DHA
Afganistan'da Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinin ardından mahsur kalan ve Türk Hava Yolları uçağı ile tahliye edilen hemşire İrem Kahraman, ailesine kavuştu. Afganistan'da burka giyerek hayatta kaldığını ifade eden Kahraman, "Ben çantamı valizimi her şeyimi bırakıp bu şekilde girdim aralarına. Bizim hayatımızı orada başörtüsü, hicap kurtardı. Şu an kendimi çok güvende hissediyorum, en mutlu anım" dedi.
Taliban'ın Kabil'de kontrolü sağlamasının ardından ülkede bulunan hemşire İrem Kahraman, bugün 273 Türk vatandaşı ile birlikte THY'ye ait 'TK 6881' sayılı uçakla sabah İstanbul Havalimanı'na ulaştı. İstanbul'a indikten sonra Bursa'daki evine gelmek için yola çıkan İrem Kahraman, ailesine kavuştu. Anne Fatma Kahraman ile baba Mahmut Kahraman kızları İrem'i karşılamak için saatlerce Bursa Şehirlerarası Terminali'nde bekledi. Akşam saat 20.00 sıralarında Bursa terminaline gelen İrem Kahraman ailesine sarılıp dakikalarca gözyaşı döktü.
Afganistan'da yaşadıklarını anlatan İrem Kahraman, yaşadığı korku dolu günleri şöyle anlattı:
"3 aydır herhangi bir sorun yoktu, Kabil çok güzeldi normal hayat devam ediyordu. Sonra yavaş yavaş Taliban'ın şehirleri aldığı yönünde haberler çıkmaya başladı. Kabil'i vermeyeceklerini söylüyorlardı ama 15 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı ülkeyi terk edince Taliban Kabil' girdi. Biz 15 Ağustos gecesi Türkiye'ye gelmek için uçağa gittiğimizde, o uçağın pilotu bizi aldı ve çıkardı. Orada çok ezildik, insanların arasında kaldık, ateş açıldı. Bizi evine götürdü orada güvenliğimizi sağladı. Yine de kimseye güvenemiyorduk çünkü ilk defa kaldığımız bir yerdi. Orada 2 gün kaldıktan sonra tekrar havalimanına gittik. Bu sefer orada Taliban'ın saldırısına maruz kaldık. Ben buraya gelince sadece aileme sarılmak istedim. Şu an kendimi çok güvende hissediyorum, en mutlu anım. Biz 3 kişi ekip olarak dönebildik ama 5 arkadaşımız hala orada. Havalimanına geldiler ama bize yetişemediler, bizim olduğumuz bölgeye giriş yapamadılar. Biz kendimizi İngiliz askerinin önüne zor attık. Her şeyden vazgeçmiştik zaten. Ben çantamı valizimi her şeyimi bırakıp bu şekilde girdim aralarına. Zaten buradan dönemeyeceğiz, çünkü arkada Taliban var, gidemeyeceğiz. Tek çare ya buradan sağ salim çıkacağız ya da kalacağız dedim. O can havliyle daldım aralarına, belki bin kişinin arasından telefonumun ışığıyla İngiliz askerlerine pasaportumu göstererek 'Ben Türküm' diyerek kurtardım kendimi. Bizim hayatımızı orada başörtüsü, hicap kurtardı. Başörtüsüz asla dışarı çıkamazdık, bileğim gözüküyordu bileğimin gözükmemesini istediler. Tamamen kapalı olmamı istediler yoksa vuracaklardı. O şekilde çıkarsak bizi öldüreceklerini söylediler. Biz de dediklerine uyduk."
Anne Fatma Kahraman, kızına kavuştuğu için yaşadığı mutluluğu dile getirerek, "Dünyalar bizim oldu. Söyleyecek bir şey bulamıyorum. Sevinçten ne diyeceğimizi bilmiyoruz. Bizi kızımıza kavuşturan herkesten Allah razı olsun. Kızımın bize attığı mesajı okuduktan sonra eşimle hüngür hüngür ağladık. Şimdi yanımızda ya hiçbir şeyin önemi yok artık" dedi.
Baba Mahmut Kahraman ise "Allah devletimize zeval vermesin. Çok mutluyum, İrem'i oradan çıkardılar ve getirdiler. Herkese çok teşekkür ederim." diye konuştu.