Dünyada bir ilk gerçekleşti: TB3 salvo kalkışla tarih yazdı!

Baykar tarafından geliştirilen Bayraktar TB3 Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA), MAM-L mühimmatıyla gerçekleştirdiği ilk salvo kalkışıyla dikkatleri üzerine çekti.

12 Mayıs 2025 Pazartesi 15:10
Savunma Haberleri

HABER MERKEZİ



Baykar tarafından geliştirilen Bayraktar TB3 SİHA, ilk kez MAM-L mühimmatı ile salvo kalkış gerçekleştirdi. Bu başarı, TB3'ün hem deniz platformlarına iniş-kalkış kabiliyeti hem de silahlı gücüyle dünyada bir ilke imza atmasını sağladı.

BAYRAKTAR TB3'ÜN ÖZELLİKLERİ

Bayraktar TB3, Türk savunma sanayisinin önemli projelerinden biri olarak öne çıkıyor. Katlanabilir kanat yapısı sayesinde TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş yapabilme yeteneğine sahip olan TB3, 280 kg faydalı yük taşıma kapasitesiyle dikkat çekiyor. Bu kapasite, MAM-L, MAM-C, MAM-T gibi farklı mühimmatların yanı sıra, L-UMTAS, Cirit ve KUZGUN gibi çeşitli silah sistemlerini taşımasına olanak tanıyor

TEI-PD170 motoru ile donatılan TB3, 14 metre kanat açıklığına ve 1.450 kg maksimum kalkış ağırlığına sahip. 32 saatten fazla havada kalabilme süresi ve 1.000 deniz mili operasyonel menzili ile uzun süreli görevlerde etkinlik sağlıyor[1].

MAM-L MÜHİMMATIYLA SALVO KALKIŞI

TB3'ün gerçekleştirdiği salvo kalkışı, aynı anda birden fazla MAM-L mühimmatını taşıyarak kalkış yapabilme yeteneğini gösteriyor. Roketsan tarafından geliştirilen MAM-L, 22 kg ağırlığında ve 15 km menzile sahip, lazer güdümlü bir mühimmat olup, hem sabit hem de hareketli hedeflere karşı yüksek hassasiyetle kullanılabiliyor

ANLIK-SNAP2️⃣ #BayraktarTB3'ten MAM-L ile Salvo Kalkış 2️⃣ #BayraktarTB3s take off in salvo with MAM-L�� DENIZKURDU-SEAWOLF⚓️ TCG Anadolu �������� pic.twitter.com/KYJmpb3jpS

— Selçuk Bayraktar (@Selcuk) May 12, 2025

STRATEJİK ÖNEMİ

Bayraktar TB3'ün bu yetenekleri, Türkiye'nin deniz aşırı operasyon kabiliyetini artırarak, insansız hava araçlarının deniz platformlarıyla entegrasyonunda yeni bir dönemi başlatıyor. Bu gelişme, Türk savunma sanayisinin yenilikçi yaklaşımının ve teknolojik ilerlemesinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

TB3'ün bu başarısı, Türkiye'nin savunma alanındaki yerli ve milli üretim kapasitesinin geldiği noktayı ortaya koyarken, uluslararası alanda da dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.