ABD yargısı 8’de 8 suçlu

Sarraf kumpası davasında mahkeme jürisinin hiçbir delil olmaksızın Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla hakkında verdiği ‘6’ya 5 suçlu’ kararı, ABD’nin yargı eliyle siyasi intikam operasyonunu gözler önüne serdi.

5 Ocak 2018 Cuma 07:00
Politika Haberleri

HABER MERKEZİ



ABD’deki Türkiye’ye yönelik ‘Sarraf Kumpası’ tiyatrosu, ‘Cezaevinden kurtulmak için yalan söyleyeceğim’ şeklinde ses kaydı bile çıkan ve iddialarının yalan olduğu belgelenen Rıza Sarraf’ın tanıklığıyla, hiç bir delil olmaksızın eski Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın mahkumiyetiyle sonuçlandı. Sözde ABD’nin İran’a ambargosunun delinmesi davası olmaktan çok, Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya yönelik kumpasa dönen davanın hakimi, savcısı, bilirkişisi, tanığı tescilli FETÖ ve Türkiye düşmanı Neoconlardan oluştu. Hukukçular, “Bu karar, ABD’de hukukun siyasallaştığının ilanıdır” görüşünde. 

YALANI SAKLAYAMADI

Sarraf Kumpası davası, aslında işadamı Rıza Sarraf’ın ‘ABD’nin İran’a olan ambargosunu deldiği iddiasıyla’ başladı. Ancak birden bire bir numaralı sanık olan Sarraf ‘Tanık’, daha önce defalarca ABD’ye gidip geldiği halde hakkında hiç bir işlem yapılmayan eski Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın havalimanında tutuklanıp davanın tek sanığı yapılmasıyla ‘Türkiye kumpasına’ dönüştü. Duruşmalarda, ABD’deki davayla hiç ilgisi olmayan ve Türkiye’nin iç sorunları olan FETÖ’nün 17-25 darbe süreci bile konu edildi, hatta ‘FETÖ bilirkişisi’ bile dinlendi. ABD’de 120 yıl hapis cezası istemiyle tutuklu bulunurken cezaevinde bıçaklı saldırıya uğrayan bir numaralı sanık Sarraf, şantaj ile ayağı ve elleri kelepçeli bir şekilde Türkiye aleyhine ifadeye zorlandı ve bu durum hukukçular tarafından ‘Baskıyla yalancı şahitliğe zorlandı, ifadesi sakatlandı’ şeklinde yorumlandı. Nitekim, Sarraf’ın cezaevinde bulunduğu sırada akrabalarıyla yaptığı telefon görüşmesinde “Amerika’da cezaevinden hızlı çıkmak için yapmadığım şeyleri bile yapmış gibi anlatmam gerekiyor” dediği ortaya çıkmış, ancak Hakan Atilla’nın avukatlarının bu ses kaydını mahkemeye delil olarak sunmasına bile hakim tarafından izin verilmemişti. Sarraf, İran’a ambargonun delinmesi için Türkiye’de bürokrat ve siyasetçilere rüşvet verdiğini iddia ederken, “Sanık Hakan Atilla’ya rüşvet verip vermediği” yönündeki soruya “Hayır kesinlikle rüşvet vermedim. Ayrıca Atilla da rüşvet istemedi” diyerek, Atilla’yı da bir nevi aklamıştı.  Hakan Atilla hakkında, suçlu kararı verilen 5 iddiadan hiçbirine dair bir delil bulunmadığı gibi sözlü tanık Rıza Sarraf’ın verdiği bilgiler de yalan çıktı. 

DEDİĞİ SAATTE UÇAKTA

“Türkiye aleyhine yalan beyanda bulunacağım” diyen tanık Rıza Sarraf’ın İran ambargosunu delmek için Hakan Atilla ile telefonla görüştüğü yalanı da, söylediği tarih ve saatte Atilla’nın İspanya yolunda uçakta olduğunun ortaya çıkmasıyla çürütüldü. Bilirkişi olarak dinlenen Türk Hava Yolları çalışanı Semra İ. H.,  Sarraf’ın ifadelerinde geçen ‘Halk Bankası Eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın, Atilla’yı 10 Nisan 2013’de aradığı ve talimat verdiği’ne yönelik soru üzerine, o tarihe ilişkin uçuş bilgilerinin yer aldığı belgeler gösterdi. Bilirkişi İ.H, Atilla’nın söz konusu tarih ve saatte, eşi ve oğluyla birlikte İstanbul - Barcelona uçağında olduğunu söyledi. Uçuş bilgileri, Sarraf’ın yalan ifade verdiğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşıyordu. Başından sonuna skandallarla dolu Sarraf kumpası davasında, eski Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla aleyhine delil üretilmeye çalışılırken ‘Hakanların’ bile karıştırıldığı ortaya çıktı. 

İDDİANAME ÖRGÜT MONTAJI

İddianamesinin, Türkiye’deki FETÖ’nün 17-25 Aralık 2013 darbesinin sahte ve montaj belgelerin fotokopisi olduğu çıkan, FBI’ın ajan-kurye olarak da firari FETÖ’cü Hüseyin Korkmaz’ı kullandığı belirlenen, jüri üyeleri duruşma sırasında uyuya kalan ve soruşturmanın eski savcısının karar duruşması öncesi mahkeme heyetiyle gizli görüşme yaptığı kumpas davası, daha başından tiyatroya dönüştü.