FADİME ÖZKAN
UYSAL: Şu an İstanbul’da 275 km’lik metro inşaatı devam ediyor. Dünyada en fazla metro inşaatı olan şehir konumundayız. 2023’te İstanbul’da 1100 km’lik metronun işler hale gelmesini hayal ediyoruz, onun için çalışıyoruz.
***
Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye’sini 1994’te kazandı ve Türkiye belediyecilik siyasetinde hakikaten bir çığır açtı. 2019’da 25 yıl olacak Tayyip Bey ile başlayan bu dönem. Uzun bir süre bu, çeyrek yüzyıl. Haliyle belli hizmetlerde doyum noktasına ulaşıldı, bir hafıza oluştu, beklentiler yükseldi. Ama İstanbul da büyüdü, sorunları da. Bu esnada 25 yıl boyunca bütün seçimleri Tayyip Bey’in partisi kazandı. Ama öte yandan seçmen de her seçimde yeniden karar veriyor. Bu bağlamda 2019’da İstanbullular AK Parti’ye neden yeniden oy versin?
Türkiye belediyecilik hizmetleri açısından dünyada ilk sıralarda. Birçok yabancı ülke gelip Türkiye’de belediyecilik nasıl yapılıyor diye araştırıyor. Bunun öncüsü de İstanbul. 1994’te Sayın Cumhurbaşkanımız ile başladık. O vakitler, devasa yatırım ihtiyaçları vardı. Biz o süreçten itibaren hep iyi şeyler yapmışız. Ama ülkenin ekonomik durumuyla orantılı olarak yapabiliyorsunuz bunları. Bugün şükür durum o yıllara kıyasla çok çok iyi. Metroyu yapmışız, 150 km’ye getirmişiz ama bununla yetinmiyoruz. Hedefimiz olan 1100 km’ye çıkarmak için çabalıyoruz. Yollarımızı, altyapıyı yapmışız ama olduğu yerde bırakmıyoruz, geliştirmek için çabalıyoruz. İstanbul’u dünyadaki şehircilik anlamındaki gelişmelerle aynı anda buluşturmak için kurumsallaşmışız. Yani akan bir nehir gibiyiz. İstanbulluların beklentileri doğrultusunda alt yapıdan üst yapıya, sosyal hizmetlerden çevreye, gençlerimizden yaşlılarımıza, engellilerimizden kadınlarımıza kadar toplumun bütün kesimlerini ve ihtiyaçlarını gözeten bir disiplinimiz var. İstanbullular da bunu yakinen görüyor. Biz de bunları geliştirerek devam ettireceğiz.
VATANDAŞ BELEDİYENİN ÇALIŞTIĞINI BİLİYOR
Sizce İstanbullular İBB’den hizmet beklerken ne istiyorlar?
Birebir görüşmelerimde ve yaptırdığımız anketlerde sokaktaki vatandaşın büyükşehirde iş yapılmıyor gibi bir yorumu yok. İşle ilgili eleştiri yok. İşin yapılış şekliyle ilgili bazı eleştiriler olabiliyor bazen. İstanbullular mesela İGDAŞ’ın çalışmadığını düşünmüyor, evet çalışıyor, her ücra noktaya gaz gitmiş ama çalışırken kaldırımı niye kazdın, zamanında niye kapatmadın, trafiğin pik saatlerinde niye kazıyorsun gibi sitemleri oluyor. Biz bunlara da çok dikkat ediyoruz, halkın isteğine göre yapmaya çalışıyoruz.
275 KM’LİK METRO İNŞAATI SÜRÜYOR
İstanbul’un sorunlu alanları neler size göre?
Daimi ikamet nüfusu 15 milyonu aştı. Günlük olarak dışarıdan, yurt dışından gelenleri hesap ettiğimizde 17-18 milyon oluyor. Dünyada 15 milyonu aşan ama İstanbul gibi 100 km uzunlukta 20 km eninde bir alana kurulmuş başka bir şehir yok. Ulaşımı fiziki açılardan gerçekten zor. Geçtiğimiz dönemlerde de ulaşım her zaman öncelikli olmuş. Yatırımın en büyüğü ulaşıma yapılır İstanbul’da.
En büyük yatırım da metroya herhalde. Çalışmaları ne durumda?
Tabii eskiyle kıyasladığımız zaman teknolojinin gelişmesiyle yeni ulaşım imkanları oluşturmak daha rahattır genel olarak. Eskiden İstanbul gibi bir yerde kazma kürekle metro yapmayı düşünün, bir de bugünkü TBM denilen teknoloji ile metro yapmayı düşünün. Eskiye kıyasla çok daha kolay. Ekonomik olarak kıyaslayınca daha ucuz. Daha ucuz dediğim de aslında dünyanın gözünün korktuğu, yatırımdan çekindiği rakamlar. İşte biz Aralık ayında sürücüsüz metroyu açtık, dünyada sadece altı şehirde var, yedinci olarak biz açtık. Şu anda İstanbul’da toplamda 275 km’lik metro inşaatı devam ediyor. Dünyada en fazla metro inşaatı olan şehir konumunda olduğumuzu düşünüyorum.
CUMHURBAŞKANIMIZ İSTANBUL’DA ÇOK İYİ BİR SİSTEM KURMUŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti’nin başına döndüğü günden beri partiye, teşkilata, belediyelere yönelik bir dizi eleştirisi ve tavsiyesi oldu. Bu süreçte de bazı istifalar ve yer değiştirmeler oldu. 2004’ten beri İBB başkanlığı yapan Kadir Topbaş da istifa etti ve siz de belediye meclisindeki seçim sonrasında onun yerine belediye başkanı oldunuz. Devraldığınızda ne buldunuz?
İBB, Türkiye’de belediyelere öncülük yapabilecek dinamik yapıya sahip bir belediyedir. Hizmet esaslı yeni nesil belediyeciliğin kuruluşu Cumhurbaşkanımız ile beraber burada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda (İBB) başladı. O iyi bir sistem oturtmuş. AK Parti belediyeciliği burada kurumsallaşmıştır. O sistem İBB’yi Türkiye’nin diğer yerlerine örnek belediye olarak hazırlamış. İnsan yetiştiren, bürokrat ihraç eden bir konumda İBB.
VATANDAŞ YENİLİK İSTİYOR
Değişime neden ihtiyaç oldu sizce? Kadir Topbaş neden gitti, siz neden geldiniz?
İstanbul dinamik bir yapı, 24 saat yaşayan bir şehir. AK Parti’nin de en büyük özelliği çok dinamik bir yapıyı sürdürüyor olması. Yani yeniliklerde öncü olması, en iyisini yapması, o heyecanını kaybetmemesi. Dördü büyükşehir altı belediyede, daha sonra ilçelerden de istifaların olduğu süreçle ilgili şöyle düşünüyorum. Genel merkezin kararı tabii bu ama tahminen diyorum ki; evet hizmetler yürüyor olsa bile rutinde kaldıysa, bu manada vatandaş da artık yenilik istiyoruz diyorsa değişim bundandır, diye düşünüyorum. “Belediye başkanlığından istifa ediyorum ama partimde üyeliğe devam ediyorum” dedi Kadir Bey. Gerçekten de ben seçildikten sonra tebrik için geldi. Yapabileceği her türlü şeyde yanımızda olduğunu söyledi. O konuda bir sıkıntımız yok. Dönüp ben neden tercih edildim dersem…
“İSTANBUL’UN YENİ YÜZÜ” İÇİN
Evet, siz neden seçildiniz?
Ben 2009’da yeni kurulmuş bir belediyeye, Başakşehir’e başkan olarak seçildim. Nüfusumuz 187 bindi, bıraktığımda 400 bini aşmıştı. Sıfırdan başladık ve her alandaki proje ve çalışmalarımızla parmakla gösterilir bir ilçe olduk. Başakşehir’de bir sloganımız vardı “İstanbul’un yeni yüzü” derdik. Çünkü 20-30 sene sonra “yeni İstanbul nerede kuruldu?” denildiğinde Başakşehir gösterilecek. 8,5 yıl süren yoğun çalışmalarımız seçilmemizde etkili olmuştur diye düşünüyorum.
Sizin için Başakşehir’den sonra ölçek birden büyüdü tabii?
Ölçek büyüdü ama ben 2009’dan beri belediye başkanlığı yapıyorum. Öncesinde de 7 seneye yakın da ilçe başkanlığı yapmıştım. Gençliğimizden beri de her seçimde muhakkak görev aldık. 2009’da Başakşehir’e belediye başkanı seçildikten sonraki dört ay ile Büyükşehir’e seçildikten sonraki bu dört ayı kıyaslarsak Başakşehir daha kolaydı diyemem. Yeni kurulan bir yer; binası yok, parası yok, bütçesi yok, personeli yok. Büyükşehir’de kurulu bir düzen var. Sadece müdür sayımız 103. 28 iştirak şirketimiz var. Tabii ki tempo çok yoğun.
AKILLI ŞEHİR YÖNETİMİ GELİYOR
Neler var yeni projeler arasında?
Akıllı Şehir Yönetim Modeli için çalışıyoruz. Bu konuyu takip etmek için kurulmuş bir müdürlüğümüz var. Bu başlık altında ajandamız çok yoğun. Hatta Nisan ayında Akıllı Şehircilik fuarımız olacak. Gelecek, internetin hayatımızın her alanında olacağı bir dönem olacak. Çünkü akıllı dediğimiz her şeyin yolu internetten geçiyor. Ben bu nedenle İstanbul’un bütün evlerine fiber optik ulaştırmak istiyorum. Başakşehir’de buna başlamıştım. Yüzyılımız hızlı iletişim gerektiriyor. Bunun yolu fiber optik. Bunu bir kere yaptıktan sonra beraberinde birçok şeye devam edeceğiz. Belki özel sektörün yapması gereken bir şey ama özel sektör yaparken her firma kendi fiber optik kablosunu döşüyor ve bir kabloyla alınacak hizmet en az 4-5 ayrı kablo döşenerek, 4-5 kez ayrı ayrı kazılarak yapılıyor. Bu durum, belediyeye devasa bir külfet, şirketlerin kendisine devasa bir maliyet, vatandaşa eziyet.
Belediye olarak yaptığımızda tek fiber optik kablo ve çok kullanıcı olacak. Aslında bizler rutin belediye hizmetlerini verirken başka görevlerimiz de var, gelecekteki şehri de şekillendiriyoruz çünkü. Nasıl olacağını hayal etmek, o hayallerin hayata nasıl geçirileceğini organize edip yapılmasını temin etmek de görevimiz.
İstanbul’un sorunlarını konuşurken en büyük sorun yüzde 100 ulaşım dediniz ama iletişimle ilgili bir hayal sunuyorsunuz?
Ulaşımla ilgili bahsettiğim gibi 275 km metro inşaatı halen devam ediyor. Ama yerin altında. Görünmez bir alanda, yerin altında 15 bin kişi İstanbul için çalışıyor. Açılışı yapıldıktan sonra görecek vatandaş hizmeti. Fiber optik de şu anda vatandaşı direkt ilgilendirmiyor olabilir. Ben çıksam “her eve fiber optik getireceğim” desem oy karşılığı var mı deseniz, yok yani. Ama 10 yıl sonra “iyi ki yapılmış, yapılmasaydı vay halimize” denilebilir. Dolayısıyla vatandaşın sıkıntı çektiği konulara acil çözüm arıyoruz, ama 5-10 sene sonra sıkıntı çekmesini istemediğimiz alanlar için de çalışıyoruz.
ULAŞIM SORUNU 5 YILDA ÖNEMLİ ÖLÇÜDE 10 YILDA TAMAMEN ÇÖZÜLECEK
Metro tamamlandığında İstanbul’da ulaşım sorunu aşılacak diyebiliyor musunuz?
Ulaşım sorunu şuandaki yapıya göre 5 yıl içerisinde önemli bir miktarda, 10 yıl içerisinde ise tamamen çözüldü denilebilir diye düşünüyorum. Nasıl bu kadar iddialı konuşuyorum? 2023’te İstanbul’da 1100 km’lik metronun işler hale gelmesini hayal ediyoruz, onun için çalışıyoruz çünkü. Metro yapımıyla, finansmanıyla ilgili değişik modeller üzerine çalışıyoruz. Onları gerçekleştirdiğimiz takdirde 2023’te 1100 km hedefimizi yakalayacağız. Biliyorsunuz o konuda tartışmalar var ama çalışmamız devam ediyor. İki ay içerisinde netleştirip belki de bu yıl içerisinde birkaç yeni ihaleye çıkmış oluruz.
Şu an mevcut raylı sistem uzunluğumuz 160,5 km. İnşaatı süren raylı sistem çalışmalarımızın uzunluğu ise 150,4 km. Bunlar 13 hattan oluşuyor. Bir de Ulaştırma Bakanlığımızın yaptığı 4 hat var. Onların toplamı da 116,6 km. Toplamda 267 km oluyor.
TRAFİK RAHATLAYACAK
Peki, bunları İstanbullular ne zaman kullanacak?
2018’in sonuna kadar mevcut duruma ek olarak 110.8 km yeni metro hattını İstanbulluların hizmetine açacağız. Bunlar, Üsküdar-Sancaktepe hattının ikinci etabı, Mecidiyeköy-Mahmut Bey hattı, Dudullu Bostancı hattının birinci etabı ve Eminönü-Alibeyköy tramvay hattı. Ulaştırma Bakanlığımızın yaptığı 63 km.’lik Gebze-Halkalı banliyö hattı da buna dahil. İstanbul’un 2019’da 271.3 km.’lik raylı sistemi olacak. Bu gelişmeler İstanbul’un trafiğine ve toplu ulaşıma ciddi bir rahatlama getirecek.
Ayrıca metroya bindin gittin tamam. Peki, vatandaş arabasıyla gitmek istediğinde nasıl olacak? İlave olarak İstanbul’da yaklaşık 200 km civarında açacağımız yeni tünellerle orası da rahatlayacak. Muhakkak kalabalık şehirde trafik olacak ama asıl olan vatandaşa imkanlar alternatifler sunabilmektir.
YERİN ALTINDA VE ÜSTÜNDE 500’DEN FAZLA ŞANTİYEDE ÇALIŞIYORUZ
Büyükşehir’in her çalışmasından haberdar mısınız, hepsini takip edebiliyor musunuz?
Belediyemiz bütün birimleri ile İstanbul’a 7/24 esasıyla hizmet ediyor. Şu an yerin altında ve üstünde 500’den fazla şantiyemiz var. Bu, alan büyüklüğü, hizmet yelpazesi ve çalışan sayısı açısından devasa ayrı bir rakamı oluşturuyor. Göreve geldikten sonra basınla paylaşmasak da birçok şantiyeyi ziyaret ettim. Fakat tabii ki hepsine birebir gitmek mümkün olamıyor. Ben işlerin zamanında bitirilmesini ve İstanbullulara hizmet etmeye bir an önce başlamasını çok önemsiyorum. Bunun İçin şantiyeleri online olarak takip etmemizi sağlayacak bir sistem kurduruyorum. Çalışma ofisimden kritik şantiyeleri birebir takip edeceğim. Aksaklık olması halinde anında müdahale etme imkanım olacak. İstanbul’un zaman kaybına tahammülü yok.
69 YENİ OTOPARK GELİYOR
Hakikaten İstanbulluların zaman kaybına tahammülleri yok. Ama öte yandan İstanbul’da şehir içinde bir yerden bir yere arabayla gitmenin de, yaya olarak gitmenin de önündeki belki de en büyük engel, sağlı sollu park edilmiş arabalar. Otopark sorununu nasıl aşmayı düşünüyorsunuz İstanbul’da?
Zaten trafik sorununu aşmak istediğinizde yollarda iyileştirmeler yapmak, vatandaşlarımızın trafik kültürünü geliştirmek, toplu ulaşımı ve otoparkı sağlamış olmak gerekiyor. Mevcut yollar belki de şu an yüzde 50 kapasiteyle çalışıyor bu sağlı sollu parklar yüzünden. Bu ciddi bir problem. Ee sen alternatif gösterip otopark yapmazsan vatandaş ne yapacak, denebilir. O yüzden ulaşım konusunda otopark da önceliklerimiz arasında. Buna dair bir Master planımız var. Şuan 69 otoparkın inşaatına devam ediliyor, yaklaşık 27 bin yeni otopark kapasitesi demek bu. Hedefimiz 1 milyon araçlık otoparka ulaşmak. Kentsel dönüşümle ilgili çalışmalarımızda bu da var. Geçmişte hep kamu olarak otopark ürettik, onun yerine fırsat verelim vatandaş kendisi üretsin.
BLOKLAR ALTINA TİCARİ OTOPARKLAR
Her binaya daire sayısı kadar otopark yapımı zorunlu kılınsın?
Şu anda bu var ancak vatandaşın diyelim 200 metrekare cadde kenarında apartmanı var. Otoparka girme çıkma alanı yok ancak asansörle çıkabilir, bu da mümkün olmuyor. Bu defa vatandaş cezasını ödeyip otoparkı yapmıyor. Ancak biz vatandaşa bazı imkanlar sunsak. Alanı genişletme, yan taraftaki yerlerin altını beraber kullanma, bunu ticari olarak işletebilme gibi. Her şeyi biz yapmayalım, özel sektör de girsin. Blokların altına komple bir otopark yapma imkanı verelim, vatandaş yapsın. Piyasaya otopark işletmeciliği olarak hizmet sunsun. Dolayısıyla bu tür şeylerle caddelerde park sorununu zaten ciddi şekilde çözüyoruz. Şu anda kentsel dönüşümde o manada bir şey getiriyoruz.
SOKAKLARI RAHATLATMAK İSTİYORUZ
Bu bir fikir mi sadece yoksa hazırlığınız var mı belediyede?
Fikirden ziyade bazı değişiklikler yapmak gerekiyor. Şuan mevzuat olarak sıkıntılı. Yönetmelikte yapacağımız değişikliklerle vatandaş kendi binasının altındaki bodrumu dükkan yapmak veya cüzi kiralarla kiraya vereceği işyeri yapmak yerine otopark yapıp ticari olarak işletse kamunun üzerinden de çok büyük bir yük alıyor.
Bu harika bir fikir bence ama ne aşamada anlamadım?
Bu imar yönetmeliğiyle alakalı bir şey. Biz göreve geldikten sonraki dört ayda İstanbul’da bütün önemli belediyelerimizi gezdik, oralarda bunları da konuştuk. Her belediyemizin otopark çalışmasını, kapalı pazar yeri çalışmasını biliyoruz. Çünkü sokaklarda kurulan pazarlar da vatandaşın hem ihtiyacı, hem rahatsız olduğu bir şey. Büyükşehir Belediyesi ilçe belediyeleriyle birlikte bu alanlara yatırımlar yapacak. Dolayısıyla otoparkları ne kadar genişletebilir ve yol kenarındaki parklanmaları kaldırabilirsek o kadar trafiği rahatlatmış olacağız. Bunun için de yönetmeliğe gerek olmayan şeylerde hemen fiilen buna başladık. Yönlendiriyoruz. Vatandaş kendi yaptığı binanın ne kadarını ticari otopark olarak kullanabilir?
GENÇLİK MECLİSİMİZ BİR MİLYON ÜYELİ
İstanbul kadim bir şehir ama öte yandan çok dinamik, çok canlı ve genci de çok. Yeni sistem de malum, seçilme yaşını 18’e indiriyor. Gençlerle aranız nasıl, onlar için neler hazırladınız?
Gençlerle aramız iyi, daha da iyi olması için çalışmalar yapıyoruz. Çünkü yarının yöneticileri onlar olacak. Gençlik Meclisimizin bir milyon civarı üyesi var. Eğitimlerini desteleyecek projelerden, spor ve sanata kadar birçok alanda gerçekleştiğimiz faaliyetlerle onların yanındayız. Kodlama eğitimi veren programlarımız da var.
Gençlerle irtibatımızı bununla sınırlı tutmuyoruz. İstanbul’da yoğun bir üniversiteli nüfusu var. Önümüzdeki günlerde İBB, kampüslerde olacak. Mobil Beyaz Masalarımız kampüslere gidecek. Fakat orada sadece rutin halkla ilişkiler faaliyeti yapmayacağız. Biz genç fikirlerin şehrin yönetimine katılmalarını sağlayacağız. Araçlarımızda ‘Başkan Sensin’ isimli bir köşemiz olacak. Orada istediklerini söyleyebilecekler. Bütün önerileri ciddiyetle değerlendireceğiz. Gençliğinden itibaren çalışan biri olarak gençlerin dinamizmine ve perspektifine çok değer veriyorum.
VATANDAŞLA İRTİBATI KOPARTMADIK
AK Parti’ye dönmek istiyorum. Cumhurbaşkanı partiyi eleştirirken, tavsiyelerde bulunup yönlendirirken bazı tespitlerde bulundu. Metal yorgunluğu dedi, halkın oyuyla makama gelip halka karşı böbürlenmekten, kibirden bahsetti, halktan uzaklaşmaktan bahsetti. Siz sorumluluk makamında bir partili olarak bu eleştirilerin karşılığını partide ne oranda gördünüz?
Tabii bu sadece bir belediye başkanının, bir ilçe başkanının çözebileceği bir sorun değildir. Siyasetin içindeki herkesin gayretiyle oluşabilecek bir şey. Cumhurbaşkanı’mızın bahsettiği bu eleştirinin kaynağı nedir? Seçilmiş kişilerin vatandaşla arasına mesafe girmiş olması. Yani iyi niyetli bir yönetici bile vatandaştan koptuysa, vatandaşın birebir karşılaştığı sıkıntı ve dertleri gözlemleyemiyor, haberdar olamıyor demektir. Orada sıkıntılar başlar. Bu bir belediye başkanı için de geçerlidir, bir ilçe başkanı için de. Bu güne dek AK Parti’yi iktidarda tutan nedir? Teşkilat yapısıdır, taban teşkilat yapısıdır. Üyelerinin fazla olmasıdır, her mahallede teşkilatının olmasıdır. Ben geçmişte ilçe başkanlığı da yaptım, ilçe belediye başkanlığı da yaptım. Taban dediğim halktır, bize oy veren, bizi seçen insanlardır. Onlarla irtibatınız kopmadığı müddetçe böyle bir noktaya gelinmez. Vatandaşın derdini, talebini dinleyeceksin ki metal yorgunluğu olmayacak. İkincisi, vatandaşın istemediği şeyi yapmayacaksın.
VATANDAŞI DİNLEMEK AK PARTİ’NİN TEMEL ÖZELLİĞİDİR
Değişimin etkisi oldu mu sizce?
AK Parti’nin en büyük özelliği vatandaşın birebir derdini dinlemesidir. Büyükşehrin Başkanından bürokratına - çalışanına, teşkilatta il başkanından il - ilçe yönetimine, mahalle teşkilatlarına ve üyelere kadar birebir vatandaşın nabzını tutacak, eleştirilerini şikayetlerini dinleyecek bir yapı zaten vardı ama hatlarda kopmalar var ise onlar tekrar irtibatlandırıldı diye düşünüyorum.
CHP SÖYLEMDEN ÖNCE ZİHNİYETİNİ DEĞİŞTİRMELİ
CHP’nin yeni il başkanı agresif bir dille İstanbul’u almaktan bahsediyor. Bir siyasi partinin böyle bir hedef koymasından daha doğal bir şey olamaz elbette ama CHP’nin 2019’da İstanbul ve Ankara’ya büyük önem atfettiği görülüyor. Ensenizde hissediyor musunuz CHP’yi? Rakibinizin ataklarına karşı nasıl bir politikanız olacak?
Ben o şekilde hissetmiyorum elbette çünkü CHP’nin hem politik yarışta söyledikleriyle hem vatandaşlarımızla ilgili olarak yaptığı değerlendirmelerle gerçekler birbirinden çok farklı. Mücadele ettiği siyasi partiye karşı değerlendirmelerinde de söyledikleriyle gerçekler çok farklı. CHP’nin il başkanının değişmesi yetmiyor, o zihniyetin değişmesi gerekiyor. Vatandaşımız her şeyi görüyor. CHP’nin Esenler’deki Güngören’deki vatandaşımıza yönelik söylemleri ne kadar inandırıcı olabilir? O manada CHP’nin söylediklerinin gerçekle örtüşmediği için karşılık bulacağını düşünmüyorum.
2019 İÇİN ADAYLIK VİZESİ HALKTAN
Mart 2019’da yerel seçimler olacak. Bir yıl kaldı -ki kısa bir süredir. İstanbul büyükşehir belediyesi için aday olacak mısınız? Seçimler için nasıl şahsi bir hazırlığınız var?
İstanbul'a herkes hizmet etmek ister. Buna İstanbul halkı ve partimiz karar verir. Biz İstanbul'a hizmet için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Yaptığımız ve yapacağımız işlerle İstanbul'u bir adım daha ileriye taşımanın derdindeyiz. Adaylık meselesini konuşmak için erken ama halkımız hizmetlerimize bakar ve bizi desteklerse, partimizin yetkili organları bunu değerlendirecektir.
KLASİK BİR BÜYÜKŞEHİR HİKAYESİ
Başakşehirliler tanıyordur ama İstanbullular ve Türkiye sizi tanımıyor aslında. İstanbul’un başındaki başkan kimdir? Bize biraz kendinizi anlatır mısınız? Siyaseti niçin yapıyorsunuz mesela? Kimsiniz, nasıl birisiniz, hırslı mısınız? Nasıl bir aileden geldiniz?
Ben Alanya’nın bir köyünde bitirdim liseyi. İstanbul’a öğrencilik için geldim. Klasik büyükşehir hikâyesi. İstanbul’da okul bittikten sonra serbest avukatlığa başladım.1983’de İstanbul’a hukuk okumak için geldim 1984 seçimleri dâhil her seçimde muhakkak aktif görev aldım.
Hangi partiye bağlı olarak?
O dönem de Cumhurbaşkanımızın da partisi olan Refah Partisi. Bir buçuk yıl kadar ilçe başkan yardımcılığı da yaptım. Aynı zamanda önce öğrencilik sonra avukatlık yaptığım dönemde muhakkak sosyal faaliyetler içinde bulundum.
SİYASET HALKA HİZMET İÇİN YAPILIR
Siyaset yapmak sizin için ne demek?
Siyaseti ülkemin geleceğine hizmet olarak görüyorum. Sadece sandık görevim varken de böyle düşünüyordum sonraki görevlerimde de.
Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
Biz dünyada medeniyet kurmuş bir milletiz. Bugün itibariyle bulunduğumuz yer hak ettiğimiz yer mi? Değil. Bundan daha iyisini hak ediyor muyuz? Evet. Bize bu güne dek hep Türklerin tembel olduğu, çalışkan olmadığı söylendi ama bakıyoruz ki Almanya’yı 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bizim tembel dediğimiz Türkler ayağa kaldırmış. En ağır işleri yaparak hem de. O zaman siyaset aslında insanımızın ortaya koyduğu emek ile gelmesi gerektiği noktaya gelip gelemediğini takip eden bir mekanizma. Eğer siyaset bunun önünü tıkıyorsa vatandaş ne kadar mücadele etse bir neticesi yoktur. Siyaset önünü açıyorsa eşit ortamda mücadele ederek bir noktaya kendisini taşıyacaktır. 2000’li yıllara kadar Türkiye’deki eski siyasi anlayışın Türkiye’nin önünü tıkadığını ve bunun da somut olarak AK Parti hükümetleri döneminde aşıldığını görüyoruz.
ŞAHSİ KORKULARIM YOKTUR
Şahsi olarak ne korkutur sizi?
Yoktur desem yeridir. Geçmiş dönemlerimi hatırlarım, en zor süreçlerden mücadelede ederek çıkmışız. Dünya imtihan dünyası, insan geliyor, ömrünü tamamlıyor ayrılıyor. Bu süreçte eğer bir başkasına faydalı işler yaptıysa huzur mutluluk bulmuştur. Bu felsefe insanı zaten belli bir çizgide götürüyor. Okuldan sonra Alanya’ya dönüp avukatlık yapabilirdim ama ben hizmet etmeyi tercih ettim.
Aileniz ne diyor, anneniz babanız nasıl dua ediyor?
Babam ben bir yaşımdayken vefat etmiş. Dört kardeştik, babasız büyüdük ama köyde akrabalarımızın arasında onu çok hissetmedik. Annem hep hayır dua etti.
Hayatta mı anneniz?
Evet, hayatta. Annem enteresan biridir. Okuma yazma bilmez ama çocuklarının üçünü okutmuş, okumayan köyde kalan da köye belediye başkanı olmuş. Benden önce abim belediye başkanı oldu ailede.
Sizin kaç çocuğunuz var?
Allah bağışlarsa benim de bir kızım üç oğlum var.
14 ŞEHİDİN HATIRASININ HATIRINA
Burası İstanbul Büyükşehir Belediye binası. 15 Temmuz gecesi 14 kişi belediyenin namusunu korumak isterken şehit oldu. Dört aydır şu kapıdan girip çıkıyorsunuz, ne hissediyorsunuz?
15 Temmuz’da ülkemiz büyük badire atlattı. İstanbul Büyükşehir de kritik noktalardan biriydi. O saldırılarda aslında hedef İstanbul’un yönetimini ele geçirmekti. Bunun için caniler milletimizin üzerine rast gele ateş açınca şehitlerimiz oldu. Bunun bizim sorumluluğumuzu biraz daha artırdığını düşünüyoruz. Ben her bu binaya girdiğimde şehit ve gazilerimizin üzerimize yüklediği sorumluluğu hissediyorum. Belediyeleri ben şu manada önemsiyorum. Vatandaşla irtibat kurmada, vatandaşla siyasetin dilini buluşturmada belediyeler iyi birer köprü. O köprüler siyaset dışı aktörlerce kaldırıldığı zaman siyaseti istedikleri gibi evirip çevirebilirler. FETÖ’yle mücadelede önemli görevlerimiz var.
İBB’DEN 610 KİŞİ FETÖ’DEN ATILDI
Rakamsal olarak nasıl bir FETÖ temizliği oldu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde?
Hakkında işlem yapılan kişi sayısı çok fazla tabi. Şu ana kadar 610 kişi atıldı Büyükşehir Belediyesinden. Mor Beyin olayı ve diğer tahkikatlarından sonra göreve iade edilen ise 236 kişi. Devletin ilgili ve yetkili mercileri ile yakından ve özenli çalışıyoruz. Bize yeni bilgi ve belge geldikçe hızlıca gerekli işlemleri yapıyoruz. Mesela şu an 35 kişi ile ilgili soruşturma devam ediyor.
Avukat olduğum için, şöyle de bir şey var. İhraç edilenler içinde masum olan yok mudur? O niyetle olmasa da gitmiş Bank Asya’ya para yatırmış. Ama 15 Temmuz’da birçok insan şehit olmuş, gazi olmuş, ülke için canından geçmiş. Bu insan da işten atılmış. Bir şekilde kendi kusuruyla o fotoğrafın içerisinde yer aldıysa buna bizim yapabileceğimiz bir şey yok.
Belediyeye nasıl zarar vermişler burada, tespit edebildiniz mi?
Yerel yönetimler o manada çok da tercih ettikleri yerler olmamış. Adam yerleştirdikleri yerler belli, belirli vuruşlar yapmışlar. Belediyelerde belirli birimler, bilgi işlem öncelikli olmuş.
15 TEMMUZ GECESİ TANKLARIN ÇIKIŞINI ÖNLEDİK
15 Temmuz gecesi neredeydiniz?
15 Temmuz gecesi Başakşehir’de emniyet binasındaydık, Başakşehir’in bitişiğindeki zırhlı tugaydan tankları çıkarmamak için mücadele ediyorduk. Köprüde hareketlenmeler başladığında belediye meclis üyesi bir arkadaşımızla birlikte çıkıp bilgi almak için emniyete uğradık. Baktım emniyette ciddi bir hareketlenme var. Onun üzerine, emniyet müdürümüz, kaymakamımız ve belediye başkanı olarak üçümüz önce emniyetin etrafını çöp kamyonlarıyla çevirttik. Sonra Başakşehir ilçe sınırlarındaki tugayı -biliyorsunuz İstanbul’un en büyük zırhlı tugayı orada- aynı şekilde çevirttik. Biz Başakşehir Emniyet Müdürlüğünde olduğumuz için köprüye giden İstanbul İl Emniyet Müdürümüzün bütün anonslarını karşılıklı dinleyebiliyorduk. İstanbul’daki 39 ilçe emniyet müdürünün de telsizleri canlı olarak birbirine bağlı. Biz ilk olarak Başakşehir’de bunu yaptığımız zaman bütün İstanbul Emniyet Müdürleri aynısını yaptı. Arkasından tank birliğinin kapılarından tanklar çıkamasın diye büyük kamyonları oraya sevk ettik. Bu bütün Türkiye’ye yayılmış oldu. Sonra biliyorsunuz malum CNN Türk’ün bir kurtarılma hikayesi var. Başakşehir’den insanlarımıza mesaj attık, havaalanına Cumhurbaşkanımızı karşılamaya gitmeleri için. Trafik kilitlenmiş gidemiyorlar. Bu esnada CNN Türk’e askerler geliyor denilince Başakşehirlileri buraya yönelttik. Darbecilerden önce bizimkiler gitmişler. Hatta Hürriyet yazarlarından birisi ‘CNN Türk’ü Başakşehir Belediyesi kurtardı’ diye bir tweet de atmıştı o sabah.