AA
AA Akademi Müdür Yardımcısı Dr. Bilgay Duman, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'nin Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaretin sonuçlarını ve bölge dinamikleri çerçevesinde IKBY-Türkiye ilişkilerini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Suriye'de Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından Orta Doğu'nun ana gündemi Suriye oldu. Her ne kadar Suriye'de yeni bir yönetim oluşturulsa da Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü PKK iltisaklı alan ve bu yapının başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere dışarıdan bulduğu destek, sadece Suriye açısından değil bölge ülkeleri açısından da bir tehdit oluşturuyor.
Bu tehdit, özellikle terör örgütü PKK'nın yoğun faaliyet gösterdiği ve yerleşime sahip olduğu Irak'ta kendisini gösteriyor. Son dönemde IKBY'den Türkiye'ye yönelik gerçekleştirilen ziyaretler de bu sürecin bir göstergesidir.
7 Ocak 2025'te IKBY Başbakanı Mesrur Barzani, Türkiye'yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Suriye'deki gelişmeler ışığında Türkiye'nin Irak'ın istikrar ve güvenliğinin muhafazasına önem atfettiğinin vurgulandığı belirtilerek, Türkiye'nin Suriye'deki gelişmelerin bölgede yeni istikrarsızlıklara yol açmaması için gayret gösterdiği, yeni Suriye'nin geleceğinde terör örgütleri ve iltisaklı unsurların olmadığı ifade edildi.
Mesrur Barzani ise yaptığı açıklamada, ikili ilişkilerin güçlendirilmesinin yanı sıra, Irak, bölge ve Suriye'deki son gelişmelerin ele alındığını vurguladı. Burada her iki açıklamada da Suriye'nin özellikle vurgulanması oldukça dikkat çekici. Terör örgütü PKK'nın Suriye'de kazandığı alan ve etkinlik sadece Suriye'deki Kürt politikası açısından değil Irak'taki Kürt siyasetine de olumsuz etkiliyor. Terör örgütü ve iltisaklı yapılar Suriye'de güç kazanıp uluslararası aktörlerle temas ve işbirliği yaptıkça, Irak'taki Kürt siyasetinde de etkinlik ve alan kazanıyor.
- PKK'NIN IRAK KÜRT SİYASETİNE ETKİSİ
PKK'nın Suriye'deki siyasi, idari ve coğrafi kazanımları, Türkiye içerisinde bir etki oluşturmasa da yönetimsel ve siyasal bir kriz ve istikrarsızlık içerisinde olan IKBY açısından bir problem. Öncelikle Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ile aynı etki alanı içerisinde taban bulabilen PKK ve iltisaklı yapılar, KDP'nin liderlik ve öncüllüğüne zarar vererek rekabete yol açarken, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) açısından da KDP'ye karşı kullanılan bir araca dönüşüyor. Böylece PKK da Irak Kürtlüğü üzerinde bir aktör olma konumunu pekiştiriyor.
Öte yandan KYB'nin PKK ile tarihsel ilişki ve bağlarının yanı sıra, KYB son birkaç yıl içerisinde Suriye Kürtlüğü üzerinden de PKK ile ilişkili yapıları KDP'ye karşı bir baskı aracı olarak kullanıyor. KYB lideri Bafel Talabani'nin, Suriye'deki PKK'nın uzantısı YPG'nin öncülüğünde ve ABD'nin desteği ile kurulan Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) komutanı olarak ifade edilen Mazlum Abdi (Kobani) ile geliştirdiği ilişkiler bu anlamıyla dikkat çekici boyutta. Hatta bu ilişki organik bir ilişki boyutuna ulaşabilecek düzeyde. Nitekim KYB'nin SDG unsurlarına eğitim dahi sağladığı biliniyor.
Suriye'ye gitmek üzere Süleymaniye'den kalkan ancak Duhok sınırlarında kaza geçiren helikopter olayı hala akıllarda. KYB böylece nispeten Batı ile daha iyi ilişkilere sahip KDP'nin etki alanını daraltmaya ve kendine alan açmaya çalışıyor. Zira Suriye'deki SDG yapılanması pek çok Batılı ülke tarafından "terör örgütü DEAŞ ile savaş" üzerinden meşrulaştırmaya çalışılan bir yapı. Böylece İran'a yakın olduğu bilinen KYB, Batı ile Suriye Kürtlüğü üzerinden ilişkilerini dengelemeye çalışıyor. Burada bölgesel Kürt siyaseti açısından liderlik rekabeti de söz konusu. Bafel Talabani'nin Nevruz'da Türkiye'de yapılan etkinliklere videolu mesaj göndermesi de bunun bir kanıtı. Bu noktada amaç sadece Kürt iç siyasetindeki pozisyonunu güçlendirmek değil, Türkiye'nin de gücünü ve etkisini baltalamak.
KYB'nin kurucularından Celal Talabani'nin ölümü sonrası kendi güç konsolidasyonu konusunda sorun yaşayan KYB, bu zayıflamaya bir kılıf arayışı içerisindedir. KYB özellikle İran ve PKK'ya sırtını yaslamış durumdadır ancak KYB'nin bu tutumu ile büyük bir sıçrama yapması da oldukça zordur.
Nitekim KYB kasım 2024'te yapılan IKBY Parlamento seçimlerinde de istediği başarıyı yakalayamadı ve KDP'yi istediği oranda aşağı çekemedi. KYB bir önceki seçimlere göre sadece 60 bin oy ve parlamentoda 2 sandalye arttırdı. KDP ise 140 bin oy arttırmasına rağmen 6 sandalye kaybetti. KYB her şeye rağmen KDP'nin birinci parti konumunu yıkamadı. Hatta KDP, KYB'ye göre tam 2 kat oy aldı ve hükümet kurma sürecinin temel gücü oldu.
- TÜRKİYE DENGE DEĞİŞTİRİYOR
Bu noktada, KDP ve KYB arasında hükümet kurma görüşmeleri sürerken Mesrur Barzani'nin Türkiye'ye yaptığı ziyaret, Türkiye'nin IKBY siyasetindeki gücünü gösterir nitelikte. Ayrıca KYB'nin karşı çıktığı ve hatta Bafel Talabani'nin "bizim iznimiz olmadan müdür bile olamazsın" dediği KDP'nin yeniden başbakanlık için aday gösterdiği Mesrur Barzani'nin hükümet kurma sürecinde Türkiye'yi ziyaret etmesi, Türkiye'nin KDP'ye verdiği desteğin ifadesi sayılabilir.
KYB'nin Süleymaniye'deki en büyük rakibi olan, son seçimlere göre IKBY'nin üçüncü partisi konumuna yükselen Yeni Nesil Hareketi lideri Şahsuvar Abdulvahid'in de Mesrur Barzani'nin ziyareti ile aynı dönemde Türkiye'yi ziyaret ederek Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile görüşmesi, KYB'ye önemli bir mesaj olduğu gibi denge değiştirici de bir adım.
Türkiye, Irak merkez siyasetinde olduğu gibi IKBY siyasetinde de geniş katılımlı bir sürecin destekçisi. Daha önce PKK'nın Irak'taki siyasi partisi Tevgera Azadi ile ittifak ilişkisi kuran Yeni Nesil Hareketi, son seçimlerde böyle bir ittifaka girişmedi. Şimdi ise Türkiye'yi ziyaret etmesi, önemli bir siyasi dönüşüm olduğu gibi, KYB açısından yalnızlaştırıcı bir faktör.
Halihazırda Türkiye'nin KDP ile stratejik düzeyde geliştirdiği ilişkilerin yanı sıra IKBY'deki Kürt İslami siyasi hareketler ile de iyi ilişkileri bulunuyor. Bunun yanı sıra Yeni Nesil gibi genç ve dinamik bir hareket ile de olumlu ilişkilerin kurulması, KYB açısından zorlayıcı olacak. Bu noktada KYB ve dolayısıyla PKK'nın siyasi olarak sadece Suriye'de değil, Irak'ta da köşeye sıkışmaya başladığını söylemek yanlış olmaz.
KYB'nin, Irak merkezi hükümetinin PKK ile ilişkili siyasi partilere ilişkin aldığı yasaklama kararının üzerinden 5 ay geçtikten sonra Süleymaniye'deki bürolarını kapatma kararı alması dikkat çekici. Ancak bu konuda KYB'nin dosyası oldukça kabarık. Bu nedenle KYB'nin attığı bu adımın Türkiye'yi tatmin ettiğini söylemek mümkün değil. Türkiye'nin Süleymaniye'ye yönelik uçuş yasağını 6 ay daha uzatması da bunun bir göstergesi.
Türkiye, ilmek ilmek ördüğü politikanın karşılığını alıyor. Yine de seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump sonrası ABD'nin de bölge siyaseti bu süreçte önemli olacak. Ancak görünen o ki, eğer meseleye dair dışarıdan bir müdahale olmazsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediği, "terörsüz Türkiye" idealine belki de ilk kez bu kadar yakınız.
[Dr. Bilgay Duman, AA Akademi Müdür Yardımcısıdır.]*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.