AA
Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Uluslararası İyilik Ödülü'ne layık görülen Tatari'nin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Tatari'nin, halkını korumak ve öldürmemek için hapsi göze almasının önemine işaret eden Erbaş, "Eğer bu devrim olmamış olsaydı belki de hiç çıkamayacak, orada vefat edecekti. Bunu göze alarak bu fedakarlığı yapmış olmasından dolayı bizim verdiğimiz iyilik ödülü bu noktada az bile kalır." değerlendirmesini yaptı.
Erbaş, "Bundan sonraki süreçte Suriye'ye, çok güzel bir barış, kardeşlik, dayanışma ortamı, birlikte yaşama, farklı düşünce, mezhep ve etnik kökenlerden insanların barış içerisinde, birlikte yaşama tecrübesini dünyaya en güzel şekilde gösterecek bir ortam inşallah en kısa zamanda nasip olur." ifadelerini kullandı.
Suriye'de en kısa zamanda istikrarın oluşması için Türkiye'nin bütün kurumlarının her türlü desteği verme noktasında büyük gayret ve kararlılık içerisinde olduğunu vurgulayan Erbaş, Suriye'nin kuzeyinde 10 senedir çok büyük işler yaptıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Hem insani yardım hem eğitim desteği hem de inşaat ile orada kalan insanların ikamet edebilecekleri mekanlar oluşturma noktasında Diyanet İşleri Başkanlığı olarak çok büyük destekler vermeye gayret ettik. Şimdi Halep, Humus, Hama, Şam, bütün Suriye içlerine doğru bu desteği yaygınlaştırmaya gayret edeceğiz."
"BİZLER ORADA ÖLÜMDEN KORKMUYORDUK, ONLARIN KARŞISINDA ZAYIF DÜŞMEKTEN KORKUYORDUK"
Raghid Al-Tatari ise Türkiye'nin, tüm dünyanın unuttuğu bir zamanda Suriye'yi unutmamasının Suriyeliler için çok büyük olay olduğunu ifade etti.
Türkiye'den destek beklediklerini ve Türkiye'nin istikrarı devam eden bir ülke olarak kalmasını istediklerini aktaran Tatari, tutuklanmasına neden olan olaya ilişkin, 43 sene önce pilotlara Hama'da katliam yapılması emri verilmesine karşın kendi aralarında gizli karar aldıklarını belirterek, bu karar doğrultusunda halkından kimseyi vurmayacaklarını ve uçaklarla Ürdün'e kaçmayı planladıklarını anlattı.
Tatari, 43 yıllık tutukluluğunun ilk 20 yılında çok fazla işkence gördüğüne dikkati çekerek, "Hapishanedeki mahkumlar sizlere ne işkenceler gördüğünü anlatır ama o yaşadıkları duyguları size aktaramaz. Bizler orada ölümden korkmuyorduk, onların karşısında zayıf düşmekten korkuyorduk. Eğer kişinin kendini öldürmesi haram olmasaydı, orada çok kişi kendi canına kıyacaktı." ifadelerini kullandı.
Suriye halkının Türkiye'nin güçlü kalması için çok dua ettiğini dile getiren Tatari, Suriye'nin yeniden istikrara kavuşması için Türkiye'den beklentilerinin yüksek olduğunu belirtti.
Hapishanedeyken oğlunu doğduğundan beri hiç görmediğini anlatan Tatari, 1997 yılında 16 yaşında olan oğlunu 20 bin dolar karşılığında bir kereye mahsus görmesine izin verdiklerini kaydetti.