Selçuklu döneminden kalma Çifte Minareli Medrese, 'Vakıf Eserleri Müzesi' olarak misafirlerini ağırlayacak

Eşsiz mimarisi ve estetik motifleriyle Erzurum'un simgelerinden Selçuklu döneminden kalma Çifte Minareli Medrese, Vakıf Eserleri Müzesi'ne dönüştürülmesiyle tarihi eserlerin sergileneceği önemli bir yer olacak.

9 Haziran 2021 Çarşamba 17:28
Kültür Sanat Haberleri

AA



Kentin sembolü haline gelen, dengeli mimarisi ve iri motifli süslemeleriyle yerli ve yabancı misafirlerin dikkatini çeken medrese bünyesindeki müzede koruma altına alınmak üzere kent genelindeki tarihi eserlerle ilgili Erzurum Vakıflar Bölge Müdürlüğü bir süre önce çalışma başlattı.

Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı'nın da (KUDAKA) destekleriyle protokol imzalanan çalışma kapsamında, özellikle camilerde 2 binin üzerinde tarihi eser tespit edildi.

Bunlardan yaklaşık 500 civarında eserin gün yüzüne çıkması için çalışma yapan Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkilileri, oluşturdukları iki atölyede hummalı bir çalışma yürütüyor.

Erzurum Vakıflar Bölge Müdürlüğü Sanat Tarihçisi Bayram Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erzurum'un köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirtti.

Yetki alanı açısından geniş bir alana hitap ettiklerini belirten Çelik, "Bu 4 yıllık bir süreç ve özellikle camilerden taşınır teberrükat eşya dediğimiz tarihi eserlerimiz var. Bunlar halı, kilim, el yazmaları, saatler, maden dediğimiz şamdanlarımız ve ahşap eserler." dedi.

Çelik, çalışma neticesinde birçok tarihi eserin tespit edildiğini ifade ederek, "Bölge alanı içindeki tarihi eserlerimizi gezdik ve bir eser havuzu oluşturmaya çalıştık. Yapmış olduğumuz taramalarda 2 binin üzerinde eser tespiti yaptık ve müzede sergilenebilecek nitelikte dediğimiz eserlerin bir kısmını teşhir havuzu dediğimiz havuz içinde topladık. Taramalarımız devam ediyor ve şu anda havuz içinde yaklaşık 500 civarında eser var." diye konuştu.

Toplanan eserlerin gerekli bakım onarımlarını yaptıklarını dile getiren Çelik, şöyle devam etti:

"İki atölyemiz var bir tanesinde büyük çaplı eserlerin kaba temizliğini yapıyoruz yani araziden getirdiğimizde bakteriden, nemden, rutubetten ve güveden temizlenip arındırılması kurutulması işlemleri yapılıyor. Detay için buradaki atölyemize alıyoruz. Burada da özellikle bizim alanımız konservasyon. Hat ve el yazmalarında kısmi restorasyonlarımız var. 500 eserin büyük bir kısmını özellikle el yazmalarıyla olan kısmını Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait atölyelerimize gönderiyoruz. Bunlar bizim göz bebeğimiz gibi. Bir an önce bunların çok daha sağlıklı ortamlarda muhafaza edilmesini amaçlıyoruz."

Çelik, KUDAKA destek talep ettiklerini dile getirerek, "Erzincan Kemaliye'den ve Pasinler'den çok nitelikli küçük bir eser grubumuz geldi. Teşhir havuzumuza aldık, konservasyonlarına devam ediyoruz. Muhtemelen Ağustos sonuna kadar teşhir havuzumuzdaki eserlerimizin konservasyonları bitmiş olacak ama bu eklemeler devam edecek. Müzeyi temmuz sonu ağustos başı gibi açmayı planlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Uygulamaya geçen birçok tarih eserin hazır olduğunu anlatan Çelik, müzenin açılmasıyla kentin turizmine önemli katkı sağlayacağını aktardı.

Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu süreçte müzemize kazandırdığımız eserlerimiz var. 3 farklı depomuz var halı, kilim ayrı metalleri ayrı el yazmaları ve hat levhaları da ayrı bir yere alıyoruz. Bunların bakım onarımları yapıldıktan sonra şu anda uygulamaya geçmiş 70 civarında eserimiz vitrinlere yerleştirildi. Maksimum 80 civarında eserimiz teşhire çıkacak. Bunu biz daha sonraki süreçlerle destekleyeceğiz. Bu yaptığımız çalışmalarla Erzurum turizm potansiyelini çok daha yükseklere taşıyıp maddi manevi olarak ekonomisine ve kültürüne katkı sağlamak istiyoruz. Özellikle burası dünyaca bilinen bir yer ve biz bu yapının bilinirliliğiyle mevcut durumundan yararlanarak turist sayısını çok daha yükseklere taşıyacağımızı düşünüyoruz."