DHA
Şentop, CHP'nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Sedat Peker'den 10 bin dolar alan siyasetçi var" açıklamasının aydınlatılması için yaptığı başvuruya 3 sayfalık mektupla yanıt verdi. Şentop'un, CHP Grup Başkanvekili Özgün Özel adına gönderdiği mektupta, bahsi geçen siyasetçinin şu anda Meclis çatısı altında milletvekili olmadığını vurgulayarak, konunun yargıya taşındığına dikkat çekti. Şentop mektubunda, CHP Genel Başkanı, Grup Başkanvekilleri ve Milletvekilleri tarafından imzalanan 24 Mayıs 2021 tarihli dilekçede yazılanları hatırlatarak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, bir televizyon programında dile getirdiği iddiaya atıfta bulunularak, söz konusu iddia nedeniyle TBMM saygınlığına gölge düşürüldüğü ve tüm milletvekillerinin töhmet altında bırakıldığının belirtildiği, iddiaya konu ismin kamuoyuna açıklanması ve gereğinin yapılmasının talep edildiğine işaret etti. Şentop, CHP'nin, kendisinden, siyaset kurumu ile Parlamento'nun üzerine düşen gölgenin kaldırılması konusunda halen Parlamento'nun atması gereken adımlar bulunduğundan bahisle, demokrasi ve hukuk devleti ilkesinin TBMM Başkanı'na yüklediği sorumluluğun yerine getirilmesini talep ettiğini de vurguladı.
Şentop, mektubunda şöyle dedi:
"Öncelikle belirtmek isterim ki; TBMM Başkanlık makamı tarafından TBMM'nin adının böylesi bir iddiayla anılmaması, milletvekillerimizin zan altında bırakılmaması ve gerektiği takdirde iddia edilen hususla ilgili hukuki süreçlerin başlatılabilmesi açısından söz konusu iddiayla ilgili varsa bilgi ve belgelerin adli makamlara ve TBMM Başkanlığı'na gönderilmesi hususunda kaleme alınan 27 Mayıs 2021 tarihli yazı aynı gün İçişleri Bakanlığı'na iletilmiştir. Bu yazıya cevaben İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Başkanlığımıza gönderilen 16 Haziran 2021 tarihli yazıda ise, bahse konu eylem ile ilgili olduğu değerlendirilen siyasetçinin Gazi Meclisimizin çatısı altında yer alan bir milletvekili olmadığı, tüm hususlar ve iddialara ilişkin olarak adli makamlara başvurulduğu ve sürecin devam ettiği bilgisi verilmiş olup; bu hususları 17 Haziran 2021 tarihli basın açıklamamda dile getirmiş bulunmaktayım. Bu çerçevede ilgide kayıtlı dilekçelerinizde bahsi geçen iddialarla ilgili yaptığım girişimler sonucu edindiğim bilgilerin tamamını partiniz mensupları dahil tüm kamuoyu ile zaten paylaşmış olmam ve tarafınıza iletebileceğim, basın açıklamamda ifade ettiğim hususlar dışında kalan başka bir bilgi bulunmaması sebebiyle, yazılı olarak cevap vermemeyi tercih etmiş bulunmaktayım. Bu çerçevede anılan iddianın adli makamlara ulaştırıldığı bilgisi edinildikten ve kamuoyu ile paylaşıldıktan sonra, konuyla ilgili yargı sürecinin tamamlanmasını beklemek dışında gerek TBMM gerekse TBMM Başkanlığı tarafından yapılabilecek resmi bir işlem bulunmadığı malumlarınızdır."
TBMM Başkanı olarak görevinin, mevcut milletvekilleriyle sınırlı bir görev olmadığını, önceki dönem milletvekillerinin haklarından da sorumlu olduğunu belirten Şentop, "Yargıya intikal etmiş bir konuda, somut olarak TBMM Başkanı'na düşen hangi hukuki sorumluluğa tekabül ettiği anlaşılamamıştır. Bu çerçevede ilgide kayıtlı dilekçelerde tarafımdan beklenen husus eğer dilekçelerinizde bahsi geçen iddiaya konu kişinin adının açıklanması ise, öncelikle söz konusu iddianın sahibinin şahsım olmadığını, dolayısıyla bu kişinin kim olduğunun açıklanmasının tarafımdan istenilmesinin makul olmadığını hatırlatmak isterim. Tüm milletvekillerimizin kanunlarla kendilerine tanınan haklardan en iyi şekilde yararlanmalarını temin etme azim ve kararlılığı ile yerine getirdiğimin bilinmesini isterim. Ancak bu görevimi yerine getirirken, Anayasa'nın 6'ncı maddesinde yer alan 'hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz' hükmü gereğince, Anayasa, İç Tüzük veya kanunlarla tarafıma tanınmayan bir yetkiyi kullanmamın TBMM Başkanı olarak şahsımdan beklenemeyeceği açıktır" ifadelerini kullandı.