AA
Bakan Tunç, Dikmen Hakimevi'nde katıldığı Kadınların Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi Paneli sonrası basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Eski AKUT Arama Kurtarma Derneği Başkanı Nasuh Mahruki'nin tutuklanmasına ilişkin soru üzerine Tunç, sosyal medya paylaşımları nedeniyle zaman zaman adli soruşturmalar yapıldığını söyledi.
Bir hareket, fiil veya beyan, gerçek hayatta nasıl suç teşkil ediyorsa bunun sosyal medya yoluyla paylaşılmasının da suç teşkil ettiğini belirten Tunç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu paylaşımların suç teşkil edip etmediğini belirleyecek olan hakimlerimiz, savcılarımız. Dolayısıyla değerlendirecek olanlar onlar. Ancak paylaşıma baktığımız zaman özellikle yargının, soruşturma başlatmasına gerekçe gösterdiği paylaşımları kamuoyu, sizler, gazeteciler okuyorsunuz. Oradaki ifadeler, özellikle 'iktidarın seçimleri sahtekarlıkla kazandığına' yönelik ifadeler var. Yine FETÖ'den aldığı akılla 'ölülere bile oy kullandırıldığına' yönelik ifadeler var. 'Sığınmacı altında milyonlarca teröristin Türkiye'ye geldiği ve bunların Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bir iç savaşa sürükleyeceğine' yönelik ifadeler var. Yani bunlar çok tehlikeli ve dolayısıyla yargının suç unsuru gördüğü ifadeler olarak değerlendirildi."
Tunç, Türkiye'de yüzde 85 katılımla gerçekleştirilen seçimlerin şeffaf şekilde nasıl yapıldığını hep birlikte gördüklerini vurgulayarak, "Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin, 'anayasal düzeni ihlal ettiği' ve 'vatana ihanetle yargılanacağına' ilişkin ifadelerin suç teşkil edip etmediğini, TCK'nin hangi maddesine tekabül ettiğini değerlendirecek olan yargımızdır. Yargı süreçlerine, hukuk devletinde saygı göstermek gerekir ve sonucunu beklemek gerekir." diye konuştu.
Bakan Tunç, dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, CHP milletvekillerinin, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın komisyon toplantı salonuna girişini engellemeye çalışmasıyla yaşanan gerginliğin sorulması üzerine şu ifadeleri kullandı:
"İçişleri Bakanımıza yönelik sözlü ve fiili saldırıları kabul etmek mümkün değil. Bunların Gazi Meclisimizin çatısı altında, milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gerçekleşmiş olması hepimizi derinden üzüyor. Milletimizi de üzer bu tür durumlar. Milletimiz bu tür hareketlerden rahatsız olur ve yeri geldiğinde de cevap verir. Demokrasilerde bu tür fiili saldırılara yer yoktur, şiddete yer yoktur. Herkes varsa söyleyeceği bir şey bunu özgürce söyleyebilir. Ama bu şekilde engellemelerle Plan Bütçe Komisyonu'na girmek isteyen bir bakanımızı engellemeye çalışmak, ona fiili saldırıda bulunmak demokrasilerde olan şeyler değil. Hiç kimse sayın bakanlarımıza kendi görev alanlarında yapacağı konuşmalar ve çalışmalarla ilgili engellemede bulunamaz."
Bu hareketi, fiili ve sözlü saldırıları şiddetle kınadığını vurgulayan Tunç, bunun bir daha tekrarlanmamasını umut ettiğini söyledi.
TBMM'nin kutsal bir çatı olduğuna işaret eden Tunç, "Orada bu tür çirkin eylemlere yer yoktur. Bu tür çirkin eylemlerle de hiçbir yere varılamaz. Aziz milletimiz yeri geldiğinde bunun hesabını da sorar." dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen yasa dışı bahis soruşturmasına yönelik soruya Tunç, "Yasa dışı bahis ve yasa dışı kumar, ülkemizin önemli bir problemi. Özellikle internetin yaygınlaşmasıyla beraber yasa dışı bahis ve yasa dışı kumarla ilgili yargıya intikal eden çok sayıda soruşturma söz konusu." cevabını verdi.
Tunç, yasa dışı bahisle mücadele için önlemler aldıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konuda kanunumuz var. Bu kanunun uygulanması söz konusu. Gençlerimizi ve çocuklarımızı korumamız lazım. Özellikle internetin zararlı yayınlarından korumamız lazım ve internet yoluyla dolandırıcılığının da bilişim suçlarının da arttığı bu ortamda özellikle internetin zararlı yayınlarından çocuklarımızı, gençlerimizi ve milletimizi korumamız gerekiyor. Yasa dışı bahis ve yasa dışı kumar da yine mücadele edilmesi gereken bir alan. Buradaki caydırıcılığı sağlamak lazım. Yargımızın da bu konuda etkin bir mücadelesi söz konusu."
Tunç, MHP'den istifası istenen 3 milletvekili hakkında adli soruşturma olup olmadığına ilişkin soru üzerine, "MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Bey, bu konuda açıklama yaptı. Partilerinin yaptığı bir inceleme neticesinde böyle bir istifa kararı aldıklarını ifade etti. Dolayısıyla yargımıza intikal etmiş bu konuda bir adli soruşturma söz konusu değil." diye konuştu.
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yargılandığı davayla ilgili soru üzerine Yılmaz Tunç, Kılıçdaroğlu hakkında, milletvekili olduğu dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaretleri nedeniyle fezlekeler düzenlenerek Meclis'e gönderildiğini söyledi.
Bu fezlekelerin dokunulmazlık nedeniyle bekletildiğini ve yargılamanın mümkün olmadığını dile getiren Tunç, "Milletvekili süresi sona erdikten, yasama dokunulmazlığı ortadan kalktıktan sonra hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar tekrar gündeme gelmiş durumda." dedi.
Yarınki ifade alma işlemiyle ilgili kamuoyunda çarpıtmalar olduğunu belirten Tunç, Kılıçdaroğlu'nun da bu konuda "Safları sıklaştıralım" beyanında bulunduğunu, bu çağrıya katılacağını ifade eden bazı siyasilerin olduğunu belirtti.
Siyasetin karalama olmadığını, yapıcı siyaset yapanların milletten takdir topladığını ifade eden Tunç, şunları söyledi:
"O soruşturmaların içinde, o kovuşturmaların hangi sözler nedeniyle açıldığını, o sözleri ben buradan tekrar etmek istemiyorum. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı'mıza yönelik ağza alınmayacak sözler bunlar. Bu sözlerle ilgili olarak yargımızın gerçekleştirmiş olduğu bu soruşturmaları, hakaret içeren bu soruşturmaları farklı taraflara çekerek, sesimiz kısılmak isteniyor şeklinde ifadelerde bulunmak son derece yanlıştır. Özellikle Mersin, Silifke, Erdemli, Edirne ve Ankara mitinglerinden dolayı, o mitinglerde yaptığı 2014'ün Mart ayında gerçekleştirmiş olduğu konuşmalarda, Sayın Cumhurbaşkanı'mıza ağza alınmayacak, toplumun kabul etmeyeceği, benim burada söylediğim zaman hepinizin bu kadar da olur mu diyeceği ifadelerden dolayı soruşturma açılmıştır ve değişik mahkemelerde, Mersin'de, Silifke'de, Erdemli'de, Edirne'de ve Ankara'da gerçekleşen bu konuşmalar, dosyalar birleştirilmiş ve Mersin Asliye Ceza Mahkemesi'nde soruşturma, dava devam ediyor."
Mersin'deki davada mahkemenin, ifadenin Ankara'dan alınmasına hükmedip Ankara Nöbetçi Asliye Mahkemesi'ne talimat yazdığını aktaran Tunç, ifadenin alınmasının ardından yargının bu sözlerin suç teşkil edip etmediğine karar vereceğini söyledi.
Yılmaz Tunç, "Şunu söylemek istiyoruz, demek ki karalamayla, hakaret siyasetiyle bir yere varılamayacağının en güzel örneği, CHP eski genel başkanı. Yıllarca sadece Sayın Cumhurbaşkanı'mıza yönelik hakaret içeren kelimelerle siyaset yapa yapa bugünlere geldi. Hala bakıyoruz bu soruşturmaları, bu kovuşturmaları bahane ederek yine hakaretlerine devam ediyor." dedi.
Kendisinin de bir siyasetçi olduğunu dile getiren Tunç, şunları kaydetti:
"Milletimiz karalama siyasetine 'hayır' diyor, yapıcı siyasete 'evet' diyor. Dolayısıyla bugün siyaset yapanlar, bu kötü örnekleri yine kendilerine örnek olarak alırlar ve aynı siyasete devam ederlerse onların sonu da bu eski genel başkan gibi olur. Dolayısıyla siyasetçilerimiz için bir ibret vesikasıdır. Hakaret ede ede maalesef siyasi hayatının sonuna kadar gelmiş ve kendi partisinde genel başkan bile yapılmamıştır. O nedenle bundan sonra özellikle siyasetçilerimizin konuşmalarını yaparken, suç teşkil eden ifadeler değil, karalama değil, yaralayıcı ifadeler değil, yapıcı siyaset yaptıklarında kazançlı çıkacaklarını buradan ifade ediyoruz."
Soruşturmayla ilgili takdir yetkisinin mahkemelerde bulunduğunu belirten Tunç, "Şu anda Kılıçdaroğlu'yla ilgili devam eden 9 dava ve 5 soruşturma var derdest. Bunların içerisindeki konuşmaların, hakaret teşkil edip etmediğine ilişkin, Cumhurbaşkanı'mıza yönelik hakaret teşkil edip etmediğine ilişkin, bir kısmı da başbakanlık dönemine ilişkin, dokunulmazlık nedeniyle bugünlere kalan dosyalar. Burada yargıyı rahat bırakalım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti. O dosyalarda suç unsuru var mı yok mu, bunu değerlendirecek olan bağımsız ve tarafsız yargıdır. Hep beraber yargının sonucunu bekleyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Tunç, Kılıçdaroğlu'nun davasıyla ilgili, "Mersin'deki Asliye Ceza Mahkemesinin yürüttüğü bir davanın Ankara'da talimatla ifadesinin alınmasından ibaret olan bir duruşma yarın Ankara Asli Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşecek." ifadesini kullandı.
Yılmaz Tunç, görevden alınan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında "sahte delil yerleştirildiğine" ilişkin iddianın sorulması üzerine, "Burada bu tür söylemler, sahte delil, bu yargıda mümkün olabilir mi? Yargımız böyle bir şeye tevessül edebilir mi? Bunlar tamamen dezenformasyondan ibaret şeyler. Burada yargımızın yürütmüş olduğu bir adli soruşturma var. Bu adli soruşturmanın sonucunu beklemek gerekir." dedi.
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin düzenlediği konserler ve sanatçılara yapılan ödemelerle ilgili soruşturma ve incelemeleri de hatırlatan Tunç, "Hiç kimse endişe etmesin. Yani kendisinin suçsuz olduğunu söyleyenler elbette yargı huzurunda kendilerini savunurlar. Eğer çekinecekleri bir şey varsa, işledikleri bir suç varsa o zaman endişe etsinler. Burada yargımızın devam ettirdiği soruşturma ve kovuşturmalar var. Hep beraber bunların sonucunu beklemek lazım." ifadelerini kullandı.