Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları, bakanları ve delegasyonları bir araya getiren BM Genel Kurulu görüşmelerinin 78'incisi, yarın New York'ta başlayacak.
Başkan Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu öncesi ABD'deki diplomasi trafiğini de sürdürüyor.
ABD'DE İKİNCİ GÜN TEMASLARI
Erdoğan, bugünkü programı kapsamında, New York'taki Türkevi'nde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve SETA tarafından düzenlenen ABD'li bazı düşünce kuruluşu temsilcileriyle yuvarlak masa toplantısına katıldı.
Toplantıda Türkiye'nin, Cumhuriyetin ikinci asrına Türkiye Yüzyılı vizyonuyla hazırlandığına vurgu yapan Başkan Erdoğan, Türkiye'nin küresel ve bölgesel sorunların çözümüne katkı sağlamak; bölgesinde barış, istikrar ve refahın tesisi; uluslararası sistemin adaletsizliklerini giderme gibi amaçlarından söz etti.
Rusya-Ukrayna savaşının adil bir barışla sonuçlanması için çaba sarf ettiklerini belirten Başkan Erdoğan, tüm çatışma alanlarında kalıcı barışın tesisi ve Türkiye'nin dostlarının sayısını artırma amaçlarıyla diplomasiye öncelik vermeye devam edileceğini söyledi.
Başkan Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin canlandırılması için açılan fırsat penceresini işaret etti. Bu konuda Avrupa Birliği'nin tavrının belirleyici olacağını özellikle belirtti. Türkiye-ABD ilişkilerinin ise gelişmesinden duyulan memnuniyeti anlattı. ABD Başkanı Biden'la iki ülke arasındaki meselelerde zaman zaman baş gösteren tıkanıklıkların çoğunun açıldığını, temasların pozitif gündemle artırılması kararını duyurdu.
Başkan Erdoğan, PKK, FETÖ, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütleri ile ayrımsız mücadele ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine onurlu geri dönüşleri gibi konularda uluslararası dayanışmanın artırılması gerekliliğini ortaya koydu.
Toplantıda Başkan Erdoğan, uluslararası sistemin kurallara dayalı ve adil bir biçimde reforma tabi tutulması gereğinin de altını özellikle çizdi. Son zamanlarda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres başta olmak üzere birçok ismin bu anlayışı ortaya koyan söylemlerini hatırlattı.
Başkan Erdoğan, tüm bu gelişmelerin kendisinin dillendirdiği "Dünya Beşten Büyüktür" tespitinin teyidi anlamına geldiğini belirtti.
Başkan Erdoğan, İslam düşmanlığı, ırkçılık ve kutsallara yönelik saldırıların arttığını da anlattı ve bunlara ifade özgürlüğü gerekçesiyle göz yumulmasının oluşturduğu büyük tehlikeyi de gözler önüne serdi. Herkesi bu çirkin olaylara tepki göstermeye çağırdı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımız ve SETA tarafından düzenlenen ABD'li bazı düşünce kuruluşu temsilcileriyle yuvarlak masa toplantısına katıldı.Türkiye'nin, Cumhuriyetin ikinci asrına Türkiye Yüzyılı vizyonuyla... pic.twitter.com/6Gyc6ppxP5
— T.C. İletişim Başkanlığı (@iletisim) September 18, 2023 TOPLANTI SONRASI BAŞKAN ERDOĞAN'DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMLAR...ABD'de Düşünce Kuruluşu temsilcileriyle yuvarlak masa toplantısı yapan Başkan Erdoğan, açıklamalarda bulundu.Toplantıdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye açısından tarihi ve sembolik anlamı yüksek bir yılı idrak ediyoruz. Cumhuriyet'imizin yüzüncü yıl dönümüne ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. Cumhuriyet'imizin ikinci asrına 'Türkiye Yüzyılı' vizyonuyla hazırlanıyoruz." diye konuştu.
Bu vizyonun temel sac ayaklarından birini dış politikanın oluşturduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dış politikamız, küresel ve bölgesel sorunların çözümünü, yakın bölgemizde barış, istikrar ve refah kuşağı tesis etmeyi, uluslararası sistemin adaletsizliklerini gidermeyi hedefliyor. Cumhuriyet'imizin ikinci asrına güçlü ve öz güvenli şekilde girmekte olduğumuzun birçok emaresi mevcut. 6 Şubat'ta insanlık tarihinin en büyük tabii afetlerinden birini yaşamış olsak da depremin yaralarını hızla sarıyoruz. Ekonomide 2023'ün ilk yarısında yüzde 3,9 oranında büyüme kaydederek büyüme performansımızı kesintisiz on iki çeyreğe çıkardık. İhracatta da yılın ilk sekiz ayında 165 milyar doları, yıllık bazda 253,5 milyar doları yakaladık. Gizli-açık kısıtlamalara rağmen savunma sanayisi alanında küresel oyuncu haline geldik. 2023'ün ilk yarısında savunma ihracatımız 2 milyar 400 milyon dolara ulaştı. Önümüzdeki dönemde bu ivmeyi yukarılara çıkaracağız."
"TÜRKİYE'NİN ARABULUCULUK ALANINDAKİ KONUMUNU PEKİŞTİRDİK"
Türkiye'nin 260 dış temsilcilikle dünyanın en geniş diplomasi ağına sahip ilk 5 ülkesi arasında yer aldığını vurgulayan Erdoğan, "Bölgesel ve küresel krizlerde üstlendiğimiz kritik rollerle arabuluculuk alanındaki konumumuzu pekiştirdik." ifadesini kullandı.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın adil barışla sonuçlanmasına yönelik arabuluculuk, kolaylaştırıcılık çabalarının devam ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birleşmiş Milletlerle işbirliği içinde hayata geçirdiğimiz Karadeniz Girişimi, 33 milyon ton tahılın boğazlardan sevkiyatını sağlayarak gıda krizinin kötüleşmesine engel oldu. Esir takasları ve İstanbul süreciyle savaş ortamında bile tarafları bir araya getirmeyi başardık. Rusya ile Ukrayna arasında adil ve kalıcı bir barışın tesisi için diyalog ve diplomasiye öncelik vermeyi sürdüreceğiz." dedi.
"Bizim amacımız, dostlarımızın sayısını mümkün olduğunca çoğaltmaktır." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Karşılıklı diyalogla ilk etapta çözümsüz görünen birçok meselenin üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz. Körfez'den Batı dünyasına pek çok bölgeyle bunu başardık. Kazan-kazan anlayışı içinde ilişkilerimizde yeni bir sayfa açtık, çok kısa sürede çok büyük mesafeler aldık. Bunu ilerletmekte kararlıyız. İçinde bulunduğumuz kritik dönemde Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin yeniden canlandırılması için bir fırsat penceresi açıldığını görüyoruz. Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin canlandırılmasının önemini vurgulamaya devam ediyoruz. Şüphesiz tek başına bizim istememiz yeterli değildir. Bu gayretlerimizin hedefine ulaşmasında AB'nin tavrı da belirleyici olacaktır."
"TERÖRİSTLE MÜZAKERE OLMAZ, DOSTLUK, ORTAKLIK KURULMAZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-ABD işbirliğinin gelişmesinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, "Sayın Biden'la yaptığımız görüşmelerde tıkanıklıkların önemli kısmını aştık, pozitif gündem çerçevesinde temaslarımızı artırma kararı aldık. Her iki ülke için de tehdit kaynağı olan terör konusunda işbirliğimizi güçlendireceğiz" dedi.
Bölgede yaşanan her gelişmenin "iyi terörist"-"kötü terörist" ayrımının ne kadar yanlış olduğunu gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, "Her zaman söylediğimiz gibi teröristle müzakere olmaz, dostluk, ortaklık kurulmaz. Terörle ancak mücadele olur. DEAŞ'tan PKK ve FETÖ'süne kadar insanımızın canına, devletimizin bekasına ve demokrasimize kasteden tüm yapılarla mücadelemizi sürdüreceğiz." diye konuştu.
Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olarak, Suriyeli sığınmacıların güvenli, onurlu ve gönüllü geri dönüşlerini teşvik ettiklerini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Şimdilik 600 bine yaklaşan geri dönen sayısına şu an yapımı süren kalıcı konutların tamamlanmasıyla 1 milyon kişi daha eklenecektir. Ancak bu alanlarda ülkelerin münferit çabalarının yeterli olmadığını, uluslararası dayanışmanın artırılmasının gerektiğini görüyoruz. Küresel güç rekabetinin uluslararası sisteme verdiği zarardan endişe duyuyor, kurallara dayalı ve adil bir uluslararası düzeni savunuyoruz. Bu bağlamda Güvenlik Konseyi başta olmak üzere Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların günümüzün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde reforma tabi tutulması gerektiği kanaatindeyiz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de geçtiğimiz günlerde bu noktaya değinerek 'İkinci Dünya Savaşı sonrası inşa edilen çok taraflı kurumların bugünün dünyasını yansıtmadığını' belirtti. Özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde daha fazla temsilin olması gerektiğine dikkati çekti. Bu görüş, bizim uzun zamandır dile getirdiğimiz 'Dünya beşten büyüktür' tespitimizi teyit ediyor."
"TÜRKİYE, TEPKİSİNİ EN NET BİÇİMDE ORTAYA KOYDU"
İslam düşmanlığı ile dini kutsallara yönelik saldırıların vahim bir noktaya geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
"Irkçılık, yabancı karşıtlığı ve bu temelde işlenen ancak kimi ülkelerde ifade özgürlüğü öne sürülerek müsamaha gösterilen nefret suçları, hepimiz için büyük bir tehdide dönüşmektedir. Daha fazla vakit kaybedilmeden bu konuda harekete geçilmesi gerekiyor. Diğer türlü, kışkırtmalar çoğaldıkça farklı inanç grupları arasında üzüntü verici olayların yaşanma ihtimali de artmaktadır. İnsanların barış içinde yaşama iradesini dinamitleyen bu tür eylemler karşısında Türkiye, tepkisini en net biçimde ortaya koymuştur. Bundan sonra da hukuk ve demokrasi zemininde tepkimizi göstereceğiz. Bu konuda uluslararası alanda farkındalık oluşturma noktasında sizlere de görev düştüğüne inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu kapsamında, eşi Emine Erdoğan öncülüğünde Türk Evi'nde "Küresel Sıfır Atık Hareketine Doğru" etkinliği kapsamında düzenlenen imza törenine katıldı.
YARIN 13'ÜNCÜ KEZ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURULU'NA HİTAP EDECEK
BM Genel Kurulu'nda bugüne kadar 12 konuşma yapan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, yarın bir kez daha BM kürsüsünden mesajlarını uluslararası kamuoyuyla paylaşacak.
Erdoğan, BM Genel Kurulu'na ilk kez 2005'te "Başbakan" sıfatıyla hitap etmişti.
BM KÜRSÜSÜNDEN "DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR" VURGUSU
Erdoğan, ilk kez Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından katıldığı 2014 yılındaki 69. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda dile getirdiği "Dünya beşten büyüktür" ifadesiyle, BM'nin reform ihtiyacını net şekilde ortaya koydu.
Erdoğan, o konuşmasında şunları kaydetti:
"Daha fazla gecikmeden, daha fazla mazlum insan, masum insan hayatını kaybetmeden, küresel vicdan daha fazla yaralanmadan, Birleşmiş Milletler sorunlara ağırlığını koymalıdır. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, dünya beşten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin dünya gerçekleri ile bağdaşmayacak şekilde Birleşmiş Milletleri etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir. Tüm alınan kararlar, bakıyorsunuz bir ülkenin iki dudağı arasındadır. Eğer 'hayır' derse hayır, 'evet' derse o zaman icraata geçilebiliyor. Filistin'de sadece birkaç ay içinde 2 binden fazla masum insan katledilirken, Birleşmiş Milletler beklenen çözümü üretememiştir. Suriye'de 4 yıldır 200 binden fazla kişi katledilirken, 9 milyona yakın insan yer değiştirirken, Birleşmiş Milletler yine etkili çözümler sunamamıştır."