86 yıllık hasret sona erdi... Star yazarları tarihi günü değerlendirdi

Ayasofya... Fatih'in emaneti, Müslümanların asırlık hasreti Ayasofya... Bugün kapılarıyla birlikte, kollarını da açtı hasret çekenlere...

24 Temmuz 2020 Cuma 02:42
Güncel Haberleri

star.com.tr



Ayasofya, Danıştay 10. Dairesinin ilgili maddeyi "iptal" kararının ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında 86 yıl aradan sonra yeniden cami olarak kapılarını açtı.

Star yazarları, tarihi gün ve bu kutlu açılışla ilgili değerlendirmelerde bulundu...

Ardan Zentürk: Kuşatmaya net cevap Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasıdır

Türkiye'nin tam bağımsızlıkçı çizgide attığı her adım ve milli menfaatlerini korumada gösterdiği yüksek kararlılık karşısında her seferinde güçlenerek karşımıza dikilen kuşatmaya net cevap Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasıdır. Irak-Suriye sınır hattımızdan Doğu Akdeniz-Ege ve Karadeniz'e, kimden ve nasıl tehdit algılıyorsak, "Ayasofya müze kalsın" diyenlerin aynı olması bir tesadüf olabilir mi, hayır!..

Fadime Özkan: Ayasofya üzerine düşürülen kara gölge nihayet dağılıyor

Fatih Sultan Mehmet Han’ın vasiyetine, Vakfın mülkiyet hakkına, Ayasofya’nın “camiidir” diyen tapusuna ve milletimizin bağrını delen ıstırabına rağmen Ayasofya üzerine düşürülen kara gölge nihayet dağılıyor. Bunu nesilden nesile aktarılan dua ve çabayla sağlayan irade Milletimizin ve Cumhurbaşkanımızın ortak iradesidir.

Binlerce şükür...

Mescidi Aksa’nın da özgür olduğu günleri göreceğiz inşallah.

Hüseyin Gülerce: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ismi Fatih ile birlikte anılacaktır

Ayasofya'nın cami olarak aslına rücu etmesi, milletimizin, inancını yaşama iradesini kuvvetlendirmiştir.

Artık Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ismi Fatih ile birlikte anılacaktır.

Mehmet Metiner: Erdoğanlı Ayasofya, yeni bir siyasi çağın sembolü olarak tarihe geçecek

Ayasofya Fatih’ten sonra artık Cumhurbaşkanımız Erdoğan’la anılacaktır. Erdoğanlı Ayasofya, yeni bir siyasi çağın sembolü olarak tarihe geçecektir.

Selahattin E. Çakırgil: Kutlu bir emanete soylu bir sahib çıkış eylemidir.

Hz. Îsâ aleyhisselâm'ın şeriatinin, yani Tevhîd dininin bir mâbedi olarak, Hz. Peygamber (S)'in nübûvvetinin 75 yıl öncesinde inşa edilen ve Osmanlı Sultanı 2. Mehmed'in, Hicret'in 857'nci yılında İstanbul'u fethetmesiyle yeniden Tevhîd mâbedi statüsüne iade olunan ve amma 86 yıl boyunca 'müze' yapılarak mâbed statüsünden çıkartılan Ayasofya'nın, mâbed statüsüne dönüştürülmesi, kutlu bir emanete soylu bir sahip çıkış eylemidir. İnşaallah, taa ebediyete kadar da bu statüsü devam edecektir.

Bu kutlu mîras Allah'ın bütün mu'min kullarına ve 'tanrı inancına sahib bütün insanlar'a hayırlı olsun.

Sevil Nuriyeva İsmayılov: Türkiye'mizin ve tüm Müslümanların yeni günü ve yeni sayfası mübarek olsun

Orta Çağ'ın yüz karası tarih sayfasının kapatılıp, yeni cağın açılmasının simgesi, İstanbul fethinin sembolü Ayasofya'nın, 86 yıllık hasret sonrası açılmasına şahitlik etmek,  hem de yeni tarihin başlandığına şahitlik etmek anlamı taşımaktadır. Fethin kahramanı, o güzel komutan Fatih Sultan Mehmet gibi,  Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasını temin eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a da hep minnettar olacağız. Fetih mefkuresini idrak eden ve yeni fetihlere bayraktarlık eden Türkiye'mizin ve tüm Müslümanların yeni günü ve yeni sayfası mübarek olsun.

Sibel Eraslan: 86 Yıllık hasret bitti

86 yıllık hasret bitti! Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfiyyesi olan Ayasofya-i Kebir Camii-i Şerifi aslına inkılab eyledi. Milletimizin sağlam iradesi ve Sayın Cumhurbaşkanımızın çığır açan liderliğinde yaşadığımız bu iftiharı ve sevinci Allah daim eylesin.

Nuh Albayrak: Haçlı kuşatması geçilmeden Ayasofya Camii açılamazdı

'Haçlı-Siyonist İttifak' tarafından uzaktan kumanda ile yönetilen, “Millî diriliş”e kalkıştığı anda resetlenen bir Türkiye, aynı güçlerin Ayasofya’ya taktığı kilidi açamazdı; açamadı.

İşte Erdoğan, ilk günden itibaren bunun için uğraşıyordu. 14 Mayıs 2013’te İMF’ye son taksiti öderken, Ayasofya için dev bir adım attığının farkındaydı. TSK’dan emniyet ve yargıya kadar uzanan “vesayet” enfeksiyonunu bu yüzden ayıklıyordu. Savunma sanayiindeki yerli üretim oranını bunun için artırmaya çalışıyordu. Zira içimizdeki Haçlı parmağı kesilmeden, Suriye’den Libya’ya kadar uzanan “Haçlı kuşatması” geçilmeden Ayasofya Camii’nin açılamayacağını çok iyi biliyordu.