AA
Alınan bilgiye göre, Türklük şuuru ve Türk dünyasının geleceği için can veren Türk aydınlarının çatı isimlerinden olan Azerbaycan milli marşı ve "Çırpınırdın Karadeniz" şiirinin şairi Ahmed Cevad'ın şahsında, biriken şuuru bugüne ve yarına taşımak amacıyla 5 Mayıs'ta kurulan enstitünün 10 Temmuz'daki çalıştayında, yürüteceği faaliyetlerin alan ve kapsamı belirlendi.
Enstitünün, Türk ve Türk dünyası gençliğinin milletin milli, manevi, ahlaki ve insani değerleriyle donatılmasına yönelik çalışmalar kapsamında, "Çırpınırdın Karadeniz" şiirinin Türkiye'de okunuşunun 100. yılında ekim ayında konser düzenlenmesi planlanıyor.
Enstitünün yönetim kurulu üyeleri, uzman, akademisyen, bürokrat, senarist-yapımcı, kurum temsilcisi, şair ve yazarların katılımıyla yapılan çalıştayda, enstitünün amacı çerçevesinde Türk dünyası ile Türkiye arasında kurulabilecek her türlü irtibat ve ortak proje ele alındı.
Toplantıda, enstitünün faaliyet ve çalışma alanlarına ilişkin, Ahmed Cevad'ın ülke ve Türk dünyası genelinde tanınırlığının artırılması, eylem insanı-aksiyoner, şair, yazar ve sanatkar ruhunun tanıtılması, eserlerinin yeniden derlenmesi ve varsa başka çalışmalarının da bulunup basıma uygun hale getirilmesinin kararlaştırıldığı toplantıda, Ahmed Cevad'ın bestelenen şarkılarının yeniden icra edilmesi ve bir külliyat eserinin oluşturulması kararlaştırıldı.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve TÜRKSOY iş birliğiyle 8 Ekim 1924'te Kars'ta Çırpınırdın Karadeniz'i Atatürk'ün yurt gezileri sırasında kendisine icra edilmesinin 100. yılında Ankara'da konser düzenlenmesinin de görüşüldüğü toplantıda, Ahmed Cevad isminin okullara, sokaklara ve eğitim merkezlerine verilmesi için ilgili kurumlarla irtibata geçilmesi, Ahmed Cevad'ın hayatını anlatan kısa film, belgesel, uzun metrajlı film, biyografik matbu eser hazırlanması da ele alındı.
Kahramanmaraş'ta depremden zarar gören şehir merkezinde Azerbaycan Cumhuriyeti tarafından inşa edilen Azerbaycan Mahallesi'nde Ahmed Cevad isminin yer alması, Ahmed Cevad'ın eşi ve ailesinin çektiği zulümlerden hareketle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde daha yerli ve milli bir "Kadınlar Günü" etkinliğinin düzenlenmesi de görüşüldü.
Ahmed Cevad Enstitüsü Başkanı ve aynı zamanda Devlet Bahçeli'nin Başdanışmanı Türkolog Prof. Dr. Ruhi Ersoy, düzenlenen çalıştay ile enstitünün çalışmalarına ilişkin, AA muhabirine bilgi verdi.
Ersoy, Ahmed Cevad'ın, şair olmanın ötesinde Türk milli mücadelesine çok önemli katkıları olmuş savaşçı bir Türk aydını olduğunu vurgulayarak "Özellikle Balkan harbinde Türkiye'de savaşmış. Kardeş Kömeği adı altında savaş mağdurlarına yardımlar getirmiş. Anadolu Türklüğü ve Azerbaycan Türklüğü arasında Türk dünyası sevdasıyla ilgili çok büyük hizmetler yapmış bir Türk aydınıdır. Sembol bir isimdir." dedi.
Ahmed Cevad'ın, SSCB dönemindeki repressiyada kurşuna dizilerek şehit edildiğini anımsatan Ersoy, "Ahmed Cevad Enstitüsü ile birlikte hem Azerbaycan-Türkiye dostluğu hem Azerbaycan-Türkiye ve Türk dünyası kader, kültür, sanat, edebiyat, duygu ve mefkure birliği Türkiye kamuoyunda, Türk dünyasında daha çok tanınsın arzusundayız." diye konuştu.
Ahmed Cevad'ın yazdığı ve Türk dünyasının her yerinde kabul gören "Çırpınırdın Karadeniz" marşının Türkiye'de neredeyse milli marştan sonra en fazla okunan marşlardan biri olduğuna dikkati çeken Ersoy, şöyle devam etti:
"8 Ekim 1924'te Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e Kars ziyaretinde ilk kez Kafkaslar'dan gelen bir Azerbaycanlı ailenin akordiyon eşliğinde 'Çırpınırdın Karadeniz'i icra ettiği bilgisine sahibiz belgelerde. Onun 100. yılında görkemli bir konser yapmayı, Türk dünyasından sanatçıları davet etmeyi, 'Çırpınırdın Karadeniz'in her bir beytinin Türk lehçelerinden birisinin aksanıyla söylenebildiği, Ahmed Cevad eserlerinin icra edilebildiği bir konser organizasyonuyla bu duygu birliğini artırmak istiyoruz. Ahmed Cevad ve 1937 repressiyaya maruz kalan aydınlarla ilgili sempozyum tertip etmeyi, bu konuyla ilgili Türk dünyasından misafirler ağırlamayı ve Türkiye'de de dijital ortamlarda oluşturacağımız enstitünün web sayfalarında sürekli bilgileri diri tutarak bu hakikatleri icra etmeye çalışacağız."
Tarihi sadece geçmişin kalıntıları olarak görmediklerini, yaşananların bugünü aydınlattığını ve oradan alınan ilhamla doğruluşu ve bugünden de yarını aydınlattığına inandıklarını ifade eden Ersoy, şunları söyledi:
"Türk dünyasındaki sıcak gelişmeler, tarihin ve talihin dönüm noktasında, Türklük önemli bir zaman diliminden geçiyor. Türkler tarihte birbirleriyle kavga ederek anılırken bugün kendi arasında kavga etmeden uzlaşma zemininde birlikte gelecek arıyorlar. Bu birlikte gelecek arayışı bugün Türk Devletleri Teşkilatını ortaya koydu. Türk Devletleri Teşkilatının alt birimlerinde pek çok faaliyetler yapılıyor. TÜRKSOY, Türk dünyasının UNESCO'su gibi. Türk dünyasının kültürel faaliyetlerini takip ediyor. Biz de Ahmed Cevad Enstitüsü olarak bu faaliyeti, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Bey'in himayelerinde, her ne kadar MHP bünyesinde faaliyet göstersek de akademik, ve kültürel sanatsal çalışmalar ağırlıklı olarak devam ettirip, katkıda bulunmaya çalışacağız."
Türk dünyası gençliğini bilgilendirmeyi, heyecanlandırmayı, farkındalıklarını artırmayı amaçladıklarını vurgulayan Ersoy, "Bu gelecek arayışında milli kimliğimizin bu postmodern çağda kimliklerin, milli devletlerin, kültürel yapıların kendi içerisinde çok farklı zeminlere doğru evrildiği bir ortamda Türk gençliğine, 'Ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaksın. Bak sanatın, edebiyatın, estetiğin, aile değerlerine saygının hepsi senin mazinde, atalarında hem de çok yakın bir dönemde var' diyeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Biz, Türkiye Türklüğü, 81 vilayet, 780 bin kilometrekare, 85 milyonla sınırlı bir coğrafya değiliz." diye konuşan Ersoy, şunları kaydetti:
"Bu bizim siyasi sınırımız ama bizim kültür ve medeniyet sınırımıza baktığımızda bu 20 milyon kilometrekareyi bulan, dünyanın üçte ikisine mührünü vurmuş büyük bir Türk dünyası coğrafyası, Turan coğrafyası var. Medeniyet coğrafyamızın ve burada filizlenmiş olan millet taşlarımızın, iklimimizde yeşermiş olan gönül coğrafyamızdaki milletleri de topladığımızda, dünyanın medeniyet krizine girdiği ortamda insanlığa yeniden bir ses ve nefes verebilme potansiyelimizin olduğunu hem Türk gençliğine hem Türk dünyası gençliğine hatırlatmak istiyoruz. Bizim nihai arzumuz Ankara merkezli bir siyaset, Türkistan merkezli bir medeniyetle Türk dünyasının birikiminin sadece Türk dünyasının sorunlarını değil, bugün krize girmiş insanlığın sorunlarını da çözeceğini düşünüyoruz."