Türkiye'nin son 10 yılda ortaya koyduğu kimi projeler sadece talep ihtiyacının giderilmesinden çok daha büyük anlamlar taşıyor... Belki de bu projeleri 'marka işler' olarak nitelesek pek de yanlış olmaz. Mili Muharip Uçak (MMU) projesi de bunlardan biri.
Uluslararası Anadolu Kartalı 2021 Eğitimi geçtiğimiz günlerde 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığında yapıldı. 30 Haziran'daki Basın ve Seçkin Gözlemci Günü esnasında Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Milli Muharip Uçak (TF-X) projesiyle ilgili bir sunum gerçekleştirildi.
Sunumda yer alan ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından basına açık olarak ilk kez MMU Projesi ile ilgili bu denli kapsamlı bir sunum gerçekleştirildiğini anlatarak söze giren Anıl Şahin, gerçekleştirilen sunumla MMU'nun sensör, mühimmat, radar kesit alanı, menzil ve program takvimine ilişkin çok önemli bilgiler paylaşıldığını ifade etti.
Hangi mühimmatların iç silah istasyonunda ve hangi mühimmatların dış silah istasyonlarında taşınacağı da yine ilk kez bu sunum aracılığıyla kamuoyuna ilan edildi.
MMU'nun harekat yeteneklerine ilişkin önemli bilgilerin de paylaşıldığı sunuma dair Şahin'in dikkati çektiği noktalardan biri de milli savaş uçağının üretim evreleri oluyor.
"TUSAŞ, ilk olarak Blok-0 konfigürasyonunda 3 adet prototip uçak üretecek" bilgisini paylaşan Anıl Şahin, bu uçakların MMU programı kapsamında test amaçlı kullanılacaklarını söylüyor.
Şahin'in anlatımına göre 2029 yılında Blok-1 konfigürasyonu ortaya çıkacak. Blok-1 konfigürasyonundaki 10 uçak 2033 yılı sonuna kadar Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilecek.
MMU programı kapsamındaki diğer blokların geliştirme ve üretim faaliyetleri ise 2033 yılından itibaren devam edecek.
Sunum incelendiğinde en çok dikkat çeken konulardan biri MMU'nun iç ve dış silah istasyonlarına dair paylaşılan bilgiler oldu. Şahin de bu duruma işaret ediyor.
MMU'nun muharip gücünü anlatan Şahin, şu ifadeleri kullandı: Baktığımızda iç silah istasyonunun, hava-yer amaçlı mühimmatlar için çok geniş olmadığını görüyoruz. Yani bir SOM seyir füzesini şu an için iç silah istasyonunda taşımayacak. Benim izlenimim; uçağın iç silah istasyonlarının, daha çok hava-hava görevleri için tasarlandığı.
Tabii ki dış silah istasyonlarında, birçok hava-yer mühimmatını taşıyacaktır. Ancak iç silah istasyonlarının hacminin nispeten küçük olması, uçağın düşük görünürlük kapasitesinin tasarımında hava-hava görevlerinin daha ağır bastığını gösteriyor. Biraz daha basite indirgeyecek olursak; bu uçak, silah istasyonları açısından F-35'ten daha çok F-22'ye benziyor değerlendirmesini yapabiliriz.
Sunumdaki görsellerden birinde Türkiye'nin yerli ve milli savaş uçağının, yine yerli ve milli mühimmatlarda donatıldığı bir kare hatırlatılan Şahin, 'MMU'nun tasarımı kanatlarında yerli ve milli mühimmatların hangilerini taşımaya izin veriyor?' sorusuna şu cevabı verdi: Yerli mühimmatlara geçmeden önce bizim de atladığımız bir konuyu işaret ediyor Anıl Şahin ve "Avrupa merkezli MBDA firmasının mühimmatlarına da oldukça yer verilmiş. Bence bu pas geçilmemesi gereken bir nokta" yorumunu paylaşıyor.
Yabancı füzelerin neredeyse tamamına yakınının yerli muadili MMU'ya entegre edilebiliyor. TRT Haber'den Sertaç Aksan'ın haberine göre, Sunumda ilk kez duyurulan bir başka bilgiyi paylaşan Şahin, "Geliştirme faaliyetleri devam eden AKBABA Milli Anti-Radyasyon Füzesi'nin ismi de ilk kez zikredildi. MMU'nun AKBABA Füzesi'ni taşıyacağı bilgisi resmen paylaşıldı ve böyle bir füzenin varlığı da en yüksek kaynak tarafından bizzat doğrulandı" dedi.
TAKVİM NE KADAR GERÇEKÇİ?
Savunma sanayii projelerinin en kritik meselelerinden biri proje takvimidir. Şahin, bu sunumda belki de MMU takviminin ilk kez ayakları bu denli yere basarken göründüğünü ifade etti.
Şahin, "Şu anda bu takvimin yaklaşık 1 sene gerisindeyiz ancak hangardan çıkışın 2023 yılında gerçekleştirilmesi büyük önem arz ediyor" dedi, şöyle devam etti: Uçağın hangardan çıkış yapmasından envantere girişine kadar olan süre, yaklaşık 7 yıl. Bu 7 yıl çok gerçekçi bir tarih. Bu tarih 3 veya 4 yıl gibi verilseydi, sunum bu kadar dikkat çekmezdi ve 'hayal' olarak algılanırdı.
Ayrıca takvimin bize söylemek istediği önemli bir başka husus daha var... 'Biz bir anda 5'inci nesil bir savaş uçağı yapmayacağız' vurgusunu bas bas yapıyor bu sunum. Evet, MMU Programı'nın nihai hedefi 5'inci nesil bir savaş uçağı yapmak ancak ne 2025 yılında göreceğimiz Blok 0 konfigürasyonu ne de 2029'da göreceğimiz Blok 1 konfigürasyonu, 5'inci nesil olmayacak. 4,5 nesil özelliği taşıyacak ve bu oldukça realist bir tutum.
Türkiye'de milli projelere, özellikle de yerli uçak, yerli tank, yerli araba gibi işlere son derece haksız eleştirilerin yönetildiği dönemler de görüyoruz. Haberimizin konusu olan MMU ile ilgili eleştirileri de anlamaya çalışmakla beraber, bu uçağın bir bakıma Türk Hava Kuvvetlerinin geleceği olduğunu unutmamak gerek. Tek dileğimiz en kısa sürede MMU'yu hür ve özgür semalarımızda görmek...