Bahçeli'den AYM'ye tepki: Terör propagandası nasıl hak ihlali olabilir?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında AYM'nin Gergerlioğlu kararına tepki göstererek, "Terör propagandası nasıl oluyor da hak ihlali olarak değerlendiriliyor" dedi.

6 Temmuz 2021 Salı 10:39
Güncel Haberleri





Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Fikir ve düşünce ufkumuzun parlayan yıldızı olan merhum Ziya Gökalp, milli kültürü kuvvetli medeniyetçe zayıf milletlerin, medeniyetçe kuvvetli fakat milli kültürce zayıf milletleri siyasi mücadelede her zaman yendiğine dair misaller vermişti." diye konuştu.

Milli kültürün anlatım ve aktarım mekanizmaları arasında sinemanın kayda değer bir rolü olduğuna inandığını ifade eden Bahçeli, milli sinemanın en önemli görevinin, Türk milletinin öz değerlerini yakalamak ve beyaz perdeden bu değerleri yansıtmak olduğunu söyledi.

Milli sinemanın, milli kültürün ve milli bakış açısının şuurlu bir dille takdim ve ifadesi olduğunu dile getiren Bahçeli, "Geçtiğimiz hafta ebediyete irtihal eden Sayın Kartal Tibet bu alanda öne çıkmış, gönüllerde taht kurmuş, canlandırdığı tarihi karakterlerle milletimizin takdirini kazanmıştır. Tarkan ve Karaoğlan filmleriyle de milli hafızalara kazınan, oyuncu, yönetmen, senarist sayın Tibet geçen cuma günü son yolculuğuna uğurlanmıştır. Türk tarih ve kültürünü usta oyunculuğuyla sahneleyen, efsaneleşmiş tarzıyla gösteren ve elbette Yeşilçam'a damga vuran sayın Kartal Tibet'e Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Muhterem ailesine, sevenlerine, sanat ve sinema camiasına, aziz milletimize başsağlığı diliyor, mekanı cennet olsun diyorum." ifadelerini kullandı.

Bahçeli, sinema sektöründe yaşanan sorunların çözümü hususunda atılacak her adıma, yapılacak her iyi niyetli girişime destek vereceklerini belirtti.

Demokrasilerde her siyasi düşüncenin, her siyasal partinin az ya da çok, büyük veya küçük bir karşılığı olduğunu kaydeden Bahçeli, siyasi partilerin demokrasi hayatının vazgeçilmez kurumları olduğunu vurguladı.

Her siyasal hareketin, üzerinde şekillendiği aynı topluma dayanmasına ve aynı sorunlara bakmasına rağmen teşhiste, tedavide ve teklif ettiği çözüm yollarında ayrıldığına işaret eden Bahçeli, bu ayrılıkların, siyasetin doğasında olduğunu, bu farklılıkların saygın ve demokratik bir sonuç olduğunu dile getirdi.

MHP'nin, Türkiye'nin tamamında zemin bulmuş ve kök salmış, milletin gönlünde yer tutarak kendisine sevgiyle bağlı, duruşuna ve fikriyatına inanmış bir seçmen kitlesine kavuştuğunu anlatan Bahçeli, "Bu kavuşma hali aynı zamanda toplumsallaşmayı da beraberinde getirmiştir. Bugün üç hilal, milyonlarca insanımızın kalbine girmiş, hamdolsun bir sevda halini almıştır." değerlendirmesinde bulundu.

- "MİLLİ İRADEYİ MİLLİYETÇİ İRADEYE DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN DAHA ÇOK GÖNÜLE GİRECEĞİZ"

MHP'nin bir demokrasi namusu, büyük bir millet eseri olduğunu dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:

"Milliyetçi Hareket Partisi huzurun, umudun, güvenliğin, istikrarın, vatanseverliğin, dik duruşun, dik başın, devrilmez inancın markasıdır. Hayata nasıl baktığımız, hadiseler geçidini nasıl yorumladığımız, haysiyetli bir insan ve millet yaşamını nasıl savunduğumuz taraflı tarafsız herkesçe bilinmektedir. Bizi diğer partilerden ayıran siyasi kavşak noktalarında; Türkiye'nin ana meselelerini okuyuş biçimimiz, milli ve manevi değerleri kavrayış niteliğimiz, siyasal çizgimizin anlayış ve ilkeleriyle karşı karşıya olunan sorunları ele alış şeklimiz, hem müessiriyetini hem de mümeyyiz farkını belirgin olarak göstermektedir. Tabii olarak, bütün bunları hangi program, hangi yol, hangi yöntemlerle, dahası nasıl bir kadro marifetiyle yapacağımızın ayrıntılarıyla tarifi milli ve ilkeli siyasetimizin yaygınlaşmasına hizmet edecektir. Milli iradeyi milliyetçi iradeye dönüştürmek için daha çok gönüle gireceğiz. Her eli tutacağız, her kapıyı çalacağız, hiç kimseyi ayırmayacağız, ayrı görmeyeceğiz."

Devleti yaşatmak için insanı yaşatacaklarını belirten Bahçeli, "Daha mutlu, daha güvenli, daha müreffeh, daha gelişmiş bir millet hayatı için geceyi gündüze katacağız. Bunu yaparken geçmişimizi göz ardı etmeyeceğiz. Bugüne kadar siyasi meşruiyetimizin kaynağını çıkar lobilerinin kapılarında, yabancı başkentlerin sokaklarında aramadık. Hiçbir şey adına dürüst ve samimi siyasetimizi karalatmadık, buna tevessül edenlere fırsat tanımadık. Aldatmaya sırtımızı döndük. Riyakarlığa yüzümüzü çevirdik. Yegane güç kaynağımız olan milletimizin şaşmaz sağduyusu ve tertemiz vicdanına ümitlerimizi bağlayarak dedik ki; 'Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya, yüzüstü çok süründün ayağa kalk Sakarya.' Yine dedik ve her zaman da diyeceğiz ki; 'Tarihin dilinden düşmez bu destan, Nehirler gazidir, dağlar kahraman, Her taşı bir yakut olan bu vatan, Can verme sırrına erenlerindir.'" yorumunu yaptı.

"Birileri gibi vicdanımız ipotekli değildir." diyen Bahçeli, "Birileri gibi irademiz tutsak düşmemiştir. Biz Milliyetçi Hareket'iz, biz Cumhur İttifakı'yız, biz ya istiklal ya ölüm diyen bir kahramanlığın varisleriyiz. Huzur isteyen milletimizle tek yüreğiz. Refah ve bolluk isteyen boynu büküklerle aynı yolun yolcusuyuz. Hayattan nasibini alamamış gariplerin, el çizgileri nasırla örtülmüş biçarelerin, ağlamaktan göz pınarları derinleşmiş mağdurların, zorluklar karşısında bakışlarının feri silinmiş mazlumların hem davacısıyız, hem de dağ gibi arkalarındayız. Siyaseti sanal korkulara tahvil etmek isteyen pişkin zihniyetler, pireyi deve yapan palavracılar, bir kaşık suda fırtına koparan pervasızlar akıllarından çıkarmasınlar ki, hak edene fırlatılacak taşlar cebimizdedir, hesapsız uçanlar, istismar dallarına yüzsüzce konanlar bedel ödemeyi muhakkak surette göze almalıdırlar." dedi.

Gayelerinin Türkiye'yi hak ettiği gelişmişlik düzeyine ulaştırmak olduğunun altını çizen Bahçeli, "Bunu yaparken her yolu mubah gören, her rüzgara yelken açan, tarlasını sırtlayıp yağmur neredeyse oraya taşıyan ikiyüzlülük ve karaktersizliğe itibar etmedik, etmeyeceğiz. Neysek öyle görüneceğiz, göründüğümüz gibi de olacağız." diye konuştu.

Bahçeli şöyle devam etti:

"Bu nedenle zillet ittifakıyla ayrıyız, gayrıyız, uzağız. Çünkü yalancı değiliz, çünkü inkarcı değiliz, çünkü gece başka, gündüz başka değiliz. Şirazlı Sadi'den esinlenerek ifade etmek isterim ki, kendi ayıplarının hamalı olanlar, başkalarının kusurlarıyla uğraşıyor. Bunu yaparken çok tehlikeli bir dile tevessül ediyorlar. Yanlışı ve yalanı savunacak kadar cahil olanlardan, doğruyu ve doğruluğu göremeyecek kadar kör olanlardan, iyiliği ve iyi niyeti inkar edecek kadar nankör olanlardan Rabbim cümlemizi korusun ve böylelerini milletimizden her daim uzak tutsun. İstanbul Sözleşmesi'nin çarpıtılması, İstanbul Kanalı'nı hedef alan bayağı saldırılar ve Katarlı öğrencilerin sınavsız tıp fakültesi okuyacakları ile ilgili yalan dozu yüksek kara kampanyalar Türkiye'yi zor duruma sokmaya yönelik taktik adımlardır."

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Tank-Palet Fabrikası'nı sattılar" yalanını söylediğini, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak'ın da daha geçen hafta "ne satması, biz satmaktan hiç bahsetmedik" diyebildiğini ifade etti.

Bahçeli, "Hadi kuldan utanmıyorsunuz, Allah'tan da mı korkmuyorsunuz? Bunlar gerçekten de yalancının daniskasıdır. Güvenirlikleri sıfıra inmiştir. CHP yönetiminin hal-i pürmelali kelimesi kelimesine işte budur." ifadesini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun, paylaştığı bir videoda "Beni hapse atmak istiyorlar" dediğini aktaran Bahçeli, "Oysaki hakkında düzenlenip TBMM'ye gönderilen fezlekelerin detaylarından bahsetmiyor, buna hiç cesaret edemiyor. Kılıçdaroğlu'nun, çiğ süt içmediyse karın ağrısı çekmesini gerektirecek bir hali de olmayacaktır. Daha mühimi sabırlı ve sakin olmasında, hukuka saygı duymasında yarar vardır." diye konuştu.

Bahçeli, bir yanda adalet ve hukuka vurgu yapan, diğer yanda konusu suç teşkil eden fiillerinden dolayı hakkında düzenlenen fezlekeleri sulandırmaya çalışan Kılıçdaroğlu'nun, tam bir açmazda, tam bir çıkmazda olduğunu belirterek, "Hukukun karşısında imtiyazlı bir zümre, ayrıcalıklı bir tabaka, dokunulmaz ve ulaşılmaz bir kesim düşünülemeyecektir. Adaletin terazisi yeri geldi mi herkesi tartmalıdır. Eğer hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, eğer hukukun evrensel ilkelerine bağlıysak ahlaki tutarlılıktan ödün veremeyiz. Kılıçdaroğlu, mağduriyet pozlarını bıraksın da hangi sözlerinin, hangi eylemlerinin kanunlarla çeliştiğini düşünsün. Türk mahkemelerinin önünde herkes eşittir." değerlendirmesini yaptı.

Bahçeli, şunları kaydetti:

"Görevi ve taşıdığı unvanı ne olursa olsun hiç kimse hukuktan üstün değildir. Geçen hafta 21 milletvekilini kapsamına alan fezlekeler TBMM'ye intikal etmiştir. Gazi Meclis; suçun barınağı, suçluların sığınağı, kanun kaçaklarının meskeni ve mekanı olamaz. Aksine hizmet edenler, Meclisimizin demokratik ve tarihi ruhuna kast eden aymazlardır.

TBMM Karma Komisyonda bekletilen fezlekelerin bir an evvel görüşülerek Genel Kurula getirilmesi, bölücü, yıkıcı, devleti, ülkesi ve milletiyle ters düşen söylem ve eylemlerinden dolayı şüpheli olan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının derhal kaldırılması hukuk ve siyaset ahlakının vazgeçilmez şartıdır. Oyalanmaya vaktimiz yoktur. Zamana oynamaya, ağırdan almaya hakkımız da yoktur. Fezlekelerin görüşülüp karara bağlanmasını savsaklamak bizim nezdimizde sorunlu ve şaibeli bir tutum olarak değerlendirilecektir. 'Hukuk' diyorsak gereğini yapmakla mükellefiz. Kılıçdaroğlu, bir ara yollara düşüp adalet arıyordu. Akılsız başının ceremesini ayakları çekiyordu. İşte fırsat, işte ortam, saklayacağı, gizleyeceği, utanacağı ilişkiler ağı bulunmuyorsa çıksın mahkeme karşısına, versin üzerine atılı suçlamaların hesabını. Dolandırıcı tosuncuk nasıl bedel ödeyecekse Kılıçdaroğlu da ödesin. Kılıçdaroğlu kendine güveniyorsa dokunulmazlığının kaldırılmasına bizzat kendisi önayak olmalı, karar sürecini bizatihi kendisi başlatmalıdır. Söz veriyorum, ilk kez CHP'ye destek vereceğiz, onlara 'tamam' diyeceğiz."

- "KANUNDAN KAÇIŞ YOKTUR"

Yasama döneminde komisyona ulaşan yasama dokunulmazlığı tezkerelerinin sayısının şu anda 1429, dosya sayısının da 1354 olduğunu aktaran Bahçeli, HDP'li milletvekillerine ait tezkere sayısının bini geçtiğini, yani hukukun peşine düştüğü milletvekili sayısının çizmeyi çoktan aştığını dile getirdi.

Türkiye'de üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün hakim olduğunu belirten Bahçeli, "İşlenmiş suçlar hiç kimsenin yanına bırakılmamalıdır. Türk siyaseti ahlaki ve hukuki bir arınma dönemi yaşamalı, safralarından kurtulmalıdır. Bu ihtiyaç herkes ve hepimiz için geçerlidir. Biz şerefli Cumhuriyet savcılarına güveniyoruz. Biz cüzdanı ile vicdanı arasına sıkışmayan hakimlerimize inanıyoruz. Bağımsız ve tarafsız yargı, günü ve saati geldiğinde her insana lazımdır. Kanundan kaçış yoktur, hukuka deli gömleği giydirmek kimsenin harcı değildir." diye konuştu.

"Teröre yardım ve yataklık yaptıkları belgeli ve tespitli bulunan, ellerine şehitlerimizin kanı bulaşan, PKK'nın tasması boğazlarına geçen HDP'li vekillerin uzun süredir gündemde olan fezlekelerinin görüşülmesi niye gecikmektedir?" diye soran Bahçeli, "Daha ne olacaktır da suçluların mahkeme karşısına çıkarılması sağlanacaktır? Bu kapsamda TBMM Başkanı'nı göreve davet ediyorum. Karma Komisyonu üstlendiği tarihi sorumluluğu ifa etmeye çağırıyorum." dedi.

Dokunulmazlıkları kaldırılan, milletvekilliği düşürülen vekillerin ön kapıdan gönderilmelerinden bir müddet sonra "hak ihlali" kılıfıyla arka kapıdan tekrar TBMM'ye kabul edilmelerinin "millet iradesini yok sayan bir tasarruf" olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:

"Anayasa Mahkemesi HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun bireysel başvurusunda hak ihlaline hükmederek tahliyesini istemiştir. Yani CHP'li Berberoğlu gibi Gergerlioğlu'nun da milletvekilliğine dönüş yolu açılmıştır. Terör propagandası nasıl oluyor da hak ihlali olarak değerlendiriliyor? Bununla birlikte günü geldiğinde dağdaki eşkıya için de hak ihlali kararı verilecek midir? Anayasa Mahkemesi, bu tip davalara terör örgütlerinin hücre evinden ya da mağara deliklerinden mi bakıyor? Gergerlioğlu gibileri milletin hakkını hukukunu çiğnerken bir şey yok da, bu çiğneyen ayaklara hesap sorulduğunda mı maraza çıkıyor? Anayasa Mahkemesi bölücüler lehine hak ihlaline hükmederken, devletimizin, milletimizin, şehitlerimizin, milli şerefimizin tartışılmaz hak ve tarihi çıkarlarını gasbettiğinin farkına ve bilincine ne zaman varmayı planlıyor? Ne hakkı, neyin ihlali, ne zamandır hainin hakkı oluyormuş? Şayet oluyorsa kahramanların hakkını ne yapacağız? Türk milletinin hakkını nereye koyacağız? Hiç kimse bugünkü sıfatlarına güvenip de yanlışa ortak olmamalıdır. Volkan olsalar bile, sonları elbette bir avuç küldür."

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, terör örgütü PKK'nın siyaset koruluğu olanlara sessiz kalamayacaklarını dile getirdi.

"İP'in Başkanı anlaşılan yine bilye dağıtmış, yine mayası ve meşrebine uygun bir değerlendirme yapmış." diyen Bahçeli, "Nifakla perçinlenmiş gezmelerinden vakit buldukça aklının dibini döken İP Başkanı, bizim ve AK Parti'nin HDP'yi şeytanlaştırdığını ifade etmiş. Bu bayan, HDP'nin zaten şeytan olduğunu bilmiyor mu? İP'in, HDP'nin dibinde ne işi vardır?" diye sordu.

CHP'nin "küçük beslemesi haline dönüşen" bu parti yönetiminin, HDP'ye sevimli görünme çabasının siyasi münafıklık, siyasi madrabazlık olduğunu ifade eden Bahçeli, "İP Başkanı'nın öylesine bozuk ve buhranlı bir dili söz konusudur ki ya ne dediğini kulağı duymuyor ya da duyduğunu aklı almıyor. Geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, 31 Mart seçimlerine giderken Sayın Cumhurbaşkanı'nın 'toptan Kürtlere terörist' dediğini iddia eden bu devşirme siyasetçi, halkı kin ve nefrete alenen kışkırtarak büyük bir suç işlemiştir. Bu küstah ve hayasız üslup Türkiye düşmanlarını sevindirmiş, havalara uçurmuştur. Aynı üslup PKK'nın ve FETÖ'nün de üslubudur." değerlendirmesini yaptı.

İYİ Parti Genel Başkanı'nın, bu iddiasını ispat etmek zorunda olduğunu dile getiren Bahçeli, "Kürt kökenli kardeşlerimize hiçbir devlet veya hükümet yetkilisinin en küçük incitici, en ufak kırıcı bir ithamı olmamış, olması akıllara dahi gelmemiştir." diye konuştu. Bahçeli, şunları kaydetti:

"Geçmişte MHP'yi iftiralarla yaralamaya ve tarihi hüviyetine kara çalmaya azmeden bu müfteriye teröristin kim olduğunu bizzat Kürt kökenli kardeşlerim Allah'ın izniyle öğretecektir. Kandil ve Pensilvanya arasında ipten köprü kuranlar bunun bedelini ağır ödeyeceklerdir. Kürt'ten terörist olmaz, teröriste Kürt denemez. Diyen varsa bu milletin evladı olamaz. Zira terörün inancı, yöresi, etnik kökeni, mezhebi, ahlaki bahanesi olmaz, olmayacaktır. Terörist PKK'dır, KCK'dır, PYD'dir, YPG'dir, FETÖ'dür, DEAŞ'tır, DHKP-C'dir.

Kürt kökenli kardeşlerimin terör örgütleriyle hiçbir bağ ve bağlantısı yoktur, 'var' diyen çıkarsa biliniz ki vatan hainidir. Terör bir insanlık suçudur. İP'in Başkanı Kürt kökenli kardeşlerimden kesinlikle özür dilemek mecburiyetindedir. Aksi halde bozguncu, fitneci, millet düşmanı olarak ilanihaye anılacak, alnına çalınan kara leke ömrü boyunca çıkmayacaktır. Kürtlerle terörü özdeş görmek korkunç bir bühtan, affı imkansız bir cinayettir. Akıl yönünden de ahlak yönünden de iflas edenler tek kelimeyle püsküllü beladır. Bu millet öyle bir asalete haizdir ki, gölgesinde oturduğu yaprağın bile incinmesine tahammül etmemiştir. Siyasi, ahlaki ve vicdani hiçbir ölçü tanımayan, ilkesi, iradesi ve heyecanı olmayan, yalan, riya ve istismardan başka sermayesi kalmayan, kimliğini kaybetmiş, inancını kaybetmiş, değerlerini kaybetmiş bir siyasetçinin ve siyasi partinin milli hassasiyetleri bırakınız anlatmasını, anlaması dahi mümkün değildir."

- SOYLU'YA DESTEK

Ezkaza Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı olduğu bir dönemde zalimlerin ve emperyalist çevrelerin 1,5 asırlık projesi olan Kürdistan'ın kurulması için her şeyin tamamlanmış, ihanet kıvama gelmiş olacağını belirten Bahçeli, tehdidin bu denli ağır, tezgahın bu kadar sinsi olduğunu, Türk milletinin bunu asla kabul edemeyeceğini ifade etti.

"Zillet ittifakının ana paydaşlarının, HDP'yi dost görüp sahiplendikleri kadar terörle mücadele eden kahramanları sahiplenecek milli dirayeti gösteremediklerini" söyleyen Bahçeli, bunun utanç duyulacak bir kırılma ve zaaf olduğunu belirtti.

Bahçeli, Mehmetçiğe sahip çıktıkları gibi, hükümete, Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefli komuta heyetine, Türk polisine, Türk jandarmasına, koruculara da sonuna kadar sahip çıkma kararlılığında olduklarını belirterek, "Alayının bir adım arkasındayız, dönersek de namerdiz." ifadesini kullandı. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bilhassa terörle mücadele alanında ismini altın harflerle yazdıracak İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu'ya yapılan itibar suikastlarını, siyasi linç girişimlerini, zulme varan isnatları kaygıyla izlediğimizi, asla ama asla kabul etmediğimizi tarihe not olarak düşmek istiyorum. Kim demiş Sayın Soylu yalnız diye? Kim demiş Sayın Soylu kimsesiz diye? Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanı görevini vatan ve millet sevgisiyle yerine getiren, gece demeden gündüz demeden bölücü terörle mücadele eden mert ve milletperver bir devlet adamıdır. Hakkında ne söylenirse söylensin, bizim bölücülerle iş tutan, terör örgütlerine hayranlık besleyen odakların hayasız tezviratlarına aldırış etmemiz mümkün değildir. Zelil emel failleri terörle mücadeleyi sekteye uğratma arayışındadır. Zillete batanlar, sütre gerisine saklanıp iftira oku atanlar Sayın Soylu'yu yıpratma gayesiyle PKK/PYD/YPG'yi selamlarken şirinlik taslama hevesindedir. Geçin bunları geçin, terörle mücadeleyi dağda taşta, sınır içinde sınır ötesinde cesaretle yürüten bir hükümeti, bir bakanı, topyekun tüm güvenlik güçlerimizi 'ama, ancak, fakat' demeden ön şartsız destekledik, bundan sonra da destekleyeceğiz. Bizim bu türden tahrik ve tacizlere karnımız toktur, tahammülümüz yoktur, mücadele kararlılığımız ise ziyadesiyle çoktur. Biz MHP'yiz, Cumhur İttifakı'yız. Ya birlikten beraberlikten yana olacağız, ya da gerilim ve kavga dolu bir geleceğe sürükleneceğiz. Ya kardeşliğin devamını isteyeceğiz, ya da ağır bir yıkımı göze alacağız.

MHP ve Cumhur İttifakı kararını çoktan vermiştir. Biz Türk milletinden tarafız. Biz milli kimlikten yanayız. Biz bin yıllık kardeşliğin safındayız. Barışmak, kucaklaşmak için fırsat arayan vatandaşlarımı Türkiye ve Türk milleti değerleri etrafında buluşmaya davet ediyorum. Bu davet huzura davettir. Bu davet 2023'ün Lider Ülke Türkiye'sine davettir."