AA
Girne'deki Boğaz Şehitliği'nde yapılan törene, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, askeri erkan, kurum ve kuruluşların temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
Anıta çelenklerin bırakılmasıyla başlayan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, burada yaptığı konuşmada, 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün dış güçlerce desteklenen ve yönetilen bir darbe girişiminde bulunduğunu, bununla ana vatan Türkiye'yi karıştırmak istediklerini ve milli iradeyi hedef aldıklarını söyledi.
Darbe girişimiyle Kıbrıs Türk halkının güvenliğinin de etkilendiğini belirten Tatar, Türk milleti olarak bu girişimle tehlikeli bir süreçten geçtiklerini vurguladı.
Tatar, 15 Temmuz 2016'dan bugüne kadar yapılan çeşitli çalışmalar ve alınan tedbirlerle Türkiye ve KKTC'nin güvenliği için önemli adımlar atıldığına dikkati çekerek şu ifadeleri kullandı:
"KKTC makamlarının aldığı tedbirlerle de FETÖ'nün faaliyetlerine son verilmesi için burada da gayret gösterilmiştir. Dış güçlerin buralarda yaptıkları sinsi çalışmaların devam edebileceği endişeleriyle çok dikkatli olunmasında büyük fayda vardır. Bugün hem şehitleri anıyoruz hem de büyük cesaretle elde edilen zaferin sevincini paylaşıyoruz."
FETÖ'nün darbe girişiminin başarılı olması halinde "Kıbrıs'taki Türk askerinin Mersin'e çekilmesine" yönelik yorumların yapıldığını hatırlatan Tatar, Kıbrıs Rum kesiminden de "keşke daha başarılı olsaydı da biz bayrağımızı Girne'de göndere çekseydik" şeklinde açıklamalar olduğuna işaret etti.
Tatar, 15 Temmuz'un Kıbrıs Türk tarihi açısından da önemli bir gün olduğunu vurgulayarak, 15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki cunta ile EOKA milislerinin Makarios'u darbeyle devirerek Akdeniz'de ikinci Helen Cumhuriyeti ilan etmeyi denediklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Tatar, "Ana vatan Türkiye'nin uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hakkı ile 20 Temmuz 1974 sabahı Kıbrıs Barış Harekatı ile Mehmetçik, Ada'ya adım attı. Burada o günden bugüne Kıbrıs Türk halkı bağımsızlığı, özgürlüğü ve hürriyeti içerisinde yaşamaya devam ediyor." diye konuştu.
Tüm şehitlere rahmet dileyen Tatar, gaziler ve milli iradeye sahip çıkan Türk halkını saygıyla selamladı.
Büyükelçi Başçeri de 15 Temmuz'da Türkiye'yi esaret altına almak isteyen FETÖ'nün gerçek yüzünün ortaya çıktını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
"Milli irade üzerindeki vesayet zincirlerinin kırıldığı 15 Temmuz'da Türk milleti, kadını, erkeği, genci ve yaşlısıyla iradesine, geleceğine, devletine sahip çıkmıştır. Hain darbe girişiminin, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, aziz milletimiz ve kahraman güvenlik güçlerimizce bertaraf edildiği 15 Temmuz gecesi, yakın tarihimizin önemli direniş destanlarından biridir. 15 Temmuz gününü aziz şehitlerimizi anmak, gazilerimize sevgi ve minnet duygularımızı ifade etmek üzere 'Demokrasi ve Milli Birlik Günü' olarak anıyoruz."
Son 6 yılda Türkiye'nin temel önceliklerinden birinin yurt içinde ve dışında FETÖ'yle mücadelenin oluşturduğunu söyleyen Başçeri, Türkiye'nin karşı karşıya olan olağanüstü güvenlik sınamalarına rağmen yurt içindeki mücadelesini hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması prensipleri temelinde yürüttüğüne dikkati çekti.
Başçeri, şu ifadeleri kullandı:
"Bu süreçte FETÖ, yurt içindeki yapısının giderek zayıflaması sonucunda strateji değişikliğine gitmiş ve yurt dışı faaliyetlerine ağırlık vermeye başlamıştır. Bu nedenle Türkiye dışındaki FETÖ yapılarıyla mücadele daha fazla önem kazanmıştır. FETÖ'nün faaliyet gösterdiği ülkeler bakımından da güvenlik tehdidi olduğu gerçeğini izah etmekteyiz. FETÖ'nün yurt dışındaki hareket alanının daraltılması, mensuplarının adaletten kaçmalarının ve para transferlerinin engellenmesi için idari tedbirler ve adli süreçler de devreye konulmuştur."
"Yeni nesil bir terör örgütü" olarak nitelendirilebilecek FETÖ'nün kendisini lanse etmeye çalıştığı gibi eğitim ve hayır işleriyle uğraşan toplumsal bir hareket olmadığı, siyasi ve ekonomik emelleri bulunan karanlık ve sinsi bir örgüt olduğunun uluslararası planda yavaş da olsa anlaşılmaya başlandığını kaydeden Başçeri, sürdürülen yoğun çabaların somut neticelerinin alınmaya devam ettiğini aktardı.
Türkiye'nin bu çabalarının yurt dışındaki örgüt üyeleri üzerindeki baskıyı artırdığına değinen Başçeri, örgütün yurt dışı yapılanmasında ve manevra alanında da ciddi daralmalar yaşandığına işaret etti.
Başçeri, "FETÖ'yü terör örgütü olarak tanımlamış olan KKTC de dahil olmak üzere diğer ülkeler de FETÖ'ye karşı oluşan farkındalık, bu ülkelerce FETÖ faaliyetlerinin yakından izlenmesi ve soruşturulması sonucunu da doğurmuştur. Uzun soluklu olduğunu bildiğimiz FETÖ'nün yurt dışındaki yapılanmasına yönelik çalışmalarımız kararlılıkla sürdürülecektir." diye konuştu.
İki yıl önce 15 Temmuz'da Boğaz Şehitliği'nin bulunduğu alana, hayatlarını kaybeden şehitlerin anısına dikilen 251 zeytin fidanın da boy verdiğini belirten Başçeri, bu fidanların ağaç olduğunu da göreceklerini söyledi.
Başçeri, "20 Temmuz 1974'te Ada'da ve 15 Temmuz 2016'da Türkiye'de canlarını feda etmek pahasına mücadele ederek Türk milletinin geleceğini garanti altına alan şehit ve gazilerimize olan minnet borcumuzu asla ödeyemeyiz." dedi.
Başta 15 Temmuz demokrasi şehitleri olmak üzere, tüm şehitleri ve hayatını kaybetmiş gazileri saygı ve minnetle anan Başçeri, gazilere sağlıklı ve uzun bir ömür temenni etti.
Konuşmaların ardından şehitlerin ruhlarına ithafen Aşr-ı Şerif okunması ve Boğaz Şehitliği'ndeki mezarlıklara karanfil bırakılmasıyla tören sona erdi.