TRT Haber
İnsanlık tarihinin ateşle birlikte en önemli keşiflerinden biri de tekerlek.
Tarihin tüm dönüm noktalarında önemli rol oynadı.
Bugün yollarda gördüğümüz araçların tekerleri, çok uzun yıllardır bizimle. Şimdiye kadar gösterdiği performans ise şüphesiz tatmin edici.
Ancak her şey gibi tekerler de yeni bir dönüşüm sürecine giriyor.
Ulaşım ve taşıma için kullanılan tekerlekler ilk dönemlerinde tahtadan ve kauçuktan üretilmekteydi.
Fakat arabaların hacmi arttı ve üzerine yüklenen yük de ağırlaştı. Bu nedenle tahta tekerler işlevini yerine getirememeye başladı.
İlerleyen yıllardan tahtanın yerini demir aldı. 18'inci yüzyılda kauçuğun Avrupa'ya ulaşmasıyla, lastik kaplı tekerlerin üretimi başladı.
Önce havasız daha sonra havalı lastiklerle, tekerler sanayinin ve ulaşımın can damarı haline geldi.
Teknoloji dünyasında en büyük yenilikler hiç kuşkusuz otomotiv dünyasında yaşandı.
Hepimiz bir yandan sabırsızlıkla sürücüsüz ya da uçan araçları beklerken; diğer yandan yolda lastiği patlamış araçlara denk geliyoruz.
Dünya çapında her yıl yaklaşık 200 milyon lastiğin patladığı tahmin ediliyor.
Ancak bu görüntüler de tarihe karışmak üzere.
1890'larda araçlarda ilk kez kullanılan siyah kauçuk hava dolgulu tekerler mutlaka o dönemin yıldızı olmuştu. Bugün de varlığını sürdürüyor.
Ancak gelecekteki arabaların ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olmaya yakın dahi değil.
Büyük lastik üreticileri, yakında seri üretime geçebilecek tamamen havasız tekerlekleri test etmeye başladı.
Yeni nesil lastiklerin az bakım gerektiren, delinmez, geri dönüştürülebilir ve yol koşullarını haritalayan sensörlere sahip ürünler olması için uğraşılıyor.
Havasız lastikler, esnek bir omurga sistemi kullanıyor ve havasız oldukları için kolayca delinemiyor. Göbek kısmı çelik veya alüminyum alaşım malzemeden imal ediliyor
Bisiklet tellerine benzeyen iç kısım poliüretan malzemeden üretiliyor ve kullanılacak zemin şartlarına göre yumuşak veya sert ve sık veya seyrek üretilebiliyor.
3 boyutlu baskı teknolojisinin yaygınlaşmasıyla, üretim maliyetlerinin de düşeceği tahmin ediliyor.
Ancak tüm bu avantajlarına rağmen havasız lastikler kusursuz bir gelecek vaat edemiyor.
Havasız lastiklerin yolla daha fazla temasının olması sürtünmeyi artıracağından enerji ve pil ömrünün azalacağı tahmin ediliyor.
Aynı zamanda her yol bu araçların sorunsuz çalışabileceği kadar kusursuz değil.
Özetle, ayağımızı yerden kesecek uçan arabalar çıkana kadar, yeryüzü için en iyi lastikler üretilmeye çalışılacak.