AA
İstanbul'da düzenlenen Olağanüstü D-8 Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı Ortak Bildirisi'nde, Gazze'de derhal, kalıcı ve koşulsuz ateşkes sağlanması ve İsrail'in Gazze'deki Filistin halkına yönelik saldırılarının durdurulması talep edilirken, Filistin'in Birleşmiş Milletler'e (BM) tam üyeliği ve D-8 üye ülkelerinin Filistin davasına sarsılmaz desteği de teyit edildi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ev sahipliğinde Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlenen Olağanüstü D-8 Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nın ardından ortak bildiri yayımlandı.
Bildiride, D-8 üye devletleri dışişleri bakanlarının, Bakan Fidan'ın daveti üzerine İstanbul'da "İsrail'in Kudüs-ü Şerif de dahil olmak üzere Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da Filistin halkına yönelik acımasız saldırısını kınama konusundaki ortak tutumlarının" bir ifadesi olarak bir araya geldiği kaydedildi.
BM ve diğer uluslararası kuruluşların Filistin'le ilgili tüm kararları, İsrail güçlerinin suçları ve Filistin halkının 1967'den bu yana işgal altında tutulan tüm topraklarındaki özgürlük ve bağımsızlık hakkının hatırlatıldığı bildiride, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) Filistin davası ve işgal altındaki tüm Filistin topraklarına ilişkin tüm kararları teyit edildi.
Bildiride, D-8 üyelerinin, Filistin davasının merkezi öneminin ve işgal altındaki tüm topraklarını kurtarmak, tüm devredilemez haklarını uygulamak ve başkenti Doğu Kudüs olan, 4 Haziran 1967 sınırları boyunca bağımsız, egemen ve hemhudut bir devlette yaşamak için verdikleri meşru mücadelede tüm imkan ve kabiliyetlerle Filistin halkının yanında olduğunun altı çizildi.
Bildiride, adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın, bölgedeki tüm halklar için güvenlik ve istikrarı garanti altına alacak ve onları şiddet ve savaş sarmalından koruyacak tek yol olduğu ve İsrail işgaline son verilmeden ve iki devletli çözüm temelinde Filistin meselesi çözüme kavuşturulmadan bunun başarılamayacağı bir kez daha teyit edildi.
D-8 üyelerinin, en temel ahlaki ve insani değerlere saygı gösterilmeksizin 8 ayı aşkın süredir devam eden aralıksız İsrail saldırıları sebebiyle Gazze Şeridi'ne ve halkına yaşatılan insani felaket karşısında dayanışma içinde olduğunun teyit edildiği bildiride, "İsrail'in acımasız saldırılarının Filistin ekonomisi ve altyapısı üzerindeki yıkıcı etkilerinin yanı sıra bölgesel barış, istikrar ve refaha verdiği zararı kabul ederek, Gazze Şeridi'nde ve Doğu Kudüs dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistin halkına yönelik acımasız ve insanlık dışı İsrail saldırılarını en güçlü şekilde kınıyoruz." ifadelerine yer verildi.
Acil ateşkes çağrısının yapıldığı bildiride, şu ifadelere yer verildi:
"Derhal, kalıcı ve koşulsuz bir ateşkes sağlanmasını, İsrail'in Gazze'deki Filistin halkına yönelik saldırılarının durdurulmasını ve başta BM Güvenlik Konseyi'nin Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes sağlanmasını ve bunun yanı sıra insani ve tıbbi yardım sağlanmasını, yakıt, su, elektrik ve barınak temin edilmesini ve Gazze Şeridi'ne acil yardımların engelsiz ve yeterli bir şekilde ulaştırılması için mümkün olan tüm yollarla tam insani erişim sağlanmasını talep eden 2728 (2024) sayılı kararı olmak üzere ilgili BM kararlarının derhal uygulanmasını talep ediyor; Gazze Şeridi'ne derhal, güvenli ve engelsiz insani yardım ulaştırılmasını ve bu amaçla Gazze'de bir BM mekanizması kurulmasını talep eden 2720 (2023) sayılı BMGK kararına uyulması çağrısında bulunuyoruz."
Bildiride, tüm devletler, İsrail'in Uluslararası Adalet Divanı (UAD) tarafından emredilen geçici tedbirlere harfiyen uymasını sağlamaya, askeri saldırılarını ve Refah'taki Filistinli grubu fiziki olarak tamamen ya da kısmen imhasına yol açabilecek yaşam koşullarına maruz bırakan diğer eylemlerini derhal durdurmaya, Refah'tan çekilmek ve Refah sınır kapısı üzerinden güvenli, acil ve engelsiz insani erişimin yanı sıra Gazze Şeridi genelinde acil ihtiyaç duyulan temel hizmetlerin ve insani yardımın güvenli ve engelsiz bir şekilde sağlanması için gerekli koşulları sağlamaya ve BM'nin yetkili organları tarafından görevlendirilen herhangi bir soruşturma komisyonunun ve diğer gerçekleri tespit misyonlarının veya diğer soruşturma organlarının Gazze Şeridi'ne engelsiz erişiminin sağlanması için etkili önlemler almaya çağrıldı.
Tüm ülkelere özellikle de devam eden soykırım ve sahada uluslararası hukuka ve uluslararası insancıl hukuka yönelik ağır ihlalleri göz önünde bulundurarak, İsrail işgal güçleri tarafından Filistinli sivillere karşı işlenen tüm suçların durdurulması amacıyla diplomatik, siyasi, ekonomik ve hukuki baskı uygulama ve bütün gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulan bildiride, D8 ülkeleri, tüm ülkeleri söz konusu ihlallerin "hesabının sorulmasını sağlamak üzere uluslararası hukuk mekanizmaları nezdindeki hukuki süreçlere destek vermeye, müdahil olmaya ve katkıda bulunmaya" çağırdı.
Bildiride, "tüm ülkelerden İsrail'e ordusu ve radikal yerleşimcileri eliyle Filistin halkını öldürmek ve evlerini, hastanelerini, okullarını, camilerini, kiliselerini ve tüm mülklerini yok etmek için kullandığı silah ve mühimmatı tedarik etmeyi bırakması" talep edilirken, Güvenlik Konseyi ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun Filistin halkının korunmasına ilişkin 904 (1994) sayılı kararı ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 27 Ekim 2023 tarihli ve A/RES-10/21 sayılı kararı ve BM Genel Sekreteri'nin bu konudaki raporu da dahil olmak üzere kararların uygulanarak Filistinli sivillere koruma sağlanması ve bunun için pratik ve etkili bir uluslararası koruma mekanizması oluşturulması için çaba gösterilmesi çağrısında bulunuldu.
Mümkün olan bütün sınır kapılarının açılması ve gıda, ilaç ve yakıt bulunduran uluslararası insani yardım konvoylarının Gazze Şeridi'ne herhangi bir engelleme olmaksızın girişine izin verilmesi dahil olmak üzere Gazze üzerindeki tüm İsrail kuşatmasının kaldırılması talep edilen bildiride, Filistin halkının zorla yerinden edilmesi, topraklarından sürülmesi veya başka bir yere gönderilmesine yönelik her türlü girişimin mutlak bir biçimde reddedildiği bir kez daha teyit edilerek, yerlerinden edilmiş Filistinlilerin evlerine ve topraklarına koşulsuz dönüşüne yönelik çağrı yapıldı.
Bildiride, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) Filistinli mültecilere hizmet sağlanmasındaki rolü takdir edilerek, "Tüm devletleri ve Filistin halkına yardım ve hizmet sağlanmasındaki yeri doldurulmaz ve vazgeçilmez rolü ile tarihi yetki ve sorumluluğunu yerine getirmesi için uluslararası toplumu UNRWA'ya desteğini sürdürmeye çağırıyoruz." ifadesine yer verildi.
İsrail'in işgalci güç olarak sorumluluklarını yerine getirme ve işgali kalıcı hale getiren tüm yasa dışı tedbirlerini, özellikle yasa dışı yerleşimlerin kurulması ve genişletilmesi, toprakların müsadere edilmesi ve Filistin halkının evlerinden çıkarılması da dahil olmak üzere tüm yerleşim faaliyetlerini sonlandırma yükümlülüğünün vurgulandığı bildiride, "Filistin Devleti'nin ebedi başkenti Kudüs-ü Şerif üzerindeki tam egemenliğini, İsrail'in bu durumu değiştirmeyi amaçlayan ve uluslararası hukuka ve ilgili BM kararlarına göre geçersiz ve yasa dışı olan her türlü karar ve tedbirine karşı Filistin Devleti'nin bu kararları reddini ve karşı çıkmasını tasdik ediyoruz." denildi.
Bildiride, şu ifadelere yer verildi:
"İsrail'in Kudüs'teki kutsal mekanlara yönelik saldırılarını ve İsrail'in ibadet özgürlüğünü ihlal eden yasa dışı tedbirlerini kınıyor, mukaddes Mescid-i Aksa'nın/Harem-i Şerif'in ve kutsal mekanların tarihi statükosunun sözde ve uygulamada değiştirilmeden muhafaza edilmesi gerektiğini vurguluyoruz.
İsrail'in bölge ülkelerini kışkırtarak savaşı tırmandırmaya yönelik eylemlerini ve meşru gösterilemez saldırılarla İran'ın Şam Büyükelçiliğini hedef almasını şiddetle kınıyoruz.
Ekim 2023'ten bu yana çeşitli ülkelerden 100'den fazla gazetecinin ve 200'den fazla insani yardım görevlisinin İsrail'in eliyle öldürülmesinden üzüntü duyuyoruz.
Uluslararası toplumun, iki devletli çözümü Filistin halkının tüm meşru haklarını, özellikle de 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız, egemen ve (coğrafi) bütünlüğü haiz, başkenti Doğu Kudüs olan bir devlet için BM kararları uyarınca derhal harekete geçmesi gerektiğini vurguluyoruz."
Bildiride, nihai çözüme ulaşıldığında hükümlerinin tam ve sürdürülebilir bir şekilde uygulanabilmesi için bir garanti mekanizmasının gerekliliği kabul edilirken, "Filistin halkının devredilemez haklarını, Filistin'in Birleşmiş Milletler'e tam üyeliğini ve Filistin davasına dair uluslararası forumlardaki tüm kararları hayata geçirme mücadelesinde D-8 üye devletlerinin sarsılmaz desteğini teyit ediyoruz." ifadesine yer verildi.
Bir grup ülkenin Filistin Devleti'ni tanımaya yönelik son kararlarının bölgede barış adına gösterilen bir çaba olarak görülüp takdir edildiği belirtilen bildiride, "Filistin Devleti'ni henüz tanımamış olan tüm devletleri barışın, uluslararası hukukun, adaletin ve vicdanın bir gereği olarak tanımaya çağırıyoruz." açıklamasında bulunuldu.
Bildiride, ABD, Filistin'in bağımsız ve egemen bir devlet olarak BM'ye tam üyeliği konusundaki vetosunu kaldırmaya çağırılırken, "Filistinli kardeşlerimizi hedeflerine ulaşmak için verdikleri mücadelede birlik olmaya çağırıyor ve Filistinli gruplara ulusal uzlaşının tamamlanmasını hızlandırmaları çağrısında bulunuyoruz." denildi.
"Mısır Arap Cumhuriyeti'nin Dönem Başkanı olarak Gazze'ye insani yardım girişinin sağlanması ve kolaylaştırılmasındaki rolünü takdir ediyor, İsrail'in Gazze'ye yönelik acımasız saldırısını ve Filistin şehri Refah'a yönelik son işgalinin sonuçlarını göğüslemek üzere attığı tüm adımları destekliyoruz.
Gazze'deki duruma ilişkin D-8 Bakanlar Konseyi Olağanüstü Toplantısı'nı düzenleyen ve ev sahipliği yapan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni takdir ediyor ve toplantının üye ülkeler arasındaki kardeşlik, iş birliği ve dayanışma bağlarının daha da somutlaştırılmasında oynadığı rolü övgüyle karşılıyoruz.
D-8 Genel Sekreterine, Ortak Deklarasyonda yer alan unsurların takibi ve Gazze konulu müteakip Konsey toplantısının organizasyonu için istişareyi kolaylaştırma görevi veriyoruz."