DHA
Kutular dolusu çizgi film karakterleri, figürler, pilli elektrikli ve kumanda edilebilen çeşit çeşit oyuncaklar evlerde yığın halindeler. Çocukların vakit geçirmesi için ebeveynlerin aldığı oyuncakların sayısı arttıkça çocukların hayal gücü, oyun kurma yeteneği etkileniyor.
Ailelerin çocukları mutlu etmek isterken gelişimlerini etkilediklerini belirten İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hale Kahyaoğlu Çakmakcı, "Çocukların oyun oynamaya ihtiyacı olduğu kesin ancak bu malzeme ve materyaller evinizde var olan malzemelerden ibaret olabilir. Ekstra bir şeye ihtiyacınız olmayabilir. Mağazalardan yapacağınız pahalı alışverişler yerine evinizde kullanabileceğiniz bir tencere, kapak, piknik bardakları, bos yumurta kutuları, kibrit çöpleri gibi birçok malzeme ile çocuklarla oynayarak vakit geçirebilirsiniz. Oyuncak çokken çocuklar sadece oyuncaklara bakıp değiştirmekle uğraşırlarken, oyuncak azken çocuklar hem oyuncağı birbiriyle paylaşıyor hem de oyun içerisinde birbirleriyle konuşmaya başlıyorlar" ifadelerini kullandı.
"Çocuklar ne kadar fazla oyuncak sahibi olurlarsa o kadar az eğleniyor ve az oyun kurabiliyor" diyen Çakmakcı, şunları söyledi:
"Bir çocuğun önünde 30 oyuncak olduğu zaman bu oyuncakların hangisiyle oynayacağını seçerken zaten zaman geçiyor. Biz bu çocuğun önüne daha az oyuncak koyduğumuz zaman o oyuncağa dikkatini verebiliyor. Böylece oyun kurarak 'nitelikli oyun' oluşturabiliyor. Önemli olan şey oyuncak sayısı değil, çocuğun oyuncaklarla ne kadar sure oynadığı, kiminle nasıl vakit geçirdiği ve oyunu ne şekilde kurgulayabildiğidir."
Ailelerin oyuncak rotasyonu yapması gerektiğini dile getiren Çakmakcı, "Mesela çocuğumuzun 40 ya da 50 tane oyuncağı var. Çocuğa 'şunu oyna, bunu oyna' demek yerine ondan oyuncaklardan bir kısmını seçmesini isteyebiliriz. Buna 'oyuncak rotasyonu' diyoruz. 10 gün boyunca bu oyuncakları oynuyor. Sonraki hafta 10 oyuncak daha seçmesini istiyoruz. Böylelikle çocuk her oyuncakla rotasyon yaptığında kendisini fazla sayıda oyuncağa sahip ve her seferinde başka oyuncaklarla oynuyor gibi hissediyor. Böylelikle oyuncak yığını ve kirliliğinin önüne geçmiş oluruz" önerisinde bulundu.
Çocukların gelişim düzeyine uygun oyunların tercih edilmesi gerektiğini hatırlatan Çakmakcı, "Çok küçük yaştaki çocuklar için daha büyük nesneli, yumuşak ve dokulu oyuncaklar, yaş ilerledikçe daha detaylandırılmış oyuncaklar olabilir. Ahşap oyuncaklar, puzzlelar, bebek evleri, insan ve hayvan figürleri, kuklalar, boş kutuların olduğu her şey olabilir. Çocuğumuza mutlaka evde bir oyun köşesi yapalım. Aşırı yapılandırılmış ve yaratıcılığı engelleyen figürleri alırsak sadece bunlarla oynar ama yaratıcılığını kullanamayabilir. Bu yüzden sayıdan ziyade oyuncağın kalitesi çok önemli" dedi.
Oyun oynamanın çocuklar üzerinde birçok olumlu etkisi olduğuna vurgu yapan Çakmakcı, oyun oynamayan çocuğun ruh sağlığından şüphelenilebileceğini söyledi.
Oyun oynamayan çocukta gelişim geriliği, otizm gibi hastalıklar görülebileceğini belirten Çakmakcı, "Dolayısıyla oyun kurguluyor ve oynuyor olabilmesi bizim için gelişimini de ölçen bir araç. Çocuklar yaklaşık 1.5-2 yaşlarında yavaş yavaş 'mış' gibi yapma oyunları ile oyun oynamaya baslar. Ortalama 2-2.5 yaşlarında ise çocuklar oyun kurgulamaya başlarlar. Çocuklar hep benzer oyuncaklarla oynama eğilimindedirler. Dolayısıyla işe yaramayan, kullanılmayan, parçası kırılmış dökülmüş bazı oyuncaklardan kurtulup onlarla vedalaşabilirsiniz" diye konuştu.