AA
Trakya Üniversitesi (TÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazan ayında beslenme düzeninin değiştiğini, özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında evde kalınan bu dönemde, dengeli beslenme ve sıvı alımına titizlikle dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
Ramazanda bazal metabolizma hızının genellikle yavaşladığını ve sindirim sıkıntıları oluşabildiğini anlatan Pehlivan, "Doğru beslenme tarzı, yani yeterli ve dengeli beslenme ve basit egzersizler yaparak metabolizmanın yavaşlaması engellenebilir." dedi.
Pehlivan, yağ ve karbonhidrat içeriği yüksek olan hamur işleri, kızartma ve kavurma işlemleriyle hazırlanmış yiyecekler ve ramazana özel tatlıların bu ayda arttığının altını çizerek, düzensiz beslenmenin mide yanması, uyku bozukluğu, kabızlık, dikkatsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi gibi bazı sağlık problemleri oluşturabileceğini dile getirdi.
İftarda, bir öğünde büyük porsiyonlar yerine, aralıklı ve her seferinde küçük porsiyonlar şeklinde beslenmenin, vücut sağlığı için çok faydalı olduğunu vurgulayan Pehlivan, şunları kaydetti:
"İftara su, geleneksel yiyeceklerimizden olan 1-2 hurma, peynir, söğüş sebzeler veya az yağlı salata, zeytin gibi kahvaltılık ürünleri ya da başlangıç yemeği olarak az yağ ile hazırladığınız çorba gibi hafif yemeklerle başlayınız. Yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek tüketiniz, ardından biraz bekledikten sonra yani 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, kuru baklagil yemeği veya az yağlı salatayla devam edebilirsiniz. Bu tür yiyecekler kan şekerinizi yavaş yavaş yükselterek, sindirim sisteminizin birdenbire yüklenmesini engelleyecektir."
İftar sofralarında enerji içeriği yüksek ve kan şekerini aniden yükselten beyaz ekmek, pide, pirinç pilavı, kızarmış sebze ve şerbetli tatlılardan kaçınılması gerektiğini belirten Pehlivan, yemeklerin haşlama, fırında ve buğulama gibi sağlıklı yöntemlerle pişirilmesi tavsiyesinde bulundu.
- SIVI TÜKETİMİNE DİKKAT EDİLMELİ
İftar ve sahurda sıvı tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Pehlivan, şöyle devam etti:
"Birdenbire aşırı sıvı alımı, özellikle enerji yoğunluğu ve basit şeker içeriği yüksek şerbet, komposto, gazlı içecekler gibi bazı içeceklerin tüketimi, sindirim rahatsızlıkları ve kan şekerinin aniden yükselmesine neden olabilir. Oruç açılırken sade içme suyu, eğer başka içecekler de tüketmeyi planlıyor isek veya çok susamış isek, öncelikle sade içme suyu, ayran, cacık gibi süt ürünleri veya az şekerli limonata, komposto veya taze sıkılmış meyve suyu gibi içecekleri tüketebiliriz."
Beslenme uzmanı Pehlivan, gün boyunca sıvı tüketiminin olmamasının, dehidratasyona (vücut suyu noksanlığı) neden olabileceğini vurgulayarak, "Susama hissi duymasanız bile iftar ve sahur arasında en az 8-12 su bardağı kadar su içiniz. Suya ek olarak çay, kahve gibi kafein içeren içecekler yerine süt, ayran, kefir, sade soda, taze sıkılmış meyve-sebze suları, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edebilirsiniz. Sahur öğününden sonra da mutlaka su içilmeli." diye konuştu.