AA
AK Parti İstanbul milletvekili adayı Soylu, Beşiktaş Ortaköy Mahalle Buluşması'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tüm Türkiye'yi bir araya getiren zihniyet devrimi gerçekleştirdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önce Kürt'ün "Ben Kürt'üm" diyemediğini belirten Soylu, "Tayyip Erdoğan'dan önce Alevi 'Ben Aleviyim' diyemiyordu. Diyarbakır'dakiler bilirler, Diyarbakır'da arabalar 21 plaka değildi. Arabalar 34-35-06 plakaydı, memleketin başka tarafına gidersem bana bir şey yapmasınlar diye. Tayyip Erdoğan ile bu ülkede batıyla doğu, Akdeniz ile Karadeniz her taraf kardeş oldu." diye konuştu.
Soylu, Türkiye'de 1919'da bir kongre yapıldığını, birilerinin Amerika'nın mandasını istediğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Sekiz gün süren kongrenin sonunda 'Milletin geleceğini ancak milletin azim ve kararı kurtarır, manda ve himaye kabul edilemez' dendi, 104 yıldır Türkiye'de bu mücadele sürüyor. Batı bizden o manda, himayeyi kabul etmediğimizin intikamını aldı. 1960'da Menderes'i asarak aldı, daha sonra Demirel'in hanımına iftira ederek aldı, daha sonra Özal'a gününü yaşatmayarak aldı. Daha sonra Erbakan'a, daha sonra Türkeş'e, hepsini yaparak, hepsine iftira atarak, hepsinin önünü engelleyerek yaptı. Bu işi bir tek Tayyip Erdoğan aştı. Tayyip Erdoğan'a kızmalarının sebebi şudur: Batı'nın Türkiye'de ne kadar sızdığı yer varsa Tayyip Erdoğan 21 yıldır hepsini sildi, süpürdü, tasfiye etti."
Yedi yıla yakındır İçişleri Bakanlığı görevini yaptığını dile getiren Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir gün kendisini çağırdığını aktardı.
Soylu, o dönemde HDP'li belediyelerin Güneydoğu'da fink attığını ve terörü desteklediğinin altını çizerek, "Paraları dağa gönderiyorlar, 9 yaşındaki çocukları annelerinden alıp dağa gönderiyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız 'Artık ben buna tahammül edemiyorum, bunları görevden alacaksın Süleyman.' dedi. İki sabah sonra sabah 08.00'de, hepsini aynı saatte bir operasyonla derdest ettik. Peki o günden sonra ne oldu? O günden sonra Doğu ve Güneydoğu'da huzur var. Tıp fakültesini kazanan öğrenci sayısı o günden sonra yüzde 107 arttı. Doğu ve Güneydoğu'ya giden turist sayısı yüzde 46,5 arttı. Organize sanayi sitelerindeki şirket sayısı yüzde 130 arttı. Aynı zamanda üniversitede okuyan çocukların sayısı o bölgede yüzde 99 arttı. Doğu ve Güneydoğu'da her esnaftan haraç alınıyordu. Hadi şimdi alsınlar da görelim." değerlendirmesinde bulundu.
Bir gün Beşiktaş Belediyesi'ne LGBT bayrağı asıldığı haberinin geldiğini belirten Soylu, "Ya neyin nesidir bu LGBT bayrağı?" dediğini ifade etti.
Bakan Soylu, o dönemde bu durumların çok yaygın olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"O günün kaymakamını aradım. 'Ya yarım saatte bunu indirirler ya da polisi getirin, oradan zorla paçavrayı yırtar attırırım.' dedim. Dertleri Avrupa'da, Amerika'da erkek erkeğe evlilik var ya, kadın kadına evlilik var. Ben bunu söylüyorum da Meral Akşener'in ağırına gidiyormuş, Süleyman Soylu böyle söylüyor diye. Yahu LGBT ne demek? LGBT bu demek zaten, başka bir şey demek değil ki. Hala milleti kandırmaya, hala yalanlarını yutturmaya çalışıyorlar. Bizi ayakta tutan bütün bu zorluklara rağmen aile yapımızdır, dinimiz, inancımız, milli birlik, beraberliğimizdir, şu ay yıldızlı bayrağımızın, o kırmızı rengi, hilali ve yıldızıdır bizi ayakta tutan. Türkiye'de 'LGBT'yi getireceğiz' diyorlar. Ya sizin LGBT'nizi de süpürmezsek, sizi de süpürmezsek, sizi de tarihin çöp kovasına atmazsak bu millet bizlere öyle bir hesap sorsun."