çabalar sonucunda sağlanan güven ortamının enerji yatırımlarına da olumlu yönde yansıdığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Öncelikle yerli ve uluslararası yatırımcının Türkiye'nin geleceğine, enerjisine ve hukukuna güvenmesini sağladık. Bu sayede son 18 yılda kamu ve özel sektör eliyle enerjiye 100 milyar doların üzerinde yatırım yapılmasını temin etik. Sıvılaştırılmış gaz, yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma terminali yanında yer altı doğalgaz depolama tesisleriyle arz istikrarı oluşturduk. Bölgemizin ilk ve tek doğalgaz satış piyasasını devreye aldık. Doğalgazı 81 ilimizin tamamına götürdük. TANAP ve TürkAkım gibi uluslararası boru hatlarıyla Türkiye'nin enerjide merkez ülke rolünü pekiştirdik."
Denizlerde Fatih ve Yavuz sondaj gemileriyle sondaj faaliyetlerine başlandığını anımsatan Erdoğan, "Türkiye'ye özellikle ülkemize karşı Doğu Akdeniz'de kurulmaya çalışılan oyunları ve tuzakları yerle bir ettik. Doğu Akdeniz'in ardından Karadeniz'de de arama ve sondaj çalışmaları için harekete geçtik. Uluslararası hukuktan kaynaklı haklarımızdan taviz vermeden bu çalışmaları sürdüreceğiz. Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin ilk reaktörünü inşallah, 2023'te devreye alıyoruz. Bu projeyle hem elektrik üretimimizi çeşitlendirmiş hem de enerji portföyümüzün daha dengeli bir yapıya kavuşmasını sağlamış olacağız." dedi.
Erdoğan, madenlerin gün yüzüne çıkarılması için yoğun çalışmalar içinde olduklarına dikkati çekerek, kömür üretiminde cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak, 101,5 milyon tona kadar ulaşıldığı bilgisini verdi.
Bor cevheri başta olmak üzere diğer madenlerde de işlenmiş ürün dönemini başlattıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Daha önce teknoloji yetersizliği nedeniyle yurt dışına ham madde olarak sattığımız madenlerimizi artık burada kendi teknolojimiz, kendi insan kaynağımızla işleyerek ihraç edeceğiz. Böylece madenlerimizin değeri yerine göre 1'e 8'e, 1'e 24'e, bu kadar artan oranlarda inşallah değer kazandıracağız. Enerji yatırımlarımızdan en büyük payı yenilenebilir enerji sektörümüz aldı. İşte bugün attığımız adımlarda yenilenebilir enerjiyi görüyoruz. Yenilenebilir enerjide dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. Yenilenebilir enerji kurulu gücünde dünyada 13'üncü, Avrupa'da 6'ncı sırada yer alıyoruz. Hidroelektrikte dünyada 9'uncu Avrupa'da 2'nci, rüzgarda dünyada 12'nci, Avrupa'da 7'nci, güneşte dünyada 14'üncü ve Avrupa'da 7'nci, jeotermalde ise dünyada 4'üncü ve Avrupa'da birinci sıradayız.
Tabii amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olanlara bunları anlatmak mümkün değildir. Çevrecilik ve benzeri kisveler altında koparılan yaygaraların amacı bu yatırımları sekteye uğratarak Türkiye'yi enerjide dışa bağımlılığa mahkum etmektir. Ülkemizin cebinden her yıl dışarıya giden 40-50 milyar dolardan nemalanan fırsatçıların bu yaygaralarını dikkate almadık, almayacağız. Çünkü yerli ve yenilenebilir enerjideki her bir puanlık artış cari açığımızın kapanmasına 100 milyon dolarlık katkı sağlıyor. Yenilenebilir enerjide yerli AR-GE ve yerli teknolojinin gelişmesi için başlattığımız YE-KA modelinde önemli bir aşamaya geldik. Türkiye'nin ilk yerli entegre güneş paneli fabrikasının açılışını ağustos ayında gerçekleştireceğiz. Yıllık, 500 megavatlık güneş paneli üretecek fabrikamız, 1400 kişiyi de istihdam edecek."