Doğu Akdeniz’de büyük oranda deniz yatağında olan çıkarılabilir doğal gaz rezervinin 3,45 trilyon metreküp olduğu tahmin ediliyor. 1,7 milyar varil civarında da petrol rezervi bulunuyor. Küresel rekabetin kızıştığı Doğu Akdeniz’de enerji odaklı mücadelenin yeni yılda da sıcak geçmesi bekleniyor.
Aksam.com.tr'in haberine göre; ANKASAM Danışmanı ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğr. Üyesi Kadir Ertaç Çelik, 2021 yılında Doğu Akdeniz merkezli enerji denklemini yorumlayarak, bölgeye ilişkin açıklamalarda bulundu.
Uluslararası politikada “küresel rekabetin ve hegemon mücadelesinin oldukça sertleştiği” bir dönem yaşanmakta olduğunun altını çizen Çelik, “Bu mücadele daha önceki örneklerde görüldüğü üzere geleneksel yöntemler doğrultusunda doğrudan çatışma veya rekabetten ziyade konvansiyonel olmayan ve çok yönlü modern bir süreç içerisinde cereyan etmektedir.” sözlerini kullandı.
Uluslararası sistemde başat aktör pozisyonunu sürdürmek isteyen ABD’nin, hegemonyasını devam ettirmek için “gerekli stratejileri” uygulamaya çalıştığını ifade eden Çelik, özellikle Asya-Pasifik ve Avrasya’daki diğer aktörlerle ciddi bir rekabet içerisinde olduğunu vurguladı.
Bahse konu rekabetin en keskin biçimiyle yaşandığı alanların başında ekonomi sahasının yer aldığının altını çizen Çelik, “Küresel ekonomik rekabette ise enerji jeopolitiği oldukça önemli bir olgu olarak yer almaktadır.” açıklamasında bulundu.
“Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın Türkiye ve KKTC’nin egemenlik haklarını ihlal ederek sondaj faaliyetlerinde bulunması, İsrail ve Mısır gibi ülkelerle deniz yetki alanlarına dair anlaşmalar imzalaması ve Doğu Akdeniz Gaz Forumu gibi platformları harekete geçirmeye çalışması esasında küresel rekabetin vekâlet boyutudur.”
Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın bahse konu rekabette “vekil aktör” olarak yer alarak aslında bir “vekâlet savaşı” yürütmekte olduğunu belirten Çelik, şunları söyledi:
“ABD’deki Joe Biden liderliğindeki yönetimin bölge stratejisinin rekabete ve mücadeleye belirgin şekilde yön vereceği Doğu Akdeniz’de İsrail ve Mısır da dikkatle okunması gereken diğer aktörler olarak not edilmelidir.”
Ankara yönetiminin gerek sahada gerekse masada bu kuşatmaya karşı millî bir direnç gösterdiğini vurgulayan Çelik, “Türkiye, bu bağlamda 2021 yılında da Mavi Vatan’dan taviz vermeyecektir. Mavi Vatan kırmızı çizgi olmak üzere Türk karar alıcılar gerek Yunanistan ile ikili gerekse AB ülkeleriyle çok taraflı bir diplomasiyle meselesinin çözülmesine de sıcak bakmaktadır. Diplomatik kanalların aktif tutulması Türkiye’nin Libya jeopolitiğinden vazgeçeceği veya KKTC ile ilgili olarak taviz vereceği anlamına gelmemektedir.” sözlerini kullandı.
ANKASAM Danışmanı Çelik, hegemonik mücadelenin ekonomik ayağının merkezlerinden birisi olan Doğu Akdeniz’in hem enerji jeopolitiği hem de Çin’in yeni “İpek Yolu” olarak anılan Kuşak-Yol Girişimi açısından hayati önem arz ettiğini belirtti.
Çelik, 2021 yılında da bu mücadelenin emperyalist aktörlerce sahaya sürülen Yunanistan gibi vekil aktörler üzerinden sistematize edilecek olsa dahi Türkiye’ye rağmen herhangi bir jeopolitik dizaynın başarılı olamayacağını söyledi.