AA
Bakan Güler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Marmaris Aksaz Deniz Üs Komutanlığı'nda düzenlenen Aksaz Tersane Komutanlığı Açılışı ve Deniz Platformu Teslim Töreni'nde konuştu.
Güler, yerli ve milli savunma sanayinin ulaştığı üstün seviyeyi ortaya koyan yeni tip denizaltı ve akaryakıt gemileri ile bu alandaki yüksek tesisleşme seviyesinin göstergesi Aksaz Tersanesi'nin ve denizaltı havuzunun hizmete girmesinin haklı gururunu yaşadıklarını belirtti.
Türkiye'nin önceden savunma sanayisinde dışa bağımlı olan, kısıtlı imkanlarla varlık yokluk mücadelesi veren bir ülke olduğunu anlatan Güler, şöyle konuştu:
"Parasını ödediğimiz halde ürünlerimizi teslim alamadığımız günleri, türlü engellemelere ve zorluklara maruz kaldığımız zamanları, bir an olsun unutmadık. Nice badirelerle karşılaşsak da tarihte olduğu gibi, yılmadan yorulmadan çalışmaya devam ettik. Özellikle son 20 yılda, zatıalilerinin stratejik vizyonu, liderliği ve kararlı duruşları sayesinde Türkiye, kendi gemilerini ve silah sistemlerini tasarlayıp üretebilen ve bu ürünleri ihraç ederek uluslararası pazarda adından övgüyle söz ettiren bir ülke haline geldi. Bir asır önce, ithal edeceğimiz iki gemiye ihtiyaç duyuyorken bugün, aynı anda birçok silah sistemini yerli ve milli imkanlarıyla üreten ve ihraç eden bir ülke konumundayız."
İbn-i Haldun'un "Coğrafya kaderdir" sözünü anımsatan Bakan Güler, denizlerin de bu kaderin, ayrılmaz bir parçası ve kuvvet çarpanı olduğunu ifade etti.
"TERCİH DEĞİL ZORUNLULUK"Güler, üç tarafı denizlerle çevrili ülkenin hakkını ve hukukunu korumak için güçlü bir deniz kuvvetine sahip olunmasının bir tercih değil, zorunluluk olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
"Bu bilinçle, şanlı Türk donanmasını daha modern, daha etkin ve daha güçlü kılmak için, deniz savunma sanayinde de büyük aşamalar katettik, ediyoruz. Yerli, milli ve modern savunma sanayimizin yeni göz bebeği olan ve bugün hayata geçirilmesine şahitlik ettiğimiz sistem ve tesisler de bu gayretlerimizin somut birer neticesidir. Yeni tip denizaltımız, gemilerimiz ve tesislerimiz sayesinde, deniz kuvvetlerimizin harekat kabiliyeti ve etkinliği daha da artacak. Deniz sistemlerimizin inşa, bakım ve onarım faaliyetleri daha yüksek kapasitede ve daha hızlı bir şekilde icra edilecektir. Özellikle stratejik önemdeki Marmaris Aksaz'da teşkil ettiğimiz tersanemiz ile bölgede konuşlu veya Akdeniz ve Ege'de faaliyet gösteren donanmamızın ihtiyaçlarının en hızlı şekilde karşılanması, teknik destek temini ve idamesi gerçekleştirilecektir. Bu sayede Deniz Kuvvetlerimiz, faaliyetlerini daha etkin ve güvenli bir şekilde yerine getirecek, dünyanın önde gelen deniz kuvvetleri arasındaki seçkin yerini pekiştirecektir."
YERLİ VE MİLLİ SAVUNMA SANAYİ VURGUSU
Güler, savunma sanayinde hayata geçirilen projelerin ehemmiyetinin, bölgede ve dünyada yaşanan hassas gelişmelerin ortaya çıkardığı tehdit ve tehlikeler ile Akdeniz'in giderek artan önemi dikkate alındığında, daha da iyi anlaşıldığını vurguladı.
Terörle mücadeleden hudutların güvenliğinin sağlanmasına, mavi ve gök vatandaki hak ve menfaatlerin korunmasından ülkenin uluslararası arenadaki etkinliğinin sürdürülmesine kadar tüm faaliyetlerde yerli ve milli savunma sanayinin belirleyici bir rol oynadığını ifade eden Güler, şunları kaydetti:
"Güçlü ve bağımsız bir savunma sanayi, bekamızın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu anlayışla Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her alanda imkan ve kabiliyetlerini, en yeni teknolojilerle geliştirmek için büyük şevk ve kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Cumhuriyet'imizin ikinci asrına başladığımız bu kutlu dönemde, 'Türkiye Yüzyılı' hedeflerimiz doğrultusunda, yeni başarıları tarihimizin altın sayfalarına yazmak ve yazdırmak en büyük hedefimizdir."