Koronavirüs sürecinde tek kullanımlık plastik ürün tüketimi yüzde 25 arttı

Koronavirüsten korunmak için pek çok kişi eldiven, siperlik gibi medikal ürünleri kullanmanın yanı sıra, ambalajlı ve tek kullanımlık ürünleri de daha fazla tüketmeye başladı. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, "Bu süreçte plastik tek kullanımlık üretim ve tüketiminde Türkiye'de yüzde 25'lerin üzerinde bir artış oldu" dedi.

11 Haziran 2020 Perşembe 12:37
Güncel Haberleri

DHA



Pandemi döneminde hijyen önlemleri nedeniyle ambalajlı ve tek kullanımlık ürünlerin tüketimi arttı. Hammaddesi genellikle plastik olan bu ürünler arasında en çok üretim artışı ise maskede yaşandı. Genellikle platikten üretilen bu ürünler, bilinçsiz tüketiciler tarafından yerlere atıldığında çevreye ciddi zararlar veriyor. Uzmanlar ise, geri dönüştürülebilen bir malzeme olan plastiği, bilinçli tüketmek gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, "Korona salgınıyla birlikte plastikte, özellikle medikal ürünlerde yani bugün hepimizin kullandığı maske, eldiven, tulum, yüz siperlikleri ve hatta şu andaki tanı kitlerinin üretiminde çok ciddi artışlar oldu. Bunun yanında temizlik ürünleri, dezenfektan ve kolonyanın ambalajı gibi kullandığımız malzemelerin artışı oldu. Bir de gıda ambalajlarında artış meydana geldi. Artık ambalajsız gıdayı kimse kullanmıyor. Plastik, tek kullanımlık dediğimiz bir sefer kullanılıp atılan çatal, bıçak, kaşık, tabak, bardak tüketiminde artışlar oldu. Örnek vermek gerekirse plastik tek kullanımlık üretim ve tüketiminde Türkiye’de yüzde 25’lerin üzerinde bir artış oldu bu süreçte" dedi.

“HERKES AMBALAJLI ÜRÜN SATIN ALMAK İSTİYOR"

Hijyen önlemleri nedeniyle kişilerin artık ambalajsız ürün satın almak istemediğini ve daha önce başka birinin kullandığı tabak, çatal, bıçak gibi ürünleri kullanmak yerine tek kullanımlık ürünleri tercih ettiğini söyleyen Eroğlu, şunları söyledi:

“Hepimiz biliyoruz ki bu salgınla mücadelede hijyen olmazsa olmazımız. Hijyeni sağlamak için kimse, bir başkasının yemek yediği kaptan, bir başkasının bir şey içtiği bardağı veya çatal, kaşık, bıçağı kullanmak istemiyor. Ambalajın içinde almak istiyor. Onu ilk açan, yiyen, tüketen o olmak istiyor. Bu tabii ki gerçekten sağlık uzmanlarının söylemesinin yanında haklı bir kaygı. Dolayısıyla bunların tüketiminde çok ciddi artışlar oldu. Bunun yanında mevzuat yönünde de bunu destekleyen, hükümetimizin aldığı kararlar oldu. Örneğin Ticaret Bakanlığı, tüm marketlerdeki meyve-sebze reyonlarında, Pazar yerlerinde ürünlerin açık satılmaması ve bunların ambalajlanarak satılmasını istedi ve bu uygulamaya girdi. Ekmek daha önce açıkta satılırken artık ambalajlı olarak satılması isteniyor. Yine aynı şekilde daha önce fabrikaların yemek servisi yaptıkları toplu tüketim olan mutfaklarında metal çatal, kaşık, bıçak ve defalarca kullanılan porselen tabaklar yerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yayımladığı kılavuzda bunların tek kullanımlık ürünler olmasını istedi. Aynı şekilde Sağlık Bakanlığı da normalleşme sürecinde çalışma alanlarında nasıl bir metot ile güvenle çalışırız diye bir kılavuz yayınladı. Burada dikkat ettik, kılavuz içinde 28 kez tek kullanımlık kelimesi geçiyor. Daha önce bu ürünler ağırlıklı olarak piknik alanlarında kullanılırken, artık evlerde de kişisel hijyen açısından tercih ediliyor. Ambalajsız gıda almayı kimse tercih etmiyor."

“PLASTİKLERİN HAYATIMIZDA YERİ ÇOK AMA DOĞADA YERİ YOK"

Plastiğin geri dönüştürülebilen bir madde olduğunu vurgulayan Eroğlu, plastik ürünlerin çevreye atılmaması gerektiğini belirterek, “Plastiklerin hayatımızda yeri çok ama doğada yeri yok. Dolayısıyla bu plastiklerin hepsi, bizim için hayati öneme sahip. Kullanıyoruz, ancak üzücü olan bunlarla iş bittiğinde bunların doğaya bırakılması, çevreye atılması söz konusu. Bunların bilinçli tüketiciler olarak engellenmesi lazım. Bu ürünler kullanıldıktan sonraki yeri doğa değil, geri dönüşüm. Doğru bir şekilde çöpe atarsak, geri dönüşüm organizasyonlarıyla hem çevreyi, hem sağlığımızı koruyarak dengeyi sağlayabileceğimizi düşünüyorum" dedi.

"MASKE ÜRETİMİNDE TÜRKİYE DÜNYA ÇAPINDA REKORA SAHİP OLDU"

Salgın sürecinde üretimi en çok artan plastik ürünün maske olduğunu ifade eden Eroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Tabii bu süreçte en fazla üretimi artan plastik ürün maskeler oldu. Maske üretiminde Türkiye, dünya çapında bir rekora sahip oldu. Çünkü çok kısa zamanda, inanılmaz sayıda maske üretimine başladık. Türkiye’de neredeyse üretim yok gibiydi, hepsi Çin’den geliyordu. Bugün bana sorsanız Türkiye’de günde kaç maske üretiliyor diye, size dünün rakamını söyleyebilirim ama bugünkünü söyleyemem. Çünkü her gün yeni tesis ekleniyor. Günlük üretim rakamlarımız 50 milyonlara ulaşmaya başladı. İhracatımız var, ihracatımızın daha da artma potansiyeli var. Birincisi maske, ikincisi ambalaj ürünlerinde ve tek kullanımlık ürünlerde yüzde 25 artış oldu. Bunlar içinde de en büyük artış bardakta oldu. Bu ürünlerle sadece Türkiye’yi değil, civar ülkeleri de besliyoruz. Hem medikal ürünlerde hem hijyen, hem ambalaj hem de tek kullanımlık ürünlerde Türkiye plastik sanayii olarak bu ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bu konuda Türkiye, bölgesindeki en büyük üretici haline geldi." dedi.