Star Gazetesi
Yunan medyasında yer alan haberlere göre, Türkiye'nin yeni Suriye hükümetiyle Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlandırması konusunda müzakerelerde bulunduğu bildirilirken, Yunanistan ve Güney Kıbrıs hükümetlerinin ise yüksek alarma geçtiği vurgulandı.
Haberde bu adımın, 'Akdeniz'in kaybedilmesi' anlamına geleceği ifade edilirken, Türkiye'nin, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra deniz sınırlarının belirlenmesi ve Suriye'nin yeniden inşasını içeren daha geniş bir eylem planının önemli bir parçası haline geldiği vurgulandı.
'TÜRK KALKANI' MESAJI
Türkiye'nin Libya'da yaptığı gibi, Suriye'deki değişimle birlikte Doğu Akdeniz'den daha fazla menfaat sağlayacağı belirtilerek, Ankara'nın Libya anlaşmasıyla Akdeniz'in batısında yaptığı 'Türk Kalkanı' gibi Akdeniz'in doğusunda da bir 'Türk Kalkanı' oluşturmaya çalıştığı aktarıldı.
Yunan medyası, Doğu Akdeniz'de iklimin Türkiye'nin lehine değiştiğini belirtirken, Suriye ile bir deniz yetki anlaşması imzalanmasının bölgedeki zengin yataklara ulaşmada Atina yönetimi için büyük sorun teşkil edeceği ifade edildi.
AB'YE KOŞTULAR
Kıbrıs hükümet sözcüsü Konstantinos Letibiotis, Kıbrıs Haber Ajansı'na (CYPE) yaptığı açıklamada, gelişmeleri yakından izlediklerini ifade ederken, Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis'in Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile yakın işbirliği içinde olduğunu ve Avrupa Birliği liderlerinin de söz konusu gelişmelerden haberdar olduğunu vurguladı.
Haberde ayrıca, Türkiye ile Suriye arasındaki olası anlaşmanın Doğu Akdeniz'deki jeopolitik dengeyi etkileyeceği belirtilerek Ankara ile Trablus arasında imzalanan anlaşmaya gönderme yapıldı.
"ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ"
Suriye'nin Akdeniz'e açılan önemli bir kapı olduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, "Limanlarının neredeyse hiç gelişmediğini biliyoruz. Oralara muhtemelen belli yatırımların yapılması noktasında tespitlerimiz ve gayretlerimiz olacak. Tabii, bir Deniz Yetki Anlaşması, muhtemelen, hani yapalım diye Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımızın korunması ve Mavi Vatan konusunda günü geldiğinde orada ilgili kurumlarımız vaziyet alacaktır. Ticaret noktasında esasında Şam'ın Suriye'nin bir tarihi var. Onu yeniden canlandırma adına biz de elimizden geleni yapacağız" ifadelerini kullanmıştı.
Böyle bir anlaşmanın hem Suriye'nin hem Türkiye'nin etkinlik ve yetkinliğini artıracağını belirten Uraloğlu, "Oradaki petrol ve hidrokarbon arama noktasında, uluslararası hukuku da dikkate alarak, her türlü yetkiyi iki ülke olarak paylaşmış oluruz ya da genişletmiş oluruz. Tabii, orada öncelikle bir otoritenin kurulması lazım. Bakın orada memurların maaşlarının verilmesi lazım. Silahlı grupların silah bırakması ile ilgili gündem var. Bu, kesinlikle gündemde olur ama bugünün gündemi olduğunu söylersek çok doğru olmaz" demişti.