AA
Akar, Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) 2020-2021 Eğitim ve Öğretim Yılı ve Harp Enstitüleri Açılış Töreninde, kuvvet komutanlarına ve öğrenci subaylara hitap etti.
Bakan Akar, öğrencilerin ellerindeki fırsatlardan istifade ederek kendilerini afetlere, operasyonlara, harekatlara ve bunların yönetimine hazırlaması gerektiğini söyledi.
"Bu nedenle 'daha sonra bakarız' diyerek ertelemek son derece yanlış olur. Bu imkanları, öğretmenlerinizi, komutanlarınızı, kütüphaneyi, ders çalışma sürelerini ve fırsatlarını mutlaka değerlendirmeniz lazım ki geleceğe istenilen düzeyde hazır bir şekilde gidebilin, başlayabilin." diyen Akar, öğrencilere tavsiyelerde bulundu.
"Bu salgın konusunda hiçbir şekilde bireysel kahramanlık yok. Bireysel kahramanlık gibi görünen sahte kahramanlıklar ihanete kadar gider. Çünkü bir kişinin dikkatsizliği bütün kitleyi, toplumu olumsuz etkiliyor ve kontrol edilemez zincirleme bir reaksiyona sebep oluyor. Dolayısıyla burada basit kahramanlık gösterileri 'Benim için fark etmez, benim arkadaşım, benim dostum, bu cenazeye gitmem lazım, bu düğüne gitmem lazım' sakın ha böyle bir yanlış akıl ve mantık dışı, bilinçsiz hareketlere tevessül etmeyin, bize bu hiç yakışmaz. Dolayısıyla burada gerçekten 'Ben kovidim' diye başlayacaksınız, karşınıza gelen herkesi kovid olarak kabul edeceksiniz. Buna göre tedbirli olacağız ve ilk günkü tedbirlerimizi aynen almaya devam edeceğiz."
"Gittiğiniz yerlerde terörle mücadele var arkadaşlar, göreceksiniz. Terörle mücadele var, terörle mücadelenin çatışmaya dönmüş şekli var. Mülteci sorunları var. Bunların normalleşmesi, hayatın normalleşmesi çerçevesinde insani yardım faaliyetleri, oradaki mültecilere yardım var. Yurt içinde, sınır ötesinde çalışmalar var ve tüm bunlarla alakalı, bunları yaparken birtakım siyasi krizlerin içinde kendimizi buluyoruz, siyasi krizler var, bunların yönetimi var. Bu ortamda savunma sanayiyle alakalı diğer konular dahil bunların hepsinin içinde bir anda kendinizi bulacaksınız ve bunları siz yöneteceksiniz. Dolayısıyla işin çok ciddi olduğunu, çok hassas, ülkemize, milletimize gerekli ve lazım olduğunu bileceksiniz ve bugünleri buna göre değerlendireceksiniz."
"Balkanlar'da, Ukrayna'da, Afganistan'da, Yemen'de, Körfez'de, Akdeniz havzasında, Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Suriye'de ve Azerbaycan'da birtakım faaliyetler söz konusu. Bu arada maalesef dünyanın belli yerlerinde Avrupa başta olmak, Avrupa'nın belli ülkeleri başta olmak üzere bir Türk ve İslam, Müslüman düşmanlığı da söz konusu. Bir de bunlar var. Dolayısıyla bütün bunların içinde arkadaşlarım sizin birliğiniz, karargahınız var. Burada Charlie Hebdo denilen bir dergi, o dergide yapılan bazı uygulamalar, çalışmalar var. Bunların fikir özgürlüğüyle, yayın özgürlüğüyle alakası olmadığını, yapan da biliyor, bizler de biliyoruz, üçüncü taraflar da biliyor, herkes biliyor. Bu bir şekilde bir tahriktir, bir provokasyondur, bu gerçekten terbiyesizliktir, ahlaksızlıktır. Biz başından beri her zaman söylediğimiz gibi şiddetle kınıyoruz. Burada bizim ülkemizde, hiçbir yayın kuruluşunun ya da hiçbir resmi ya da özel kişinin veya kişilerin, grupların böyle bir şey yaptığı asla söz konusu değil. Bizim kimsenin kutsalıyla uğraştığımız ne tarihte ne günümüzde asla söz konusu değil. Bu gerçekten ahlaksızlıktır, düşüklüktür, zafiyettir."
Bunun bir fikir fakirliği olduğunu, fikrini söyleyemeyen insanların birtakım yollara yöneldiğini belirten Akar, "Bu açıkça insanların kutsalına bir saldırıdır, bunu da şiddetle kınıyoruz. Bu aynı zamanda terörün mizah halidir. Terörün mizaha dönüşmüş şeklidir. Bu bir terörist faaliyettir, insanları rahatsız eden, tahrik eden, insanları aşağılayan." dedi.
Akar, aklıselim Fransız vatandaşlarının da bu yapılanı tasvip etmediğini ve tepki göstermelerini beklediklerini dile getirerek, nerede, ne adına olursa olsun terörist faaliyete de karşı olduklarını vurguladı.
Akar, Ermenistan tarafından işgal edilmiş topraklarını kurtarmak için mücadele veren Azerbaycan'ın Türkiye'nin dostu değil, kardeşi olduğunu dile getirdi.
Minsk grubunun Karabağ konusundaki sorunun çözüme katkı sunamadığı belirten Akar, Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan çekilmek yerine işgal ettiği yerleri genişletmeye çalıştığını, bunun üzerine Azerbaycan'ın "yeter artık" diyerek karşı taarruz başlattığını, bunda da başarılı olduğunu anlattı.
Akar, Azerbaycan'ın şu anda toprakların büyük bölümünü işgalden kurtardığını kaydetti.
"Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan çekilmeden herhangi bir şekilde faaliyetlerin toparlanmasının mümkün olmadığını artık herkesin anlaması lazım. Azerbaycan silahlı kuvvetleri son derece bilgili, bilinçli, her türlü hukuka, adalete ve mantığa uygun şekilde hareket etmekte. Masum insanlara karşı herhangi bir işlem yapmıyor, herhangi bir saldırısı söz konusu değil. Çok temiz bir operasyon içindeyken tüm dünyanın gözleri önünde Ermenistan yerleşim birimlerine, çok açık ve net köylere, kasabalara ve şehirlere ateş etmek suretiyle oradaki masum insanları katletmeye devam ediyor. Yüzden fazla masum insanı evlerinde, yataklarında katletti."
Akar, Ermenistan'ın PKK'lılar başta olmak üzere daima teröristlere yardım ettiğini, birtakım teröristler ile paralı askerleri toplayıp ülkesine götürerek Azerbaycan'a karşı savaştırtığını belirterek, Türkiye'nin de Ermenistan'dan, bu paralı askerleri, PKK'lıları ülkesinden derhal çıkarmasını ve işgal ettiği toprakları boşaltmasını istediğini söyledi. Akar, Türkiye'nin Azerbaycanlı kardeşlerinin her zaman yanında olduğunu ve bunu sürdüreceğinin altını çizdi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye'nin Libya ile 500 yıllık bir geçmişi olduğunu vurgulayarak, "Libya'yı temsil eden hükümet Birleşmiş Milletlerin tanıdığı, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Fayiz es-Serrac'ın başkanlığını yaptığı Milli Mutabakat Hükümeti. Biz de uluslararası hukuk çerçevesinde Milli Mutabakat Hükümeti ile konuşuyoruz, görüşüyoruz, anlaşmalar, sözleşmeler yapıyoruz. Deniz yetki alanları da bunlardan biri." dedi.
Fayiz es-Serrac'ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a şahsi mektup gönderdiğini, bunun yanı sıra Amerika, İngiltere, İtalya, Cezayir ve NATO'ya mektup yazarak, darbecilere karşı yardım istediğini dile getiren Akar, bu talebe tek cevap veren ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekti.
Şu anda orada yardımlaşma çalışmalarının olduğunu ve Türkiye'nin de ateşkes ve barış istediğini vurgulan Akar, Libya'daki meşru hükümetin başındakilerini darbecilere teslim etmeyeceklerini ve onların zulmüne izin vermeyeceklerini kaydetti.
Akar, Libya'nın Libyalıların olduğunu, siyasi ve toprak bütünlüğü içinde bağımsız, egemen bir Libya için gayret gösterdiklerini dile getirdi.
Hulusi Akar, 2013-2015 arasındaki çözüm sürecine değinerek, teröristlerin iki yıl içinde her türlü hainliği yapmak suretiyle bu iyi niyeti, birlik ve beraberlik içindeki çalışma gayretini sabote ettiklerini söyledi.
Bunun üzerine, 24 Temmuz 2015'te hava harekatı yapıldığını, operasyonda Irak'ın kuzeyinde vurulmayan tek bir hedefin kalmadığını belirten Akar, girilemez denilen yerlere girildiğini, dağlarda orduyla baş edemeyeceğini anlayan teröristlerin şehirlere kaçtığını anlattı.
Akar, mehmetçiğin şehirlerde yürüttüğü çukur operasyonlarının başarılı olduğunu belirterek, bu operasyonlardan sonra da 15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığını aktardı.
Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridorunun kurulması döneminde askeri operasyon yapıldığını, DEAŞ'lı teröristlerin etkisiz hale getirildiğini anlatan Akar, sırasıyla operasyonların sürdüğünü aktardı.
Hulusi Akar, "Şu anda 60 gemimiz ayakta, teyakkuz halinde, görevinin başında. Karada, denizde, havada, uçaklarımız, hava kuvvetlerimiz dahil görevinin başında. Ne için? Hakkımız hukukumuz için. Bizimle konuşmak, görüşmek isteyenler buyursunlar gelsinler. Biz her türlü görüşmeye açığız. Haklıyız, güçlüyüz. Hiçbir sancımız, ağrımız, sıkıntımız yok. Her şey açık, gelin konuşalım. Fakat maalesef hile ve desiselerle buradaki haklılığımız, birtakım ayak oyunlarıyla kapatılmaya, örtülmeye çalışılıyor. Buna da müsaade etmeyeceğiz. Harekatın fiili bölümü, Suriye'nin kuzeyinde terör koridorunun parçalanmasına müteakip faaliyetlerimiz, varlığımız orada devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Mehmetçiğin o bölgede hayatın normalleşmesi için yeme ve içme, sağlık, eğitim ve dini hizmetler dahil çalışmalarını yürüttüğünü belirten Akar, Barış Pınarı Harekatı bölgesinde Rusların ve Amerikalıların oradan çıkaramadığı, etkisiz hale getiremediği teröristlere karşı her an harekat yapma opsiyonuna ve hakkına sahip olduklarını vurguladı.
Irak'ın kuzeyindeki pençe harekatlarının da devam ettiğini belirten Akar, "Bu yılın başından bugüne kadar hem Irak'ın kuzeyinde hem Suriye'nin kuzeyinde toplam 3 bin 70 terörist etkisiz hale getirildi. Şu anda teröristlerden kaçışların arttığını, katılımların azaldığını duyuyorsunuz, görüyorsunuz. Başındakiler bu işin çıkmaz sokak olduğunu anladılar, ümitsizlik had safhada. Bizim temennimiz alttakilerin de bunu bir an önce anlamaları." dedi.
Akar, İdlib konusunda Ruslarla görüşmelerin devam ettiğini belirterek, Türkiye'nin oradaki varlığı, sağladığı barış ve huzur ortamından dolayı son dönemde İdlib'e 450 bine yakın Suriyelinin geri döndüğünü aktardı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ege, Akdeniz ve Kıbrıs konusunda değinerek, "(Zürih ve Londra Antlaşması) Bu anlaşmalarda İngiltere, Yunanistan, Türkiye garantör. Orada iki toplum var, iki toplumun egemenliği, varlığı var. Deniz hukuku, uluslararası hukuk var. 1870 kilometre sahili olan bir ülkeyi siz kendi sınırlarınızla kapatmaya kalkarsanız ve her şey benim derseniz o zaman sorun çıkar. Türkiye'nin halkı davasın bilin, benimseyin, inanın." diye konuştu.
Deniz hak ve menfaatlerimizi bugüne kadar koruduklarını ve korumaya devam edeceklerini belirten Akar, Kıbrıs Türkü'nün ve hakkının yok sayılamayacağını vurguladı.
Hiçbir oldu bittiye izin vermeyeceklerini, Türkiye'nin yer almadığı hiçbir kararın da geçerli olmadığını herkesin bilmesini istediklerini belirten Akar, "Bazı ülkeler gücüne ve boyuna bakmadan Doğu Akdeniz'de birtakım rollere soyunuyorlar. Bunlar çıkmaz sokak. Binlence kilometreden gelip burada kimseye kural koydurmayız. Hakkımızı, hukukumuzu yedirmeyiz, yedirtmeyiz. Bu konudaki kararlığımızı herkesin bilmesi lazım. Özellikle üçüncü tarafların objektif olmasını, önyargısız olmasını, tarafsız bakmalarını bekliyoruz." dedi.
Akar, artık Türkiye'nin bu konuda taviz vermeye niyeti olmadığını belirterek, "Yapılacak tek şey var. Yunanistan gelecek, konuşacağız, görüşeceğiz. Diyalog yoluyla, müzakerelerle ortaya makul ve mantıklı hareket tarzıyla çözümler çıkacak ve bunlar kabul edilecek. Bunun dışında bencilce, şımarıkça, 'Hep benim dediğim olacak'. Yok bunu kabul ettiremezsiniz." diye konuştu.
Akar, MSÜ'nden Navtex (denizcilere duyuru) konusunda çalışma yapmasını istedi.
FETÖ ile mücadelenin devam ettiğini belirten Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) FETÖ unsurlarının temizlenmesinin sayısal azalmaya sebep olsa da TSK'nın gücünü arttırdığını kaydetti.
Akar, 15 Temmuz öncesine oranla çok daha yüksek tempoda operasyonlar yaptıklarına dikkati çekerken, "15 Temmuz öncesinden çok daha yüksek sayıda ve çapta tatbikatlar yapıyoruz. Gözü olmayanların gözüne sokun. Sayıları, uçakları, gemileri vesaire. Haziran 2016'da 100 pilotumuz vardı. 15 Temmuz sonrasında bu 100 pilotun 80'i gitti. Bir pilot, beş pilotun işini yapıyor. Çok şükür başarılıyız. Şu ana kadar da 20 bin 571 terörist içimizden atıldı." ifadelerini kullandı.
Milli Savunmu Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu da konuşmasında, Harp Enstitülerinin yeni düzenleme yapıldıktan sonra günümüze kadar 262 mezun verdiğini söyledi.
Halihazırda 258 kişinin karargah subayı ve komuta kurmay eğitimi dile getiren Afyoncu, bunların içerisinde 24 farklı ülkeden 54 subayın yer aldığını belirtti.
Salgında eğitim öğretim faaliyetlerini yüz yüze sürdüren tek üniversite olduklarının altını çizen Afyoncu, "Tabii birçok avanajımızın yanı sıra aynı mekanda yaşamadan dolayı da büyük zorluklarımız var. Bu sene ki eğitim öğretimdeki en büyük düşmanımızın, en büyük aksamaya sebep olacak hadisenin bu salgın hastalık olduğunu biliyoruz. Arkadaşlarımız da inşallah tedbirleri hiçbir zaman aksatmayıp, devamlı sert önlemler alıyor." diye konuştu.
Törene, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, 1. Ordu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Musa Avsever, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Kemal Yeni ve Milli Savunma Bakan Yardımcısı Yunus Emre Karaosmanoğlu da katıldı.