star.com.tr
Çeçen direnişçiler, 1991'de Sovyetler Birliği'ne karşı, bağımsızlıklarını ilan ettiler. Çeçenya'da yıllarca süren iç kargaşa ve Çeçen lider Cevher Dudayev'e yönelik başarısız bir darbe girişiminin ardından, Boris Yeltsin yönetimi Çeçenya üzerindeki kontrolünü yeniden sağlamak için, kapsamlı bir askeri saldırı başlattı.
Yeltsin'in Kabinesi ve Rus ordusundan bazıları, 'fazla kan akıtmadan bir yıldırım' operasyonu ardından hızlı bir Çeçen teslimiyeti, ardından rejim değişikliği tahmin ediyordu.
Ancak, Rusya'nın hırpalanmış ve dağınık ordusu, hükümetin öngördüğü türden bir operasyon için eğitim ve donanımdan yoksundu. Üstelik Çeçen direnişi, Rusların tahmin ettiğinin çok ötesindeydi.
Rus ordusu bunun üzerine, T-72 ve T-80 ana muharebe tanklarını ve BMP-2 piyade savaş araçlarını, Çeçen başkenti Grozni'ye topladı.
Özellikle Su-24 ve Su-25'ler başta olmak üzere, Rus saldırı ve yakın hava desteği uçakları, Çeçenya'nın zaten çok az olan hava kuvvetlerini yok etti. Rus ordusu Çeçen mekanize birliklerine karşı meydan savaşlarında, sayı ve teknoloji üstünlüğünden yararlanarak bazı erken zaferler kazandı. Ancak, işler yine de istenildiği gibi gitmeyecekti ve bu hızlı başarılar, Yeltsin'in Çeçen Savaşı'ndaki kolay zaferlerinin sonuncusu olacaktı.
Grozni'ye giren Rus birliklerinin, sadece 'kentsel savaş' konusunda yetersiz eğitim dezavantajı yoktu. Aynı zamanda temel piyade standartlarına göre bile yetersiz bir eğitim görmüşlerdi. Ana muharebe tankları gibi ağır zırhlı araçlar, hem engebeli arazide hem de şehrin içinde işe yaramıyordu.
Çeçen direnişçiler, ilerleyen Rus kuvvetlerine gerilla taktikleriyle inanılmaz zayiat verdirdi. Şehirdeki Rus zırhlı personel taşıyıcılarının çoğu, kolaylıkla imha etti.
Her fırsatta engellenen ve direnişle karşılaşan Rus ordusu, Grozni'yi boyun eğdirmek için ağır topçu ateşini, havanları ve 'halı bombardımanını' (aynı anda yüzlerce bombayla saldırı) giderek yoğunlaştırdı.
Bunu, 1945'ten bu yana Avrupa'daki en yoğun bombardımanlar izledi. Rus BM-27 Uragan ve BM-21 Grad roketatarları, Grozni'yi yerle bir etti... Rusya açık bir şekilde, şehri yok ediyordu.
Rus birlikleri sonunda Grozni'yi yaklaşık 25.000-35.000 sivil zayiattan sonra ele geçirdi, ancak bir Çeçen savaşçı grubu şehrin bazı bölgelerine sızdı ve bu süreçte Rus zırhlı birliklerine şok edici darbeler vurdu.
Dudayev, Rusya'nın 1996'daki füze saldırısında şehit edildi. Ancak, Yeltsin'in yöntemlerine rağmen, Çeçen direnişi ve Rusların savaştan hoşnutsuzluğu devam ediyordu.
Son olarak, Rus ordusu, Çeçen savaşçıların şehirden çekilmemesi halinde, Grozni'den geriye kalan yerleşim alanlarını da stratejik bombardıman uçakları ve balistik füzelerle yok etmekle tehdit etti.
Bombardıman planlandığı gibi başladı, ancak ani bir ateşkes ile ara verildi.
Rus ve Çeçen müzakere heyeti, 2001'e ertelenen nihai bir anlaşma yerine, Çeçenya için kalıcı bir anlaşma bulamadılar.
Ateşkes, patlak veren İkinci Çeçen Savaşı arasında, farklı gelişmeler yaşandı.
1998-1999 yılları arasında, Rusya Federal Güvenlik Servisi'nin (FSB) başkanlığını yaparken, aynı zamanda, Sovyetler Birliği sonrasındaki yeni Rusya'nın politbürosu olarak da adlandırılan Rusya Güvenlik Konseyi'nin sekreterliği görevini yürüten Vladimir Putin, 9-16 Ağustos 1999'da kısa bir süre başbakan yardımcısı ve başbakan vekilliği, 16 Ağustos'tan itibaren de başbakan olarak görev yapmaya başladı.
Somut rakamlar belirsizliğini korusa da, Birinci Çeçen Savaşı, en çok Çeçenya'daki sivilleri vurdu. Tahmini sivil kayıplarının 100 bin kadar olduğu belirtiliyor.
Bu arada, Rus askeri kayıplarının 50 bin kadar olmasına rağmen, Çeçen askeri kayıplarının 3 bin ila 18 bin arasında değiştiği bildiriliyor.
Birinci Çeçen Savaşı'nın etkileri çok büyüktü. Yalnızca Rus askeri tarihinin en karanlık bölümlerinden biri olmakla kalmayarak, aynı zamanda Yeltsin hükümetinin popülaritesine ağır bir darbe indirdi ve on yıllık yeni bir Rus-Çeçen çatışmasının zeminini hazırladı.