Deniz Zeybek
Kozmik şafak olarak bilinen Evrenin erken döneminde gözlemlenen soluk bir kırmızı ışık parıltısı, astronomlar tarafından şimdiye kadar kaydedilen en eski süpernova olduğu tespit edildi. Bu çığır açan keşif, Büyük Patlama'ndan yaklaşık 720 milyon yıl sonra meydana gelen ve daha önceki tüm rekorları geride bırakan bir kozmik olayı ortaya koydu. Evrenin henüz 1,8 milyar yaşında olduğu dönemde patlayan önceki rekor sahibi süpernova, bu yeni bulguyla yerini almış oldu.
Yeni keşfedilen süpernovaya ilişkin en şaşırtıcı bulgu, ışığının uzay-zamanın devasa yerçekimsel bükülmesi tarafından güçlendirilmemiş olmasıdır. Normalde bu kadar uzak mesafelerdeki nesneleri gözlemleyebilmek için, ışığın büyütülmesi amacıyla yerçekimsel lensing adı verilen doğal bir teleskop etkisine ihtiyaç duyulur. Ancak bu süpernova, böyle bir yardım olmaksızın gözlemlenebilecek kadar parlak olduğu için bilim insanlarını derinden şaşırtmıştır. Araştırmacılar tarafından yapılan detaylı analizler, olayın tamamen normal ve sıradan bir süpernova olduğunu, onu normalden daha parlak kılan hiçbir özel özelliğinin bulunmadığını ortaya koymaktadır.
Keşif, Fransa ve Çin'in ortak uzay projesi olan Space Variable Objects Monitor (SVOM) uydusu tarafından başlatılmıştır. Bu uydu, Dünya yörüngesinden gökyüzünü sürekli olarak izleyerek Evrendeki en parlak olaylar olan gama ışını patlamalarını araştırmaktadır. Gama ışını patlamaları, birkaç saniye içinde Güneş'in tüm yaşamı boyunca üreteceğinden daha fazla enerji serbest bırakan son derece yoğun radyasyon olaylarıdır. 14 Mart 2025 tarihinde, SVOM'un hassas aletleri, büyük mesafeler boyunca görülen uzun süreli bir gama ışını patlamasının en parlak zirvesi gibi görünen ve ışık eğrisinin daha sönük uçları tespit eşiğinin ötesine uzanan bir ışık parıltısı tespit etmiştir.
İlk tespiti takiben, NASA'nın Neil Gehrels Swift Gözlemevi, Nordic Optik Teleskop ve Avrupa Uzay Ajansı'nın Çok Büyük Teleskopu dahil olmak üzere bir dizi ileri teknoloji aletinin kullanılmasıyla takip gözlemleri gerçekleştirilmiştir. Bu gözlemler sayesinde patlamanın tam olarak belirlenmesi ve mesafesinin kesin biçimde doğrulanması mümkün olmuştur. GRB 250314A olarak adlandırılan bu olay, 7,3 kırmızıya kayma değeriyle Büyük Patlama'dan yaklaşık 720 milyon yıl sonra meydana geldiği ortaya konmuştur. Hollanda'daki Radboud Üniversitesi'nden astronom Andrew Levan, son 50 yılda Evrenin ilk milyar yılında tespit edilmiş sadece bir avuç gama ışını patlamasının bulunduğunu ve bu özel olayın çok nadir ve çok heyecan verici olduğunu vurgulamıştır.
Gama ışını patlamaları genel olarak iki ana kategoriye ayrılmaktadır. Uzun süreli patlamalar, çekirdekleri yerçekimsel stres altında içe çöken ve kara deliklere veya nötron yıldızlarına dönüşen devasa yıldızların şiddetli ölümleriyle ilişkilendirilir. Bu tür patlamalar, çekirdek çöküşü süpernovası olarak bilinir ve Evrenin yapısını anlama açısından son derece önemlidir. GRB 250314A ile ilişkili süpernova, bu kategoriye ait bir olayın Yeniden İyonlaşma Çağı sırasında meydana geldiğini göstermektedir. Bu dönem, yıldızlardan ve galaksilerden gelen radyasyonun hala erken Evrenin kalın, opak nötr hidrojen sisini iyonlaştırma sürecinde olduğu kritik bir zaman dilimidir.
Yeniden İyonlaşma Çağı, Evrenin tarihinde son derece önemli bir dönüm noktasıdır. Bu dönemde, yıldızlardan ve galaksilerden yayılan radyasyon, erken Evrenin kalın ve opak nötr hidrojen sisini iyonlaştırmaya başlamıştır. Bu iyonlaştırma süreci, uzayı giderek şeffaf hale getirerek ışığın serbestçe yayılmasına izin vermiştir. Bilim insanları uzun zamandır bu iyonlaştırıcı yıldızların ve galaksilerin nasıl göründüğünü ve daha sonraki dönemlerdeki yıldızlardan nasıl farklı olabileceğini bilmek istemişlerdir. GRB 250314A ile ilişkili süpernova, Yeniden İyonlaşma Çağı sırasında yıldızların en azından bir kısmının daha yakın zamanlardaki yıldızlara benzer olduğunu göstermektedir.
Bu keşif, erken Evrendeki gama ışını patlaması süpernovalarının daha yakın örneklerden önemli ölçüde daha parlak olmasını beklememiz gerekmediğini göstermektedir. Bu bulgu, kozmik karanlık çağın derinliklerinde bu sönük olaylardan daha fazlasının keşfedilmesine yol açabilecek önemli bir açığa çıkarmadır. Araştırmacılar, bu tür sönük olayları tespit etmek için daha duyarlı gözlem araçları ve yöntemler geliştirmeye odaklanmaya başlamışlardır. Gelecekteki gözlemler, Evrenin ilk milyar yılında meydana gelen benzer olayların sayısı ve özellikleri hakkında daha kapsamlı bilgi sağlayabilecektir.
Bu çığır açan keşif, Evrenin en erken dönemlerindeki yıldız oluşumu, galaksi gelişimi ve kozmik yapının oluşumu hakkında bilim insanlarının anlayışını derinleştirmektedir. JWST ve diğer ileri teleskopların sağladığı veriler, kozmik şafakta meydana gelen olayları daha iyi anlamamıza ve Evrenin kökeni hakkındaki temel soruları yanıtlamamıza yardımcı olmaya devam edecektir.