KKTC kaç yılında kuruldu?

KKTC kaç yılında kuruldu? 20 temmuz kıbrıs barış harekatı kutlamaları nasıl? Kıbrıs bizim için neden önemlidir? soruların yanıtları gündemde.

20 Temmuz 2018 Cuma 07:00
Güncel Haberleri


Kıbrıs Barış Harekatı'nın 44'üncü yılı şafak nöbetiyle kutlandı. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 44'üncü yıl kutlaması, adaya barış ve huzuru getiren barış harekatının başladığı yer olan Yavuz Çıkarma Plajı´nda şafak nöbetiyle başladı. Sahilde, ellerinde Türk ve KKTC bayrakları ile meşaleler bulunan vatandaşlar, renkli görüntüler oluşturdu. Sahilin karşısındaki alanda yapılan ışık gösterileri, vatandaşların ilgisiyle karşılandı. 071 Malazgirt zaferi ile yenilmeye başlayan Bizans ordusu, 1453’te İstanbul’un fethiyle tamamen yıkılmış ve yok olmuştur. Anadolu o günden bu güne kadar Türklerin hakimiyetleri eline geçmiş ve  onlara vatan olmuştur.

Rumlar zamanla azınlığa düşerek bu topraklardaki hakimiyetlerini kaybetmişler, 1914’te Batı Anadoluyu işgal ederek bin yıllık öfke ve kinlerini 3 yıllık işgal süresince kusmuşlar. Batılı devletlerin desteği ile, işgal ettikleri bölgelerde her türlü zulüm, işgence, katliam ve büyük bir soy kırımı gerçekleştirmişlerdir. İstiklal savaşıyla Yunan işgali söküp atılsa da Yunanların Türkiye’ye karşı olan kin ve düşmanlığı bir türlü son bulmamış, her fırsatta ve platformda bu düşmanlık karşımıza çıkarılmış ve çıkarılmakta ve çıkarılacaktır. "MÜCAHİT VE MEHMETÇİK TORUNLARI KUCAKLAŞTI" DHA'nın haberine göre şafak nöbeti organizatörü Fevzi Tanpınar, geleneksel hale gelen etkinlik sayesinde mücahit torunları ile Mehmetçik torunlarının kucaklaştığını söyledi. Melisa ve Hakan Us isimli çift ise, babalarının Kıbrıs Harekatı´nda gazi olduğunu belirterek, etkinlik için KKTC´ye geldiklerini söyledi.

Ada’nın Jeopolitik ve Jeostratejik yönden değerlendirilmesi; Kıbrıs adası; Türkiye’ye yakınlığı, 65 km olup: İskenderun ve Mersin körfezlerinin, Akdeniz’in doğusundaki deniz ulaşımı, İsrail ve Suriye’nin liman ve sahil güvenliğini kontrol ettiği, Türk boğazları ve Süveyş Kanalının emniyeti, Ortadoğu petrolleri ve petrol nakliyatının kontrolü, Doğu Akdeniz’de bir uçak gemisi, füzeler için rampa görevi yapabileceği, Ada çevresinde bulunan zengin doğalgaz ve petrol yatakları; Nedenleriyle jeopolitik,stratejik ve ekonomik yönden Türkiye için hayati öneme haiz bir bölge olup; Türkiye’nin güvenliği açısından yüksek bir değer ifade eder…

Kıbrıs, jeopolitik önemi nedeniyle; tarih boyunca çeşitli kavimlerin istilasına uğramıştır. Mısırlıların, Hititlerin, Finikelilerin, Asurluların, Perslerin, Romalıların, Bizanslıların, Arapların, Haçlıların (Aslan Yürekli Richard’ın) , Venediklilerin ve nihayetinde de 307 yıl boyunca Osmanlının hâkimiyetinde kalmıştır. 1877-1878 Osmanlı Rus Harbinde İngiltere’nin Osmanlıyı desteklemesi karşılığında geçici olarak Britanya İmparatorluğuna bırakılmış; Ancak 1’nci dünya savaşının başında, İngiltere; Kıbrıs’ı bir oldubittiye getirerek, ilhak ettiğini açıklamıştır… 1071 Malazgirt zaferi ile yenilmeye başlayan Bizans ordusu, 1453’te İstanbul’un fethiyle tamamen yıkılmış ve yok olmuştur. Anadolu o günden bu güne kadar Türklerin hakimiyetleri eline geçmiş ve  onlara vatan olmuştur. Rumlar zamanla azınlığa düşerek bu topraklardaki hakimiyetlerini kaybetmişler, 1914’te Batı Anadoluyu işgal ederek bin yıllık öfke ve kinlerini 3 yıllık işgal süresince kusmuşlar. Batılı devletlerin desteği ile, işgal ettikleri bölgelerde her türlü zulüm, işgence, katliam ve büyük bir soy kırımı gerçekleştirmişlerdir. İstiklal savaşıyla Yunan işgali söküp atılsa da Yunanların Türkiye’ye karşı olan kin ve düşmanlığı bir türlü son bulmamış, her fırsatta ve platformda bu düşmanlık karşımıza çıkarılmış ve çıkarılmakta ve çıkarılacaktır. Batı Trakya’da, 12 Adalarda ve nihayet Kıbrıs’ta Müslüman azınlıklara yapılan baskılar, zulümler, devlet terörü ve katliamları hiçbir zaman batılıların gündemini oluşturmamış, adeta bu insanlık dışı uygulamalar Avrupalılarca ödüllendirilmiştir. 1974’de Kıbrıs Barış harekatıyla, sıcak savaşa dönüşmüş ve 1995’de Kardak kriziyle savaşın eşiğine gelinmiştir. Bu günlerde sular durgun gibi görünse de ufak bir rüzgarla hala bu risk ciddiyetini korumaktadır. Savaş uçaklarımızın sürekli Ege Bölgesindeki uluslar arası Hava sahasında Yunan uçaklarınca taciz edilmesi, FIR Hattı ve Kıta sahanlığı problemleri hala Yunanlılarca tek taraflı dayatılmakta inat ve ısrarla Türkiye’nin eli kolu bağlanmak istenmektedir. Bu yüzden Türkiye’nin Stratejik olarak sürekli Yunanlılardan gelebilecek bir tehlikeye karşı uyanık ve hazırlıklı olması olmazsa olmaz bir zarurettir. Kıbrıs meselesi de bu mesele ile direk irtibatlıdır, asla ayrı düşünülemez. Kıbrıs bizim için neden önemlidir? 1- Ege Denizi, Yunan Denizi ve Akdenize Türkiye için hakim bir bölge olup, Tarihi, Kültürel, Ekenomik bağlarımız olan Kuzey Afrika (Mısır, Libya, Cezair,Tunus), Ortadoğu (Suriye, Lübnan, Filistin-Gazze) ülkeleriyle aramaızda bir sıçrama tahtasıdır. 2- Olası bir savaş durumunda Çanakkale Boğazı ve Batı Anadolunun hava ve deniz çıkış koridorları Yunanlılarca tecrit edilerek Çanakkale boğazı da kısmen kapatabilir. Ege Adaları, Anadolu'ya yapılacak bir çıkarma ve saldırıyı kolaylaştırır. 3-Bu adalar Balkanlar ve Doğu Avrupa’dan gelecek herhangi bir istila hareketi için stratejik bir köprübaşıdır. 4-Bu bölgenin iklimi her türlü askeri harekat koşullarına uygun olduğundan düşman saldırılarına sürekli açıktır. 5-Balkanlardan yapılacak askeri bir harekat bölgenin coğrafi koşullarından dolayı kısa zamanda Trakya ve Batı Trakyanın işgalini, oradan da Ege Denizine inişini kolaylaştırabilir. 6- Adalar Yunanistan’ın ve Yunanlılarla birlikte olan koolisypn güçlerinin olası savunma gücünü arttırır, Türkiye’nin Deniz ve Hava gücünü zafiyete uğratabilir. 7- Kıbrıs, Girit ve Rodos Adaları  Doğu Akdeniz ve Süveyş'in kontrolü, Rodos ve Sakız ise Anadolu'ya karşı yapılacak bir harekat bakımından ve Ege Denizi'ni kontrol etmeleri sebebiyle bizim için  her zaman stratejik olarak kalacaktır. 8- Doğu Akdeniz’in, Süveyş Kanalı'nın, Ege Denizi'nin, Akdeniz ve Eğe Bölgesi'nin savunması için Kıbrıs askeri, ticari ve savunma açısından hayati bir önem arzetmektedir. 9- Kıbrıs’ın güneyinde büyük Gaz ve Petrol rezervleri bulunmuştur. İsrail ile Kıbrıs Rum kesimi KKTC ‘nin de hakkı bulunan bu bölgede, uluslar arası hukuku çiğneyerek buradaki gaz ve petrol yataklarını tek taraflı işletmeye hazırlanmaktadır. Bu da bu bölgede çıkabilecek büyük bir gerilimin habercisidir. Garantör ülke olarak Türkiye’yi bu konu birinci derece ilgilendirmektedir. 10- Doğu Akdeniz'de Korsanlık yapan İsrail Donanma ve savaş uçaklarının Güney Türkiye, KKTC hava ve deniz sahanlığını tehdit eder bir konuma gelmesi Türkiye’yi ciddi ve kalıcı tedbirler almaya zorlamaktadır. 11- KKTC’nin 37 yıldır halledilmeyen sorunlarının halledilmesi, uluslararası kuruluşların insafına bırakılmaması, Türkiye’nin batı ve güneyinin kontrol altına alınabilmesi için daha bunlar gibi askeri, siyasi, ekonomik, dış politika ve güvenlik konularında Türkiye’nin elinin güçlü olabilmesi için Kıbrıs meselesi asla başkalarının insiyatif ve iradesine terk edilemeyecek kadar ciddi bir ülke sorunudur. 12- Coğrafi açıdan Anadolu’nun bir uzantısı doğu Akdeniz ve Ortadoğunun kontrol kulesi niteliğinde olan bu ada yabancı güçlerin eline bırakılamaz. 13- Kıbrıs'sız bir Türkiye düşünülemez, Türkiye'siz bir Kıbrıs Anadolu'nun bağrına saplanmış bir süngü gibidir. Kıbrıs sorunu egemenliğimizi tehdit eden Türkiye’nin 1. Derecede acil ve kalıcı çözüm bekleyen hayati meselelerinden birisidir. Uzatmaya, savsaklamaya ve geçiktirmeye uluslar arası kurum ve kuruluşların insafına bırakılmaya gelmez. Her ne pahasına olursa olsun Kıbrıs’ı Rumların, BM’ rin, ve diğer güçlerin irade ve  otoritesine terk etmek, Türkiye vatandaşlarının 1000 yıl sonra Anadoludan Ortaasya’ya geri çekilmesinin istenmesi gibi, geri dönüşü olmayan bir yoldur. Türkiye hepimizin, malıdır, canıdır, vatanıdır. Kıbrıs da öyle… Vücudumuzun bir parçası gibidir. Artık,  acil ve geri dönüşü olmayan kesin bir çözüme kavuşturulması Türkiye’nin ve adada da yaşayan kardeşlerimizin güvenliği, ekonomisi ve geleceği açısından zarurettir.