AA
Dünya bal üretiminde ikinci sırada yer alan Türkiye'de son dönemlerde arı zehri üretimi de yaygınlaşıyor. Özellikle ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz), MS (Multiple Skleroz), romatizma, kas, felç, nörolojik (Alzheimer, parkinson gibi) ve merkezi sinir sistemi hastalıklarının tedavisindeki ilaçlar ile kozmetik sektöründe saç dökülmeleri, akne ve kırışıklık giderici gibi ürünlerde ham madde olarak kullanılan arı zehrinden yılda 100 kilogram ürün alınırken, bunun yüzde 80'i ihraç ediliyor.
İlaç ve kozmetik sektöründeki önemi dolayısıyla üretimin kaliteli ve doğru metotlarla yapılabilmesi için yeterli veri bulunmadığından yola çıkan DAGEM'de görevli akademisyenler, "Bal Arısı Zehrinin Apiterapötik Değerini Etkileyen Üretim Faktörlerinin Belirlenmesi ve Standardizasyonu Projesi" hazırladı.
TÜBİTAK'ın da desteklediği projeyle Türkiye genelinde genetik haritası çıkarılmış 52 arı ırkını incelemeye alan akademisyenler, arı zehrini mevsim, ırk ve beslenme gibi yönlerden etkileyen üretim faktörleri ile hangi cihazla alındığında daha kaliteli ürün elde edilebileceğini bilimsel olarak ortaya koymaya çalışıyor.
Bu sayede doğru tekniklerle arı zehri üretimi yapacak arıcıların daha kaliteli ve fazla zehir elde etmesi sağlanacak.
Proje kapsamında merkezde arıcılar ile araştırma görevlilerine yönelik uygulamalı eğitimler de veriliyor. Şu anda tekli ve ikişerli gruplar halinde gerçekleşen eğitimler, daha sonra grup çalışması şeklinde yürütülecek.
Akademisyenlerin Türkiye'nin 7 bölgesinde incelemeler yapacağı ve eğitimlerin gerçekleştirileceği projenin, gelecek yıl sona ermesi planlanıyor.
DAGEM Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, AA muhabirine, arı zehrinin son dönemlerde popüler ürün olduğunu fakat zehrin alımında belirlenmiş bir metot bulunmadığını, bunun için geliştirme ve eğitim projesi hazırladıklarını anlattı.
TÜBİTAK tarafından desteklen projeyle arı zehrinin kalitesini etkileyen üretim faktörlerini belirleyeceklerini ifade eden Kekeçoğlu, "Çünkü son günlerde Türkiye'de son derece hızlı şekilde arı zehri üretimi yaygınlaşmaya başladı ancak bu üretimi yaparken doğru ve kaliteli zehir üretme tekniklerine dikkat edilmesi gerekiyor fakat bununla ilgili elimizde henüz net veriler yok." dedi.
Hangi faktörlerin arı zehrinin kalitesini etkilediğini henüz bilmediklerini belirten Kekeçoğlu, "Mevsim, ırk, besleme, gece, gündüz, hangi saatlerde aldığımızda veya hangi cihazla aldığımızda daha kaliteli arı zehri elde edebiliriz, bunlar net değil. Bununla ilgili bilimsel çalışmalar da çok fazla yok. Bu nedenle bu faktörleri belirlemeye yönelik proje yapalım dedik." ifadelerini kullandı.
Proje sonuçlarının arıcılara çok faydalı olacağını dile getiren Kekeçoğlu, "Arıcılarımız, doğru arı zehri üretim teknikleriyle ilgili verileri aldıktan sonra bunları kullanabilecekler. Bunlara dikkat ederek yaptıkları takdirde daha kaliteli arı zehri elde etmiş olacaklar." diye konuştu.
Kekeçoğlu, bu yıl iklim koşulları nedeniyle değişik sezon yaşadıklarına işaret ederek, şunları söyledi:
"Yaz çok geç geldi. Yaz gelse bile özellikle bazı bölgelerimizde, Karadeniz bunun başında geliyor, hiç yağmur bitmedi diyebiliriz. Dolayısıyla Karadeniz yöresi için biraz zor seneydi. Özellikle kestane dönemi ki orman gülünün sonuna doğru da yağmur yağdığı için fazla verimli sene olmadı ama Doğu ve Güneydoğu gibi bölgelerde oldukça verimli sezon geçti. Nihayet sezonumuz bitti tabi. Artık arıcılarımızın arıları kışa hazırladığı döneme girdik. Yani sonbahar hazırlıklarının yapılması gerekiyor."
Kestane balının bu yıl yağmurun çok yağması nedeniyle çok az olduğuna, bunun da fiyatı yükselttiğine dikkati çeken Kekeçoğlu, üreticileri sahte ürünlere karşı dikkatli olmaları yönünde uyardı.