TBMM (AA)
Sakarya Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, Şanlıurfa Emniyet Müdürü iken, ilde Suriyeli Ebu Haydar'ın evine operasyon yaptıklarını ve evde iki canlı bomba yeleği ile kalaşnikof ve bombalar bulduklarını belirterek, "Ebu Haydar'ın almadığı bombayı başka birilerinin İstanbul'a sevk ettiğini ve bu bombayla İstiklal Caddesi patlamasının olduğunu tespit ettik. Atatürk Havalimanındaki patlamada kullanılan bombalarla, Ebu Haydar'dan ele geçirilen bombaların aynı olduğu, aynı elden hazırlandığı, silahların bile birbirinin benzeri olduğu ortaya çıktı." dedi.
AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek başkanlığında toplanan FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini, darbelerin ve gizli oluşumların siyaset üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Eyüp Pınarbaşı'yı dinledi.
Pınarbaşı, üniversitede tarih bölümünü bitirdikten sonra Polis Akademisinden mezun olduğunu söyledi.
Akademi sınavına girdiği gün, akademinin işlettiği pide salonuna gittiğini belirten Pınarbaşı, "Yan masada dört kişi vardı ve kendi aralarında sınavdan bahsediyorlardı. 'Hangi sorular çıkar' diyerek konuştuklarını duydum. Anayasa'dan bahsedince gidip kitapçıdan Anayasa aldım ve bahsedilen konulara çalıştım. Sınavda 7 soru vardı, 4'ü hukuk, 3'ü tarih sorusu idi. O pidecide konuştukları, o zaman tuhafıma gitmişti ama bir anlam verememiştim." diye konuştu.
Pınarbaşı, sınava 5 bin kişinin girdiğini ifade ederek, genelde düşük profilli kişilerin kazandığını gördüğünü kaydetti.
Mezun olmalarına 3 ay kala, bazı öğrencilerin hafta sonları ışık evlerine gittiğini öğrendiğini ifade eden Pınarbaşı, şöyle konuştu:
"Spor salonunda voleybol oynayanlara, 'hafta sonları ışık evinde toplanıyormuşsunuz' diye takıldım. Bir gün sonra sınıf amiri beni odasına çağırdı. Odanın yan tarafında çay ocağı olarak kullanılan karanlık bir yere soktu. Kemerimden tutarak mide boşluğuma yavaşça vurmaya başladı; 'kim söyledi lan sana ışık evinde toplandığımızı' diye sordu. Benden isim almaya çalıştı ama ben isim vermedim. Bunun üzerine bana yoğun bir baskı uygulamaya başladılar. 1988 mezunuyum. Önce beni kuraya çağırmadılar. Oradakilere neden kuraya sokulmadığımı sorunca, bir emniyet amiri, listenin altına ismimi yazdı, kura torbasını getirdi, bir şeyler yazdı ve torbaya attı. Kurayı çektim ve Trabzon Polis Okulu çıktı. Bana, burada yapamayacağım bir el hareketi çekerek, galiz küfürle 'hadi git bakalım' dedi."
- "Oradakileri görünce, bunun FETÖ'nün operasyonu olduğunu anladım"
Eyüp Pınarbaşı, gezi olaylarının başladığı gece, Bugün TV'den Gazeteci Tarık Toros'un, "olaylara, emniyet istihbarat dairesinden bazı kişilerin tayininin çıkmasının neden olduğunu" söylemesi üzerine, "Bu işte başka bir şey var." diyerek Taksim'e gittiğini anlattı. Pınarbaşı, oradakileri görünce, bunun FETÖ'nün operasyonu olduğunu anladığını ifade etti.
17-25 Aralık'tan sonra polis okulu müdürlüğüne atandığını anımsatan Pınarbaşı, okulda öğrencilerin otobüslerle ışık evlerine götürüldüklerini gördüğünü söyledi.
Pınarbaşı, daha sonra atandığı Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü sırasında yaşadıklarını ayrıntılı olarak anlattı.
18 Eylül 2014'te DEAŞ'ın Kobani'ye saldırısı olduğunu belirten Pınarbaşı, "Mülteci akını başladı. 300 bin kişi sınırları aşarak başka ülkelere sığındı, bize de geldi. Asayişi sağlamak çok zordu. Ülkenin içindeki PKK sempatizanları da belli bölgelerde özerklik ilan etmek için çabaladı." diye konuştu.
- "15 Temmuz'da üzerinde kırmızı ByLock çıktı"
Görevi boyunca istihbarattan çok fazla bilginin gelmediğini hissettiğini ifade eden Pınarbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstihbarata bakan Mustafa Balcılar isimli emniyet amirine telefonla, 'Olan bitenle ilgili sana bilgi gelmiyor mu?' diye sordum. Ses tonundan ilgisiz olduğunu anladım. İstihbarat kadrosunun tamamı da sınır ötesindeydi. Bunun üzerine alt birimden sahadakilerle irtibat kurdum. 'Sizde bu bilgiler yok mu, niye paylaşmıyorsunuz?' dedim. Onlar da amirleri ile paylaştıklarını söylediler. Bunu Balcılar'a sorunca 'kem küm' dedi. Sonra bunun hakkında soruşturma açtık, kasıtlı olarak istihbarat bilgisini gizlediğini tespit ederek, açığa aldık. Bir ay cezaevinde kaldı, 15 Temmuz'da da üzerinde kırmızı ByLock çıktı."
Pınarbaşı, FETÖ'cülerin Şanlıurfa'daki plaka tanıma sistemini kapattığını da öğrendiğini ifade etti.
Polis memuru Yakup Şafak'ın yanına gelerek bu konuda bilgi verdiğini belirten Pınarbaşı, "Korku içindeydi, 'siz plaka tanıma sistemi açılsın' diye yazı yazıyorsunuz ama cemaat evindeki Mustafa hoca, bu sistemin kapalı kalmasının faydalı olacağını söyledi. Bunu tetkik ettik, bu kişinin şubenin bir imamı olduğunu ve bu sistemin işlevsiz hale getirildiğini öğrendim. Bununla ilgili 6 polis memuru açığı alındı, sonra da ihraç oldu. Bunların da dördünde kırmızı Bylock çıktı." dedi.
"Mustafa hoca" denilen kişinin 2 sene bir cemaat evinde ders verdiğini, örgüte eleman kazandırdığını öğrendiğini anlatan Pınarbaşı, "Bu kişiyi de araştırdık ve Siverek'te bir ilkokul öğretmeni çıktı. Bu örgüt öyle bir örgüt ki 2 sene boyunca polisler, o kişiden ders alıyor ama gerçek kimliğini bilmiyorlar. İnsanlık tarihi boyunca böyle bir örgüt görmedim, Haşhaşiler ve Hasan Sabbahlar deniyor ama bu örgüt, onlara rahmet okutur." değerlendirmesini yaptı.
Emniyet Müdürü Pınarbaşı, sınırdaki kaçakçılıkları ilgili yerlere, tugay komutanına bildirdiğini ancak bir şey yapılmadığını gördüğünü söyledi.
- "İki polisi PKK şehit etti ama FETÖ saldırıya zemin hazırladı"
Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis memurunun şehit edilmesi olayı ile ilgili görüşlerini de anlatan Pınarbaşı, Suruç'ta DEAŞ'ın bombalı saldırısından iki gün sonra iki polisin şehit edildiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Ceylanpınar Belediye Başkanının aracına bombalı saldırı düzenlendiğini belirten Pınarbaşı, olayı gerçekleştirenleri yakaladıklarını, ancak çıkarıldıkları mahkemede tuhaf bir şekilde serbest kaldıklarını söyledi. Eyüp Pınarbaşı, o zamanlar bir şehit cenazesinde, "FETÖ'nün PKK ile kolkola girdiğini ve ülkeyi kaosa sürüklemek istediğini" söylediği için ailesiyle birlikte uğramadığı iftira ve hakaret kalmadığını belirtti.
Pınarbaşı, "İki polisi PKK şehit etti ama FETÖ saldırıya zemin hazırladı. Bundan şüphemiz yok, eminiz. Çünkü, saldırıdan sonra polislerin isimlerini, silahların seri numaralarını, kendi telsizlerinden okudular." diye konuştu.
Eyüp Pınarbaşı, Şanlıurfa'da kent merkezinde bir Suriyeli'nin evine operasyon yaptıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bu kişinin adı Ebu Haydar'dı. Evde iki canlı bomba yeleği bulduk. Yeleğin her şeyi hazırdı. İki tane kalaşnikof ve bombalar bulduk. Ebu Haydar'ı gözaltına aldık. İfadesinde muhaberattan bahsedince, kim olduklarını, nerede buluştuklarını sorduk. Haydar, yanındaki şahısla, Şanlıurfa Jandarma Alay Komutanlığının içinde iki defa jandarma istihbarat mensuplarıyla görüştüğünü, üç defa dışarıda görüştüklerini söyledi. Ebu Haydar'ı, Emniyet Genel Müdürlüğünün uçağı ile Ankara'ya getirdik. Sorgulandı ve tekrar Urfa'ya geldi.
Haydar, astsubay İrfan Çetinkaya ve yanındaki uzman çavuşlara bu malzemeleri vereceklerini ancak daha sonra ses çıkmadığını söyledi. Çetinkaya'da ve uzman çavuşlarda da ByLock çıktı. Jandarma istihbaratta FETÖ'nün tamamen hakim olduğunu gördük. Bombaların araştırılmasından şunu gördük: İlk buluşmadan sonra Ebu Haydar'ın almadığı bombayı başka birilerinin İstanbul'a sevk ettiğini ve bu bombayla İstiklal Caddesi patlamasının olduğunu tespit ettik. Atatürk Havalimanındaki patlamada kullanılan bombalarla, Ebu Haydar'dan ele geçirilen bombaların aynı olduğunu, aynı elden hazırlandığını, silahların bile birbirinin benzeri olduğu ortaya çıktı. Bu patlamalardan oradaki görevlilerin ihmali değil, kasıtları olduğunu anladık."
- "PKK'nın canlı bombacısı üç ay ışık evinde kaldı"
Pınarbaşı, Hasan Şahin isimli PKK'nın canlı bombacısını yakaladıklarını ve bu kişinin FETÖ'nün ışık evinde üç ay kaldığını tespit ettiklerini de kaydederek, "FETÖ örgütü ile PKK terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda birlikte kol kola girdiler ve ihanet sarmalını genişlettiler. Bunun sonucunda da bugünlere geldik." dedi.
Emniyet Müdürü Pınarbaşı'nın, bir soruya yanıt verirken kullandığı, "Ekrem Dumanlı, Diyarbakır Belediye Başkanı ile gizli toplantı yaptı." sözleri tartışmaya neden oldu.
CHP'li Erdoğdu, kimseyi savunmak için söylemediğini, ancak toplantının gizli olduğunu söylemenin de doğru olmayacağını kaydetti.
Bunun üzerine Komisyon Başkanı Petek, Erdoğdu'ya, "Ekrem Dumanlı'yı savunuyor pozisyonundasınız." yanıtını verdi.
Aykut Erdoğdu'nun Petek'i FETÖ'cü olmakla suçlaması ve "Asıl siz bir zamanlar Ekrem Dumanlı ile beraberdiniz." sözleri üzerine Reşat Petek, bu suçlamada bulunanları mahkemeye verdiğini ve davaların hepsini de kazandığını bildirdi.