AA
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulundaki yemin görüntülerine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin müessir ve mütemadi gücü olan milli birlik ve dayanışma ruhuyla iç barış ve huzur ortamı üzerinde hain planları olanların, son zamanlarda gemi azıya aldıklarının görüldüğünü belirtti.
İşbirlikçi ve istismar siyasetine bel bağlayan güdümlü figüranların, milli güvenliği ve milli varlığı tehdit eden eylem ve söylemlerinde tırmanma gözlendiğini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türk milletinin sabrını sınayan, tahammül eşiklerini zorlayan, sinir uçlarını tahrip ve tahriş eden zararlı ve zillet bir kampanya devamlı canlı tutulmaktadır. Dış bağlantılı bir operasyon mekaniği aleni şekilde devrededir. Bu kapsamda tezahür eden sancılı gelişmelerin seyir ve serencamı esef verici olduğu kadar tehlikeli boyutlardadır. Özellikle ve önemle ifade etmek lazımdır ki sosyal medyadan körüklenen yalan haberler, kamplaşma ve kutuplaşmayı yaygınlaştıran yıkıcı hevesler, fitne cephesini tahkim eden melanet hedefler, devlet ile millet arasına nifak saçmak için fırsat kollayan provokatif hamleler zincirleme reaksiyon halindedir. Demokratik tartışma adabından mahrum, sağduyu ve soğukkanlı analizden mazur art niyetli bir güruh, milli ve manevi hassasiyetlerimizi kundaklamak için geceli gündüzlü faaliyet içindedir."
Devlet Bahçeli, demokrasi dışı bunalım ve çalkantılara özlem duyan devlet ve millet muhaliflerinin, Türkiye'yi müteselsilen her türlü iç ve dış kaynaklı mütehakkim dayatmalara müsait hale getirmek hususunda yoğun çaba sarf ettiğini belirtti.
"Gerçekçi ve geniş açılı bir kavrayışla söylemek gerekirse, Türkiyemize ölümü gösterip sıtmaya razı olması yönünde zalim bir baskı söz konusu olup bunun yanında, şiddet dozajı giderek yaygınlaşan bir provokasyon ve propaganda kuşatması tüm çirkefliğiyle karşımızdadır." değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Nitekim takip ve temin edilmek istenen alçak gayenin ilk aşamasında, yönetilemeyen, krizden krize sürüklenen, herkesin birbirine husumet beslediği bir ülke tablosunun kuvveden fiile çıkmasıdır. İkinci aşamasında, milli mukavemetin kırılarak terörle mücadelenin sekteye uğraması, ekonomik ve diplomatik temelde boyun eğilmesi, etnik ve mezhep ayrışmasının tetiklenmesidir. Üçüncü aşamasında ise sözde erken seçim zorlamasıyla Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonunun işlerliğini ve işlevselliğini sabote etmek, hatta antidemokratik arayışlara tahkimat sağlamaktır. Türk ve İslam düşmanlarını siyaset alanına sızdırıp ardından kurnazca sırtını sıvazlayan zararlı ve zehirli dahili ve harici odaklar, sistemli şekilde her yolu deneyerek demokrasinin, milli hakimiyet ve hukuk üstünlüğünün ağır yol kazasına uğramasına son hızla hizmet etmektedir. Tarih ve millet huzurunda söyleyeceğim şudur: Asla başarılı olamayacaklar, asla sonuç alamayacaklardır."
Mazide sayısız defalarca tecrübe edildiği gibi Türk milletinin, irade şerefi ve varoluş namusuna yine kahramanca sahip çıkacağını belirten Bahçeli, "Bilhassa Türk Silahlı Kuvvetlerini maksatlı biçimde hastalıklı ve hasmane tartışmaların içine çekme gayreti vahim bir hatadır ve bundan kazanç umanlar sukutu hayale uğrayacaklardır." değerlendirmesini yaptı.
Devlet Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Terörle mücadelede destanlar yazan, iç ve dış savunmamızı fedakarca yapan, şehit ve gazileriyle MÖ 209'dan bu yana geçen 2233 yıldır düşmanları titretip milletimizi gururlandıran Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ilelebet övünç madalyamızdır. Türk ordusu kanun ordusudur ve Türk milletinin bağrından çıkmıştır. Darbe dönemleri geride kalmış, o karanlık devirlere süngü çekilmiştir. Bu şaşmaz ve şüphe götürmez hakikati herkes kabul etmek mecburiyetindedir. 30 Ağustos 2024 Cuma günü Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde, 72'si 14 farklı ülkeden gelen misafir öğrenciler olmak üzere 989 harbiyeli mezun olmuştur. 190 yıllık bir geleneği kucaklayıp bugünlere ulaşan Harbiye Mektebi'nden yetişen her millet evladı göz nurumuz, istikbal ve istiklalimizin güvencesidir. Türk Silahlı Kuvvetlerine katılan her subayımızın ince elekten geçirilip kıta görevlerine başladıkları bilinen bir husustur. Üstelik mezun olan her subayımızın Cumhurbaşkanımızın ve Türk Silahlı Kuvvetleri komuta heyetinin önünde, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmetler Kanunu'nun 37'nci maddesinde ifade ve ihata edilen yemini yüksek sesle icra ettikleri herkesin malumudur."
"Ne var ki, bu seneki mezuniyet töreninin resmi safhası tamamlandıktan, Cumhurbaşkanımız ile birlikte askeri ve sivil erkanın ayrılışından hemen sonra sayıları 300'ü geçen teğmenin kılıçlarını çekip bir başka yemini seslendirdikleri, nihayetinde bunun etrafında günlerdir mahsurlu ve bayağı polemiklerin üretildiği de açık bir gerçektir." ifadelerini kullanan Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:
"İlk başta sorulması gereken soru şudur: Siyaset ve toplum gündemine oturan, medyada her gün otopsi raporu yazılan vaki yeminin gayesi nedir? Buna kim ya da kimler karar vermiştir? Kanunla belirlenmiş yemini müteakiben mezun subayların bir bölümünün dile getirdikleri yemine ihtiyaç duyulmasının mana ve maksadı nasıl yorumlanmalıdır? Yeminler arasındaki bir bölünmenin gelecekte Türk Silahlı Kuvvetleri içinde veya vatan savunmasında ayrılık ve aykırılık doğurmayacağının teminatı bugünden nasıl verilecektir? Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti'nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aziz anılarını ve kutlu eserlerini istismar etmeye, bu çerçevede kutuplaşma dalgası oluşturmaya kalkışmamalıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türk milletinin ortak değeridir, ilk Cumhurbaşkanımızdır, Milli Mücadele'nin yol başçısıdır. Kanuni yemin dışındaki yeminin üzeri Aziz Atatürk'le örtülmemeli ve gizlenmemelidir."
Bahçeli, Türk milletinin her evladının vatanı ve bağımsızlığı için canını seve seve vermeye hazır ve kararlı olduğunu vurguladı.
"Hukuk ve demokrasinin hakim ve havi olduğu ülkelerde neyin nasıl olacağının ilke ve kuralları bellidir, üstelik kayıt altındadır." ifadesini kullanan Bahçeli, "Bunun dışında maceracı yaklaşımların, duygu tonu ağır basan adımların millet nezdinde rahatsızlıklar yaratacağı, spekülasyonlara yol açacağı, kuşkuları kamçılayacağı her türlü izahtan varestedir." değerlendirmesinde bulunarak, şunları kaydetti:
"CHP'nin ve diğer yedeklerinin yemin meselesini istismara yeltenmesi, sokak röportajlarında millete hakaret eden edep yoksunlarını baş tacı etmesi elbette ahlaki ve demokratik bir ayıptır. 30 Ağustos'u gölgeleyen, ülkemizi meşgul eden, hasımları ümitlendiren, istismar lobisini heyecanlandıran ikinci yemin hadisesinin her bakımdan netliğe kavuşması zorunludur. Milliyetçi Hareket Partisi bu meselenin yakından takipçisi olacaktır."