IHA
Türkiye Diyanet Vakfı ve Al-Khair Vakfı tarafından İstanbul'da "Dünya İnsani Yardım Zirvesi: Gazze-Yarından Sonra" başlıklı uluslararası etkinlik düzenlendi. 33 ülkeden 200'den fazla STK temsilcisinin katıldığı zirvede, "Gazze'nin İnsani Krizi ve Geleceğe Bakış", "İnsani Yardım Müdahalesi ve Acil Çözümler", "Gazze için İyileşme ve Sürdürülebilir Stratejiler" ve "Blokajı Sonlandırmak için Yenilikçi Stratejiler" başlıkları altında Gazze'de yaşananlar ele alındı.
"ACIMASIZ SALDIRILAR ULUSLARARASI HUKUKUN TEMEL PRENSİPLERİNİ YERLE BİR ETMİŞTİR"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, programın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze'ye başlattığı saldırıların insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olduğunu belirterek, "Bu acımasız saldırılar, sadece masum sivillerin yaşam haklarını ellerinden almakla kalmamış, aynı zamanda insanlığın ortak değerlerini ve uluslararası hukukun temel prensiplerini yerle bir etmiştir. İsrail'in sistematik olarak sürdürdüğü bu yıkıcı saldırılar sonucunda on binlerce masum sivilin hayatını kaybetmesi, milyonlarca insanın zorla yerinden edilmesi ve nesiller boyu sürecek derin toplumsal yaraların açılması, insanlık onuruna vurulan ağır bir darbe niteliğindedir" ifadelerini kullandı.
"İNSANİ KRİZ HER GEÇEN GÜN DERİNLEŞMEKTEDİR"
Gazze'nin dört bir yanındaki yerleşim yerlerinin hedef alındığını söyleyen Erbaş, sivil yaşan alanlarının harabeye dönüştürüldüğünü ve kültürel mirasın yok edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"İnsanlık tarihinin bu utanç verici döneminde Gazze'de yaşanan insani kriz her geçen gün derinleşmektedir. Temel yaşam hakları sistematik olarak ihlal edilen siviller; gıda, temiz su, elektrik, tıbbi yardım ve barınma gibi en temel insani ihtiyaçlardan mahrum bırakılmıştır. Özellikle savunmasız gruplar olan çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler, bu vahşetin en ağır mağdurları haline gelmiştir. Binlerce çocuk, açlık, hastalık, yetersiz beslenme ve ağır travmalarla mücadele etmekte; yaralılar, temel tıbbi müdahaleden yoksun bir şekilde yaşam mücadelesi vermektedir."
"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, GAZZE HALKININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİNİ VURGULAMIŞTIR"
Gazze'de yaşanan krizin tüm insanlığın ortak problemi olduğu dile getiren Prof. Dr. Erbaş, "Uluslararası toplumun etkisiz kalması ve gerekli tepkiyi gösterememesi karşısında, sivil toplum kuruluşları harekete geçme kararı almıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze'ye destek olunması ve yeniden yapılandırılması için dünya ülkelerinin birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çekmiş ve Gazze halkının yanında olmaya devam edeceğini vurgulamıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu zirvenin Gazze için etkin ve olumlu sonuçlar doğuracağına olan inancını da dile getirmiştir" şeklinde konuştu.
"BU GENİŞ KATILIMLI PLATFORM, ULUSLARARASI KAMUOYUNU HAREKETE GEÇİRMEK AMACIYLA BİR ARAYA GELMİŞTİR"
Erbaş, "Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ve Al Khair Foundation öncülüğünde İstanbul'da düzenlenen Gazze İnsani Yardım Zirvesi, küresel çapta bir farkındalık ve eylem çağrısı niteliğindedir. Zirveye dünyanın dört bir yanından –Asya'dan Afrika'ya, Avrupa'dan Amerika'ya– 40 ülkeden 200 insani yardım kuruluşu katılım göstermiştir. Bu geniş katılımlı platform, Gazze'deki insani krize çözüm üretmek, yardım koordinasyonunu güçlendirmek ve uluslararası kamuoyunu harekete geçirmek amacıyla bir araya gelmiştir" diye konuştu.
ZİRVEDE 20 MADDELİK SONUÇ BEYANNAMESİ YAYINLANDI
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, etkinlikte ifade edilen çözüm önerileri ve eylem planlarına ilişkin 20 maddelik sonuç beyannamesi hazırlandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Gazze'deki krizin çözümüne yönelik bilgi paylaşımı ve yardım koordinasyonunu sağlayacak bir dijital platform oluşturulmalıdır. Geniş kapsamlı ve sürdürülebilir çözümler geliştirmek amacıyla uluslararası ve yerel uzmanların yer aldığı bir danışma komitesi kurulmalıdır. Gazze için acil insani yardım koridorları oluşturulmalıdır. Seyyar hastaneler ve acil müdahale üniteleri hızla kurulmalıdır. Geçici eğitim merkezleri ve dijital öğrenme platformları devreye sokulmalıdır. Güvenli ve geçici barınma alanları ivedilikle inşa edilmelidir. Temel ihtiyaçların karşılanması için acil gıda yardımı programları başlatılmalıdır. Savaş suçlarının belgelenmesi ve araştırılması için uluslararası komisyonlar kurulmalıdır. Travma sonrası stres bozukluğu tedavi merkezleri ve ruh sağlığı hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. İstihdam oluşturacak projelere yönelik ekonomik kalkınma modelleri desteklenmelidir. İsrail'in saldırılarının uluslararası medyada daha geniş bir görünürlük kazanarak alışılması tehlikesinin önüne geçilmeli ve küresel farkındalık artırılmalıdır. Boykot girişimlerinin etkili bir şekilde sürdürülmesi sağlanmalıdır. Gazze'de görev yapan sağlık personelinin güvenliğini sağlamak için uluslararası bir seferberlik başlatılmalı ve bölgeye yönelik kritik ilaçlar, yaşam kurtarıcı tıbbi ekipmanlar hızlı ve kesintisiz bir şekilde ulaştırılmalıdır. Anne-çocuk sağlığı hizmetleri ve kronik hastalık takibi için özel birimler oluşturulmalıdır. Yıkılan okulların yeniden inşası hızla tamamlanmalıdır. Sürdürülebilir tarım projeleri ve yerel üretim desteklenmelidir. Yerel yönetimlerle iş birliği yapılarak uzun vadeli kalkınma planları hazırlanmalıdır. Dezavantajlı gruplara yönelik sosyal destek mekanizmaları güçlendirilmelidir. Girişimcilik destek programları ile yerel üretim kapasiteleri artırılmalıdır. Gazze halkının ihtiyaçlarını desteklemek için uluslararası iş birliği güçlendirilmelidir."
"GAZZE'NİN YENİDEN İNŞASI TÜM İNSANLIĞIN GÖREVİDİR"
Zirvede uluslararası topluma acil eylem çağrısında bulunduklarını aktaran Erbaş, "Bu trajedi karşısında sessiz kalmak, sadece mevcut acıları derinleştirmekle kalmayacak, gelecek nesillerin vicdanında kapanmaz yaralar açacaktır. Bugün atılacak her adım, yarının daha adil ve insani bir dünyasının temellerini oluşturacaktır. Bu beyanname, sadece bir yardım çağrısı değil, aynı zamanda insanlığın ortak vicdanının ve değerlerinin yeniden inşası için tarihi bir belgedir. Uluslararası toplumun her bir üyesi, bu insanlık trajedisinin sona erdirilmesi ve yaraların sarılması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Gazze'nin yeniden inşası ve normalleşmesi, tüm insanlığın ortak sorumluluğu ve görevidir" dedi.
"TÜRKİYE DİYANET VAKFIMIZIN BÜTÜN KRİZ BÖLGELERİNDE OLAĞANÜSTÜ BİR TECRÜBESİ VAR"
İstanbul Valisi Davut Gül ise, "Türkiye Diyanet Vakfımızın hem Türkiye'de hem dünyanın bütün kriz bölgelerinde olağanüstü bir tecrübesi var. Bu tecrübesini Türkiye'deki ve dünyadaki diğer sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşması bu yaptığı hizmetleri, şeffaflığı, vicdanı, kanaati paydaşlarla birlikte daha da ileriye götürmesi her türlü takdirin ötesinde" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TAVRI BELLİ"
Gazze'deki sorunları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her zaman dile getirdiğini hatırlatan Vali Gül, "Türkiye'nin her ferdinin ifade ettiği gibi vicdani mesele. Türkiye Cumhuriyeti'nin tavrı, yaptıkları, yapacakları belli. Biz Gazze'deki mazlumların yanındayız. Dünyanın neresinde böyle bir haksızlık varsa aynı tavrı oralarda da gösteriyoruz. Göstermeye devam edeceğiz. Oradaki katliamı hiçbir şeyle izah edemez dünya" şeklinde konuştu.
"ALLAH TARAFINDAN LANETLENMESİNİ DİLİYORUM"
Gül, "Cumhurbaşkanımız gittiği her yerde dünyanın beşten büyük olduğunu, bu katliamı dünyanın iş birliği içerisinde durdurması gerektiğini ifade ediyor. Ben bir kez daha Gazze'de hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Buna dolaylı ya da doğrudan vesile olan herkesin de Allah tarafından lanetlenmesini diliyorum" diye konuştu.