Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, aralarında Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak'ın da olduğu gazetecilerle bir araya geldi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliğinin özel davetlisi olarak New York'ta katıldığı Sıfır Atık Özel Oturumu'nda BM Genel Kurulu'na hitap eden ilk Türk "First Lady" olan Emine Erdoğan, gazetecilerin sorularını cevapladı.
"BM konuşmanız çok güzeldi? Heyecanlandınız mı konuşmanızda?" sorusuna Emine Erdoğan, "Aslında ben 2011'de BM'de konuşmuştum. O yüzden heyecanlanmadım. Genel Kurulda konuşma yapan First Lady'nin çok olmadığını söylediler. Türkiye olarak ilanında öncülük ettiğimiz uluslararası bir günde, proje hamisi olarak konuşmak çok gurur vericiydi" cevabını verdi.
Soru: Ayrıca Guterres'in de konuşmasında gurur verici mesajlar vardı. Çok takdirle bahsetti sizden
Emine Erdoğan, "BM'de öğrendim Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanı olduğumu. Başkan Yardımcısı da Şili oldu. Bu fırsatı da çok iyi değerlendirmeliyiz" dedi.
Soru: Bugünkü BM Genel Kurul süreci nasıl başladı? İyi niyet beyanını nasıl bu kadar çok sayıda First Lady imzaladı?
Emine Erdoğan, "BM'den ziyade özel görüşmede teklif etti. BMGS'de konuşmasında kabul ettiğini duyurdu. "30 Mart etkinliği öncesi Genel Sekreter ile özel görüşme yaptık. Orada Danışma Kuruluna başkanlık etmemi teklif etti. Emsali olmadığını da söylediler. Şahsım ve ülkem adına tekliften memnuniyet duyduğumu ilettim. Başkan yardımcısının da Şili'den olacağını söyledi. Bu önemli fırsatı değerlendirmek için elimizden geleni yapacağız" ifadelerini kullandı.
Soru: Peki sizin Sıfır Atık merakınız nasıl başladı? Siz neler uyguluyorsunuz? Bu işin devamı nasıl gelecek?
Emine Erdoğan, "Atık konusu hep önemsediğim bir konuydu. Aslında bizim kültürümüzde de böyledir, bilirsiniz. Kendi evimde de olabildiğince atık üretmemeye, israf oluşturmamaya özen gösterdim. Ancak projeleştirilmesi bir gün dergide okuduğum bir haberle başladı. Evsel gıda atıklarından kompost yapıldığıyla ilgiliydi. Biraz araştırma yaptım ve konunun önemini o zaman fark ettim. Evdeki yiyecek atıklarını bahçeye kazdıkları bir çukura atarak, diğer yaprak vs bir şeylerle karıştırıp gübre yapıyorlar. Ben bilmiyordum. Ama Anadolu'da biliniyor. Kompost makinelerinin çeşitlerini bulduk internetten. Ev tipi olanlarını gördüm. Ben doğal gübre konusuna da kimyasallardan dolayı çok fazla önem veriyorum. Kimyasal gübreler maalesef hastalık olarak bize geri dönüyor. Oradan çok üzülüyordum, ama ne yapmak gerektiğini de bilmiyordum. Kompost, buna en güzel çareymiş. Hem atıklar gidiyor, çöp diye bir şey kalmıyor; hem de kompost ile doğal gübre oluşuyor. Beştepe'nin bahçesindeki bütün ağaçlar, çiçeklerin gübresi bu yöntemle üretiliyor. Kompostun uygulanmasını gittiğim her yerde söylüyorum, bilhassa belediyelere tavsiye ediyorum. Şu anda geldiğimiz noktada birçok kurumda ve evde kompost uygulaması başladı" dedi.
Soru: Zero Waste, yani sizin öncülüğünüzdeki sıfır atık projesi bu Birleşmiş Milletler'in farklı yapıları içerisinde nasıl bir yere oturacak? Yani BM Genel Sekreteri bundan sonrası için, yani biraz daha ... nasıl bir inisiyatif alacak, böyle isimler verdi mi, veriyor mu? Çünkü biraz da desteklemeye çok niyetli ve hevesli. Ama nereye oturtacak meselesiyle ilgili daha ileri götürebilir mi, kurumsallaşır mı?
Birleşmiş Milletler'de böyle bir oluşumun örneğinin olmadığını vurgulayan Emine Erdoğan, "Üç yıllık bir proje, ama tabi ben de keşke kalıcı bir kurumsallaşma olsa diye düşünüyorum, ama tabii Birleşmiş Milletler'in yapısında ne yapılabilir bilmiyorum. Zamanla araştıracağız, keşke kalıcı bir fonksiyonu olsa. Ben hiçbir kampanyamda böyle kalıcı olmayan şeylere girmem. Bazen ilk zamanlar geldiğimde işte bilmem ne kampanyası haydi bilmem ne kampanyası diyorlar ama 1 yıl sonra bitiyor, e niye bitiyor dedim, şaşırdım yani. Bilmiyorum tabii neler oluyor burada. Bize çok yardımcı oldular. Zaman gösterecek, yani ben de bilmiyorum henüz" dedi.
Soru: Nasıl işleyecek, yani şimdi hedef olarak ya da adım olarak neler yapacaksınız, biraz daha somutlaştırmak gerekirse?
Emine Erdoğan, "Yani sıfır atıkta neyi hedeflediysek, orada onu yapacağız. Bu kapsamda şimdi Sıfır Atık Vakfı kuruyoruz şimdi. Onun üzerinden devam edeceğiz" dedi.
Soru: Efendim, Sayın Cumhurbaşkanı eminim bugünkü BM Genel Kurulunda sizi takip etti, sonrasında da hiç görüşme imkânınız oldu mu? Eleştiri demeyeyim ama, size yönelik görüşü neydi...
Emine Erdoğan, "Canlı İzleyemedi, o sırada önemli bir toplantı varmış Savunma Bakanlığı'nın, Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı. Sonra izledi. Ama çıkar çıkmaz aradı, Benden çok heyecanlıydı" ifadelerini kullandı.
Soru: Büyük şirketler atık yönetimi konusunda kurumsallaşıyor birçok kurala uyuyor, ama sıfır atık bu konunun küçük işletmeler ve bireylere inmesinde de etkili oldu mu?
Emine Erdoğan, "Yani büyük şirketler bizim için çok önemli, onlar daha büyük tahribatlar yapabiliyorlar. O yüzden denetimleri arttırmak lazım, onlarla oturup konuşmak lazım; çok işimiz var" dedi.
Soru: Günlük hayatta vatandaşlara önereceğiniz küçük bireysel önerileriniz var mı?
Emine Erdoğan, "Tabi tabi, onları belirleyip sunmamız lazım, yani her konuda. Tabii bir yandan da biz de öğreniyoruz, yani ben bu işin uzmanı falan değilim, bir yandan öğreniyoruz, bir yandan da öğrendiklerimizi uygulamaya koymak istiyoruz. Yani bütün fikirlere de açığız bu anlamda" cevabını verdi.
Soru: Evde bizler de bazı ayrıştırmalar yapıyoruz, ama toplama merkezleri çok uzakta, üşeniyoruz oraya kadar götüremiyoruz ne yapmalıyız? Belediye mi yoksa nereden talep etmeliyiz?
Emine Erdoğan, "Aynen öyle, belediyelere, belediyelerin çok önemli rolü var, onlarsız bir şey yapamayız yani. Evet Bakanlık var, belediye... Yani belediyeyi uygulama yapmıyorsa zorlamanız lazım, imza toplamak lazım" dedi.
Soru: Yaptırım gelmesi veya teşvik gelmesi lazım. Su israfına ilişkin belki farklı uygulamalar gelmeli?
Emine Erdoğan, "İtalya'da 15 sene belki olmuştur. Bir lokantaya gitmiştik, biraz eski bir yer galiba. Orada yemekten sonra elimi yıkamak için yer istedim, kapalı bir yerde değil, böyle antrenin sonunda bir lavabo var, orada elimi yıkayacağım, baktım açma-kapama falan yok, sadece ayakla pedalı var, görmüşsünüzdür. Yani bunu ben kaç senedir, kaç bakana söyledim. Ne olur, o kadar güzel idare ediliyor ki, elinizi yıkıyorsunuz, o akıyor yani oradan, Mesela o ayak pedalını bir uygulayabilsek harika bir şey, çünkü idare sizde, ama elle olmuyor, su akıyor böyle" dedi.
Soru: Tekstilde çevre sıfır atık üzerine de güzel şeyler yaptınız.
Emine Erdoğan, "Yani böyle her şeyle ilgilenince kafa patlatıyorsun, valla ne yapacağız bilmiyorum? Herkes bir elini taşın altına koysun" ifadelerini kullandı.
Soru: Efendim, çok önemli şeylerden biri bence şu oldu: Ben eskiden bu konularda yazı yazarken, televizyon programı yaparken diyorlardı ki; aman işte ne gerek var, bir sürü önemli konu var, ne gerek var falan... Israrla yani, 80'li yılların sonundan itibaren, çünkü dünyadaki trend böyleydi, İngiltere'de, Amerika'da bu konuda çok ciddi çalışmalar yapılıyordu. Fakat şimdi sizin bu gayretiniz ve liderliğinizle bence geri dönüşü olmayacak şekilde bir farkındalık oluştu. Politikacıların gündeminde de, çünkü iklim değişikliği değil artık bir iklim krizi olduğu ortaya çıktığı için. Yani hiçbir yerde kar yağmıyor, garip-garip şeyler oluyor, efendim Suudi Arabistan'da sel oluyor falan. Artık insanlar doğrudan kendi hayatlarına dokunduğunu gördükleri için gerçekten bir farkındalık var. Ama dediğiniz gibi bunu böyle nakış gibi işlemek lazım, her noktada durmadan sürekliliğini sağlamamız lazım.
Emine Erdoğan: Evet, sadece benimle mi düzelecek dememek lazım.
Soru: Bu noktada bilmiyorum belki vardır, ben bilmediğim için, Milli Eğitim Bakanlığı'yla mesela ders kitaplarına sıfır atık, hani hep eğitim diyoruz, şimdiki çocuklar israf diyoruz ya, mesela ders kitaplarında öyle bir şey var mı?
Emine Erdoğan: Müfredatta vardı aslında, ama lise döneminde vardı iklim değişikliği, ama onun kapsamını geliştirdiler.
Soru: Efendim, benim oğlum anaokulunda 6 yaşında, tasarruf avcısı olmuş. Evde sürekli ışıkları kapatmaya çalışıyor. Bir de ödül vermişler, her gün işaretliyor ne kadar tasarruf yaptım diye. Bu sürdürülebilir olmasını sağlamak için sanırım onlara emanet etmek lazım. Bizi o zorluyor. Biz ona işte çeşmeyi kapat demiyoruz, o arkamdan geliyor ve her gün bir ödül alıyor... Bu bir çalışma haline dönüşür mü, burada sizin önerileriniz olursa destek olur mu, belki Bakanlık daha yoğun bir kampanyayı... Daha küçük yaşlardan belki hani Sıfır Atık Projesinin onlara daha anlaşılır şekilde olması... Ya da sizin ailede de var mı böyle tasarruf avcıları?
Emine Erdoğan: Hay maşallah, işte böyle olması lazım. Çocukları yetiştirirsek artık inşallah geleceğimiz onlara emanet, inşallah kurtarırız geleceğimizi.
Soru: Sıfır Atık'la birlikte kadınlar da çok sahip çıktı. Aslına bakarsanız tasarrufu da yapanlar kadınlar. O zaman bu bir kadın hareketi diyebilir miyiz?
Emine Erdoğan: Evet, çok haklısınız. Böyle de diyebiliriz.
Soru: Ben bir şey sormak isterim merak ettiğim. Habitat İcra Direktörüyle konuştuğumuzda özellikle bu depremden de arta kalan enkazın kaldırılmasıyla ilgili olarak daha doğrusu ayrıştırılmasıyla ilgili olarak neler yapılabilir? Bunlar Lübnan'da da çok ağırlıklı çalışmışlar. En son bizim örneğimiz buydu dedi. Sizinle konuşup-konuşmadığını sormuştum ben kendisine, konuşuldu dedi...
Emine Erdoğan: Tabii, birlikte gittik bölgeye.
Soru: Yani bölgedeydiniz zaten, hemen akabinde yaptık zaten röportajımızı. Acaba onunla ilgili Birleşmiş Milletler, yani bu enkazın ayrıştırılmasıyla ilgili, yani Sıfır Atık Projesiyle de irtibatlı olarak neler yapılıyor?
Emine Erdoğan: Habitat'ın elemanları zaten bizim bölgede çalışıyorlar, biraz önce birlikteydik, bizim bölgede olduklarını söyledi. Zaten belli yapılacak şey, Bakanlığımız yapıyor, yani demiri ayrıştırıp tekrar kullanıma sokacaklar, betonu toz hâline getirip tekrar kullanacaklar. Cam atıkları, ahşap atıkları, tekstil atıkları... Hepsi dönüşüm olacak. Onu biz biliyoruz...
Soru: Peki, ne kadar zaman alacağını öngörüyorsunuz ayrıştırmanın, ne kadar zaman alacağını?
Emine Erdoğan: Ayrıştırma için bir şey diyemeyeceğim, bir yandan da evler yapılıyor çünkü. Yani her şey birden yapılıyor, zaman vermek zor.
Soru: Bir proje söz konusu olabilir mi?
Emine Erdoğan: Bugün IOM Uluslararası Göç Örgütü direktörü ile görüştük. Tam bunları konuştuk, bizim hâlihazırda yaptıklarımızı söyledi. Ayrıcı getirdikleri çadırların mutlaka geri dönüşmelerini biz üstleniyoruz, hiçbir çöp bırakmayacağız dediler. Bu önemliydi. Bir de ben şimdi çadır ve konteynırlarda tek kullanımlık yerine metal mutfak setlerinin dağıtımına önem veriyorum.
Emine Erdoğan, söyleşinin ardından gazetecilere "Sıfır Atık" kitabını hediye etti.